çekinme
çekinme ki öğretsin bana dudakların ruhunun eğriliğini
zaten düşlediğin gibi değilim bende
haddi hesabı yok dünyevi telaşelerde işlediğim cinayetlerin
-yaşatabilmek isterim seni-
varsın aff olmasın günahlarım
gittikçe gererim göğsümü
artık benim de sayılıyor kaburgalarım
bir hançer gibi delip geçer
akacak kan bırakmaz damarda
bir seni kesmez bir senin yakmaz canını
şaşarım
şaştıkça dokunurum sana bir sarhoşun nahoş nidaları anlatır yankılanır
meğersem dokunmamışım hiçbir kadına
tatmamışım gerçek bir göğüste yatmayıburnumda sahteliklerin ifrit kokusu
tüm gücümle ağlıyorum
saatin farkında değilim sadece ağlıyorum
ıslak kağıtlarım öyle bir hınçla yırtıyorum
uçmuş aklımdan manevi değeri
uçmuş aklım kalmamış akıl namına belirti
anlıyorumben
seni sevmek istiyorum
tutunacak bir dal değil
tüm dallar kırılır biliyorum
tüm geçmişimi bir kenara attım
yürüyorum
eşsiz karanlığında
bana yavan aydınlıklar
lüks daireler şatafatlar pahalı arabalar
ben seni istiyorum arzuluyorum seni
hiçbir şeyi arzulamadığım kadar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayatın ortasından namlu
Poetryvarlığına umut beslediğim hiçbir "şey" benim değil, bekleyişlerin sona varmazlığı umudun ham maddesini tüketti. aldığım her kritik karar, anlarımın intikamının çaresiz serzenişiyle çağlıyor.