İyi Okumalar ✨
"Tamam Altay geliyorum dedim" telefonun ucundan susmayan arkadaşımı dinlemeye devam ettim
"Oğlum aradım havalimanındayım dedin. Yarım saat geçti anca mı taksiye bindin?" Derin bir nefes aldım
"Sabırsız mısın sen?" Gülme sesini duydum
"Evet özledim seni, ne yapayım" gülüşüne karşılık verdim
"Ordayım 45 dakikaya. Görüşürüz" telefonu kapatıp şoföre yol tarifini gösterdim. Senelerdir Türk arkadaşım olmasına rağmen hâlâ Türkçe konuşmayı bilmiyordum. Çözmek zordu. Sadece yetecek kadar biliyordum.
Camdan bizi geride bırakan ağaçları izlemeye başladım. Köprüye geldiğimiz de güzel manzaraya baktım. Çok istiyordum bu ülkeye taşınmak ama maalesef PSG oyuncusuydum. Fransada kalıyorum.. her sene normalde Altay'ın yanına gelirdim fakat bu 3-4 senedir gelememiştim. Yoğun bir çalışma düzenim olmuştu şu son senelerde. Ama sıkılmıştım ve istediğim takım bu ülkedeydi. Galatasaray... Deli gibi transfer olmak istediğim kulüp. Neyse ki 2 ay kalmıştı PSG ile sözleşmem bitecekti.
Altay'ın evinin sokağına girdiğimiz de taksinin parasını ödeyip indim. Bahçede bekleyen Altay beni görünce sımsıkı sarıldı bana.
"Oğlum çok özlemişim lan seni." Bir eliyle sırtıma vuruyordu sertçe.
"Özlemin bitmeden öleceğim sanırım" vurmalarını kesti, ellerini omzundan ayırmadan geri çekildi ve yüzüme baktı uzun uzun..
"Hiç değişmemişsin şerefsiz herif. Aksine daha da gençleşiyorsun" güldüm bu sözlerine
"Sen çok değişmişsin... Her geçen sene daha da uzuyorsun zürafa kılıklı"
Gülüşüp tekrar sarıldık birbirimize. PSG'de ki onca arkadaşım vardı ama hiç biri Altay kadar sıcak ve samimi gelmiyordu bana. Türklerin çoğu zaten böyleydi. Sıcak kanlı insanlar.. tam aradığım ortam.
Bavulumu alıp bana döndü. "Ben bunu içeriye bırakayım.. bize de bir kahve yapayım. Otururuz bahçede. Olur mu" dudak büzdüm. Ellerimi cebime koyup arkamı döndüm ona ve bahçedeki sandalyelere yöneldim
"Sütlü, az şekerli" gülme sesini duydum
"Emredersiniz paşam" ahşap sandalyeye oturup bahçeye göz gezdirdim. Hâlâ aynıydı hiç değişmemişti. Huzurla gözlerimi kapattım. Burda çok anımız vardı.
Bir kaç dakika sonra Altay'ın geldiğini duyduğumda gözlerimi açtım. Kahveyi masaya bıraktı, o da benim gibi karşımda ki ahşap sandalyeye oturdu"Ee anlat bakalım sarı fırtınam.. nasıl gidiyor hayat?" Dudak büzdüm
"Gidiyor işte. İstemediğim şekilde devam ediyor" kahvesinden yudum aldı
"Wanda mı?" İsmini duymamla yutkundum. Ansızın bana yaşattığı şeyler geldi aklıma. Kafamı sağa sola salladım aklımdan gitmesi için. Ama ne fayda ki..
"Umrumda değil" yalandı.. koskoca bir yalan. Aşık mıydım? Hayır. Sadece bunca senedir bu aşka çok emek vermiştim. Wanda'ysa bunu hiç etmişti, gözünü dahi kırpmadan umursamadan, beni silmişti..
"Gözlerin pek öyle demiyor ama" yavaşça kahvemden yudum aldım.
"Gözler bazen yanıltır" kafasını sağa sola salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidencia/ Kerem×İcardi
Romance"Noldu Mauro?" "İyi misin diye baktım" güldü. Ve bana döndü. "İyiyim.. neden olmayayım ki" omuz silktim. "Bilmem yüzün kızarmış.. ya utanınca yada sinirlenince kızarır o tatlı yanakların" elimin tersiyle yanağını okşadım. "Altay yanımdaydı o yüzd...