Bana sarılmıştı sarıldığında gözlerim dolmuştu hem seviyordum hemde kızgındım
Tamar gidicem bırak beni
Tamer ağlayarak konuşmaya başladı
-Gökçe özür dilerim çok özür dilerim ne desen haklısın ama gitme bırakma beni çağresiz
Bir ağlama be adam seni görende öldük zanneder ota boka ağlıyosun Allah aşkına bir sus
-Gökçe gitme
Tamer bak vallahi dava açarım sana görürsün gidiyorum diyorum bitti görmek istemiyorum yüzünü
-Dün gece yaptıklarım için özür dilerim elimden geleni yapacağım ama gitme
Tamer seni daha fazla dinlemek istemiyorum
Odadan çıkar çıkmaz Zeynep ile çarpıştım
-Gökçe ağlıyormusun sen,elindeki ne gidiyormusun yoksa
Siz devam edin Tatailinize ben gidiyorum
-Ne oldu nereye gidiyorsun daha ilk günden
Tamer ilk günden yapacağını yaptı
-Ne yaptı
Boş ver gidiyorum ben
-Olmaz öyle bende geleceğim seninle
Sen benim için tatailini bölme,umarım Berk hoca senin değerini bilir
-Saçmalama Gökçe bende geleceğim seninle itiraz istemiyorum
İyi tamam gel
Zeynep eşyalarını alıp Berk'e veda ettikten sonra otelden ayrılmıştık
-Ne olduğunu anlatacakmısın Gökçe ?
Anlatıcam ama ilk önce gidelim
-Hayır hiç bir yere gitmiyoruz
Ne demek gitmiyoruz
-Karda kışta dağ tepesinde olmaktansa şehir merkezinden otel bulur orada kalırız olmaz mı ?
Bilemedim şimdi
-Olur olur kafa dinleriz hem
İyi gidelim bari
Şehir merkezinden bir otel bulup yerleşmiştik çift kişilik bir oda'ya yerleşmiştik ardından üstümüzü değiştirip kahvaltı'ya inmiştik
-Eee anlatmıyacak mısın ?
Neyi ?
-Buraya gelme sebebimizi
Akşam anlatsam olur mu ?
-Olur tabiki ne zaman hazır hissedersen o zaman anlat
Anlayışın için Teşekkür ederim Zeynep
-Rica ederim kuzum, kahvaltıdan sonra alış verişe çıkalım mı ?
Çok yorgunum ama iyi olur
-Tamam o zaman ben odadan çantaları alıp geleyim sen davam et
Zeynep gitmişti iştahım bile yoktu yemek yiyemiyordum Tamer'i seviyordum ama rızam olmadan böyle bir şey yapması beni çok sinir etmiş ve üzmüştü ben kahvaltı tabağındaki yemekler ile oynarken derin boğuk bir ses beni düşüncelerden çekti aldı
-Merhaba iyimisiniz
Ha iyiyim siz kimsiniz ?
-Ben bu otelin sahibinin oğluyum adım Muhammed Mami diyebilirsin
Memnun oldum Mami bende Gökçe
-Çok düşünceli duruyorsun bunun sebebi nedir ?
Tüm müşterileriniz ile bu kadar yakından ilgilenir misiniz ?
-Yani kısmen,seni yalnız görünce merak ettim o yüzden oturdum yanına eee anlatmıyacak mısın ?
Ben daha kendime anlatamıyorum sana nasıl anlatayım
-Peki hangi rüzgar attı seni buraya
Aslında Samsunluyum arkadaşlarımla gelmiştim sorun çıkınca diğerlerini bırakıp buraya yerleştik başka bir arkadaşımla
-Vay be
Ne oldu ?
-Bende Samsun'da yaşıyorum
Aaa ne güzel
-Okuyormusun ?
Evet okuyorum bu yıl lise son
-Dersler iyi mi ne okumayı pilanlıyorsun ?
Derslerim gayet iyi,Bir hedefim yok
-Nasıl hedefin yok
Yani yok işte
-O zaman şöyle düşün sen küçükken ilk ne olmak istiyordun seni okula çeken ilk şey ne oldu beyninin derinliklerine in hatırla bu yola seni sürükleyen ilk şey neydi ilk hangi meslekti
Piskoloji mi okuyorsun ?
-Evet Samsun Ondokuzmayıs üniversitesi piskoloji öğrencisiyim
Şöyle söyleyeyim Mami ben ilk polis olmak istemişimdir babam polis'ti çok örnek alırdım babamı her zaman büyüyene kadar daha sonra ailemi kaybettim derken benim hayaller siyah poşete
-Hmm anladım Başın sağolsun Gökçe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜRAİ Aşkın İki yüzü
ChickLitYalnızlığın cehenneminde kavrulan Gökçe'nin gerçekliğinden kaçan Tamer hoca ile kesişen yollarında onları ayıra bilecek tek gücün ölüm olduğunu bilmeden birbirlerine sımsıkı bağlanırlar