var olduğumdan şüphe duyuyorum
bile bile sıratladığım en büyük ızdırap farkındalık, bana bahşedilmiş bir güç değil biliyorum ama yaşanılan her maceranın ve tutkulu anların sonunu doğru tahmin edebilmek beni sonu olmayan işkencelerden hallice ufuklara itiyor.
aşk'ın ve sevginin hazin sonu; insanoğlunun başlangıcından beri
güvene saplanan ince kıymıklar.
efor sarf etmek saçma kurtarmak için
bırak oldukları yerde kalsınlar
dokundukça daha derine batacaklar.
yani anlamalısın sevilmeyeceğini,
"ne ekersen onu biçersin" derler onlar
ama
mahsüllerin kasalarında kaldığında bir gün,
yeterince verimli tohumlar bırakmadığında sana,
toprağa isyan edeceksin.utanç duyuyorum seninle
sesin bozuk plakların cızırtısı
bütün çıplaklığıyla gözbebeklerimde
en az yok oluşun kadar utanç doluyum seninleı
hani insanın
ait olduğu yerden gitmesi gerekir ya bazen
bir kurşun çınlar şakaklarında
pervasız alaycılığı namluların
ismin ömrümün tozlu sayfalarındaıı
tüm hakikatlerini hayatın
tek kalemde silebilen sen
şaşırmam mantık dışıydı
beni gözünden çıkarırkenama sana öyle bir teşekkür borçluyum ki ben
tekrar hatırlattın bana riyakarlığını insanların
düşürmemem gerektiğini maskemi ne pahasına olursa olsun !- görebilseydin keşke beni kör vicdanının cehenneminde can çekişirken -
diyeceğim o ki
yolları öyle bir yıktım ki senin için
dönmek istesem dönemem
diyeceğim o ki
öyle yıktın ki beni
gelmek istesem gelemem(onarmak o yolu senin görevindir,
tanrının tasviridir aşk,
aşıklara mahsustur affetmek ve bağışlamak.
gözümü kırpmadan katledebilirim bir insanın ruhunu hiç uğruna
kan kadar sıcak intikamıma kavuşabilirim ama koynun daha sıcaktır bütün arzularımdan.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hayatın ortasından namlu
Poetryvarlığına umut beslediğim hiçbir "şey" benim değil, bekleyişlerin sona varmazlığı umudun ham maddesini tüketti. aldığım her kritik karar, anlarımın intikamının çaresiz serzenişiyle çağlıyor.