Selam,
İyi okumalar. Gecikme için üzgünüm, ama ertesi güne kalsa da tamamlayabildim. 🥰❤
Umarım seversiniz.
Bu arada 47K olan okuma sayısı, inanamıyorum. Gözlerinize sağlık 😇
Sevgiler
-------
"Cesur dün gece geç saatte nereye gittiğini söylemeden evden çıktı." diye huzursuzca dert yanıyordu Asi. Oturduğu arabanın ön koltuğunda yanındaki adama dönerek.
Tek kaşını kaldırmış ve ona bakıyordu Yaman. Gözü bir yandan yağışlı hava nedeniyle oldukça kasvetli olan yoldaydı. Kampüsün girişine çıkan iki yanı ağaçlarla bezeli yoldan geçiyorlardı. Yoğun yağmura yetişmeye çalışan, arabanın cam sileceklerinin çıkardığı ses ve Asi'nin konuşması aralarındaki uzun süreli sessizliği bozmuştu.
Söyleyeceklerinde temkinli olmak, Asi'yi kızdırmak istemiyordu. Haftalar sonra araları eskisi gibi olmasa da kendisinin ve Cesur'un yoğun ısrarlarıyla bir nebze ilerleme göstermişti. Kızın gözü şimdilerde, sürekli Cesur'un üstünde ve her hareketini kontrol ediyordu.
"Benim haberim var, bizim çocukların yanına gitmiş. Dertleşmişler biraz işte."
"Bana neden haber vermiyor Yaman, sorunca kaçamak cevaplar verip beni huylandırıyor. Pataklayacağım bir gün onu istiyor." yerinde kıpırdanmış sesi istediğinden yüksek çıkmıştı.
Gözlerini kaçırdı Yaman, fısıltı halinde konuşuyordu. "Neden acaba?"
Mırıldandığını fark eden Asi, kafasını ondan tarafa eğerek hızlıca sormuştu. "Neden acaba mı?"
Yakalandığını fark eden Yaman, kaçmanın çözüm olmayacağını biliyordu.
"Bak canım benim, güzelliğim..." biraz duraksadı ve söyleyecekleri üzerine alacağı tepkiyi düşünmemeye karar verdi. "...sen biraz fazla Cesur'un üstüne gidiyor olabilir misin? Bize kaç kere ne sözler verdi, ne yeminler etti. Güveneceğiz kardeşimize ve bir daha o karanlık sokaklara girmemesi için ben hep tepesinde olacağım. Aklımda ona dair planlar var zaten öyle bir meşgul olacak ki, böyle şeyler aklına bile gelmeyecek. Hem bence sen takılı kaldığın başka olayların hıncını ondan çıkarıyor olabilir misin?"
Kıstığı gözleri ve şüpheli bir yüzle Yaman'ın cümlesini bitirmesini bekliyordu Asi. Cesur'a karşı fazla korumacı olduğunun farkındaydı, ama geçmişte yaptığı hataları tekrar yapmamaya da çok kararlıydı. Gözünün önünde olup bitenden, kardeşinin uyuşturucu madde sattığından bir haber yaşadığı o korkunç dönemi bir daha yaşamak istemiyordu. Bu yüzden denetimleri arttırmıştı, bu da haliyle Cesur'u daraltıyordu. Ama bahsettiği son kısım ve yaptığı atıf büsbütün, olmayan keyfini daha da kaçırmıştı.
"Heh..." dedi sıkıntıyla nefes vererek "...beyefendinin huzurunu bozduysam özür dilerim, ama ipini biraz gevşetince neler yapabildiğini gördük. Ben bir daha bu olayların tekrar etmesini istemiyorum, o yüzden o alışsa da alışmasa da bana hesap verecek, sen yine takip ediyorsan et..." gözlerini ondan kaçırmış önünde uzanan yağmurlu yola bakıyordu "...ayrıca takılı kaldığım bir konu da yok..." yutkunmuştu "...benim tek istediğim eski huzurlu yaşantımıza dönmek ve bir an önce şu okulu bitirip, kurtulmak."
Üzüntülü gözlerle ona bakmıştı Yaman, bir yandan artık onu tanıyan güvenlik görevlerinin soru bile sormadan okulun kapısını açması ile kampüse giriş yapıyorlardı.
"Asi bunu kendine neden yapıyorsun?..." tereddütte kaldı ama söylemek istedi. "...ve Alaz'a?"
Bir zamanlar kalbinin hızla atmasına, şimdilerde acıyla sızlamasına neden olan Alaz. Bir türlü affedemediği ve beraber paylaştıkları son gecenin her bir saniyesini aklına kazıdığı Alaz. Birbirlerinin hayatlarından çıkalı haftalar olmuştu. Sabahın bu saatinde Yaman'ın bu anlamsız sorusuna cevap vermek hiç istemiyordu, buna rağmen konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / Aslaz
FanfictionYabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl olurdu? İşte bu hikayede onları okuyup, hayatlarına ortak olacağız.