Sabah gözlerimi açtığım an görüş alanıma Mauro girmişti. Gülümsedi uyandığımı görünce. Bende uyku sersemi olduğum için gülümsedim aşkla.
Sonrasında kendime gelip aklıma gerçekler dank ettiğin de kaşlarımı çatıp, yattığım yerden doğruldum hızlıca.
"Senin odamda ne işin var?" Sesim sinirli çıkmıştı. Yani çıkarmaya zorladım diyelim.
"Erken uyandım. Baktım uyanmıyorsun merak ettim" göz devirdim. İnanmadığımı belli eden hareketlerimle. Dudaklarını büzüp masum masum bana baktı. Ve sonrasında konuşmaya başladı. "Tamam pekala.." derin bir nefes aldı. "sadece.. seni özledim. Uyurken seni izlemek bu dünyadaki en güzel ikinci şey" dedi.
Gözlerimi kısıp baktım ona.
"Birincisi neymiş peki?" Gülümsedi gözlerime bakıp. Eli yavaşça yanağıma gidince titrek bir nefes aldım.
"Sana sahip olmak" kafamı sağa çevirip elini yüzümden çekmesini sağladım.
"Artık bana sahip falan değilsin" net sesimle konu kapanır sandım. Ama yanıldım.
"Yanılıyorsun" yavaşça yüzünü yaklaştırdı bana. Bense kıpırdayamadım. "Sen bana aitsin. Herşeyinle hemde" sertçe yutkundum. Yanaklarım yanıyordu heyecandan. "seni çok özledim sevgilim" sıkıca belime sarılıp boynuma yöneldi. Minik minik öpüyordu. Bense robot gibi durmuş hareket edemiyordum. Kendime gelince onu itmeye zorladım.
"Kendine gelir misin?"
"Sana gelmek istiyorum" siktir ya.. şöyle laflar demesen olmaz mıydı?
"Altaya git sen.. yada merte" geri çekilip bana baktı.
"Kerem" kafamı salladım -ne var- dercesine. "Çok zorsun..." Gözlerimi kaçırdım. Oysa elini çeneme götürüp ona bakmamı sağladı. "Ama ben zoru çok severim.." dudaklarıma bakıp gülümsedi. Yavaşça yaklaştığında,
"Yapma" dedim fısıltılı sesimle.
"Uzak duracak gücüm kalmadı" tam dudaklarıma yaklaşmıştı ki kafamı hafifçe sağa cevirdim. Bu hareketimle dudağımın kenarını öpmüş oldu..
"Biz ayrıyız Mauro.. bunu aklından çıkarma." Kulağına yaklaştım ve fısıldayarak devam ettim konuşmama. "Sana ait değilim, sevgilim değilsin. Bizi sen bitirdin" ağzına açmasına müsade etmeden kalkıp odadan çıktım.
•
"Oğlum sen manyaksın" diyen yunusa ayrı güldüm. Gülme krizine girmiştim nerdeyse. Berat ve arkadaşı vardı. Bizi ziyarete gelmişlerdi. Yavuz diye arkadaşı varmış. Bizde yeni tanıştık ama tanışır tanışmaz da kaynaşmıştık. Hafif tombul, keko saç kesimi vardı. Yüzüyse çocuk gibiydi. Tipinden belliydi samimi biri olduğu.
"Sonra noldu" dedi heyecanla Yunus.
Yavuz, "Bütün çakmaklarım çalındı sonra, daha nolsun" Yunus kendinden geçmiş gibi gülüyor yerlere yatıyordu. Bende dahil.. çocuk deli gibi bir şeydi mk. Her gün olay geçmiş başından. Okulda ki herkese çakmak var mı? Diye sorup hepsini çalmış. Sonrasında sokakta tezgah açıp satmaya çalışmış. Ama lavaboya gidince hepsi de çalınmış. Anlatma şekli ve mimikleri o kadar doğaldı ki gülmemek imkansızdı.
Biz sohbet ederken Yavuz'un kafasına sertce top gelmişti. Hepimiz gözlerimizi şokla açıp sersemleşen Yavuz'a baktık.
Berat, "Lan iyi misin?"
Yunus, "Kim attı o şutu mk. Çocuk öldü" bense merakla bakıyordum Yavuz'a.
"Kulağım çınlıyor ya" Berat elini tutup oturttu yavuzu. Bense etrafa baktım kimin attığına bakmak için. Bize gelen Mauro'yu görünce gözlerimi kıstım.. hayır... Bunu yapmamış olsun. Yanımıza gelince bana bakmadı. Yerde ki topu alıp Yavuz'a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coincidencia/ Kerem×İcardi
Dragoste"Noldu Mauro?" "İyi misin diye baktım" güldü. Ve bana döndü. "İyiyim.. neden olmayayım ki" omuz silktim. "Bilmem yüzün kızarmış.. ya utanınca yada sinirlenince kızarır o tatlı yanakların" elimin tersiyle yanağını okşadım. "Altay yanımdaydı o yüzd...