B-39

701 57 180
                                    

"Zani şunu verir misin bana. En tepedeki tabak. Kare olan" bardakları masaya koyduğum da Yunusa döndüm. Elini uzatmış almaya çalışıyordu ama boyu yetmiyordu. Bu hâline sırıttım. Gözümde bebek gibiydi cidden..

Elimi uzatıp hemen aldım. Oysa önüne döndü bana. Beni bu kadar yakında beklemediği aşikârdı. Burun buruna gelince ikimiz de yutkunup gözlerimize baktık uzun uzun. Kendime gelmeye çalışarak gülümsedim.

"Al bakalım" boğazını temizledi.

"Teşekkürler" elimden hemen alıp arkasını döndü ve işine devam etti. Bende hipnoz şekilde aynı kalmıştım. Geri gitmek istemiyordu ayaklarım. Akışına bıraktım herşeyi. İçimden geleni yapmak istedim. İki elimi de tezgaha koyup Yunusa yaklaştım biraz daha. Omzunun üzerinden ona doğru bakıp konuştum.

"Yapmam gereken bir şey var mı? Yardım edebilirim" yunusun titrek nefes aldığını duydum.

"Hayır.. yok... Bilmiyorum" yavaşça döndü tekrardan bana doğru. "Zaten bitmek üzere. Masayı kurabiliriz beraber." Gözlerine baktım hayranlıkla. Oysa ikide bir kaçırıyordu yeşil gözlerini. Bir şey dememe müsade etmeden kollarımın arasından çıktı. Utanmış mıydı o... Sırıtıp masa kurmaya yardım ettim.

5 dakika sonunda bitmişti herşey. Şuan sadece saati beklemek kaldı. Akşam olmasına 2 saat vardı. Tam oturmuştu ki Yunus aceleyle kalktı. "Salata... Onu unuttuk" gideceği an elinden tuttum.

"Bırak o eksik kalsın.. zaten yeterince uğraştın" dudak büzdü.

"Ama iki dakika da yapardım" elini bırakmadan ayağa kalktım.

"O zaman şöyle yapalım. Ben gidip yapayım. Sen duş alacağım diyordun zaten.. git sen al duşunu ben hallederim.. hadi"

"Valla mı" gülümsedim. Çocukça tepkileri çok hoşuma gidiyordu.

"Valla. Hadi bakalım" gülümseyip merdivenlerden yukarı çıktı. Bense arkasından sırıtıp baktım. Mutfağa gidip salata için malzemeler çıkarıp yavaşça yapmaya başladım. Acelemiz yoktu sonuçta. Ben ne kadar yavaşsam Yunus bir o kadar hızlıydı.

10 dakika sonunda sunumladım ve son dokunuşu yaptım. Masaya götürüp yunusu bekledim. Yukardan ismimi duymamla kaşlarımı çattım.

"Zani gelir misin iki dakika" yukarı çıkıp banyoya ilerledim. Kapısı biraz aralıktı. Kafasını çıkarıp sırıtıp benimle konuşmaya başladı. "şey ben.. bornozu unuttum. Verebilir misin? Şu sol çapraz olan odada" yutkunup gülümsedim ve kafamı salladım.

"Getiririm" odasına girip yatakta ki bornozu aldım. Kalbim neden bu kadar hızlıydı..
Kendime gelmek adına kafamı sallayıp yunusun yanına gittim tekrar. "Al bakalım" alıp gülümsedi.

"Teşekkür ederim" ellerimi belime koydum.

"Rica ederim" uzun bir sessizlik hâkimiyet almıştı ortamı. Yunusun konuşması ile kendime geldim.

"Ee.. giydirecek misin beni?" Gözlerimi açtım şokla.

"NE" sesim istemeden yüksek çıkmıştı. Güldü bu hâlime.

"Hâlâ bekliyorsun da o yüzden. Suratına da kapatamıyorum"

"He.." sesim kısık çıkmıştı. "Evet.. ben gideyim. Eee.. sende.. giyin gel." Merdivenden inip koltuğa attım kendimi. Derin bir nefes aldım. Salak mıyım ben.. adamın kapısına sapık gibi dadanmış bekliyordum.

Kerem'den

"Mauro... Hadi uyan aşkım" belimi tutup kendine çekti. Kafasını boynuma gömüp derin bir nefes aldı.

Coincidencia/ Kerem×İcardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin