yıllar yıllar önce doğmuş olsaydın
elbet okurdum seni bir kitapta
bıçak ağzında kahramanlığın
düşmek istemi sayfalardan
yazarından iyi tanırdım seni
ince ince çizikler kollarında
taş kesilmiş bağrın
taş basılsa ne âlâ !baştan yazardım seni
bütün bildiklerim içinde
baştan yazdın bildiklerimi
bu yüzden yüksel kesik kollarımda
"var olmanın karşı konulmaz hafifliği"öyle yazardım ki seni bi' çare ayetler
sensin devirledir aranan iksir
uçup gittin köprülerden
sensin ayağından asılmış melek
güzelliğinin sahipliğine büyüler indiren
bir değilsin iki desem fazlasın sen
bir bakışıyla dağlar devirensensin asırlardır bulunması beklenen yüzük
senin parmağında kutsanır doğuşu
iletişim dediğin seninle konuşma ihtiyacıdır varlıkların
cennetinde bile bulamıyorum sesinin verdiği sarhoşluğu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayatın ortasından namlu
Poetryvarlığına umut beslediğim hiçbir "şey" benim değil, bekleyişlerin sona varmazlığı umudun ham maddesini tüketti. aldığım her kritik karar, anlarımın intikamının çaresiz serzenişiyle çağlıyor.