2

1K 98 150
                                    

"Hangi ülkede olduğunun farkına var. Fransa'daki çöplüğünde değilsin."

"Seninle konuşan da kim? Sevgilimi arıyorum. Her halta burnunu sokma, kafasız."

Rin, Kaiser'in iyice damarına bastığının farkındaydı. Amacı da onu sinir etmekti zaten. Sevgilisi sırf onun menajeri diye her boka atlamasına gerek yoktu. Geçen seneki Dünya Kupası'nda Rin'in oynadığı PSG, Bayern Münih'i 3-1 yenip yarı finale çıkmıştı. Ama tüm maç boyunca Kaiser'in ne kadar sinir bozucu olduğunu aklından silemiyordu, Itoshi Rin.

Sevgilisini paylaşmak isteyeceği son kişi bile değildi. Her ne kadar kendisi ayrılmış olsa da, hala Isagi'nin üzerinde bir söz hakkı olduğuna inanıyordu. Takıntının böylesi işte.

Rin'in ondan ayrılma sebepleri en basit halinde şunlardı: Ondan uzakta kalmaya dayanamıyordu, çevresinde sürekli başka erkeklerin olmasından rahatsızdı, Noa'yı dehşet verici şekilde kıskanıyordu, Kaiser iyice gözüne batmaya başlamıştı, Isagi'nin son zamanlardaki yorgun ve uykusuz halleri yüzünden kendisini aldattığını düşünüyordu.

Sevgilisine her bir düşüncesini söyledi. Eğer bağırıp çağırmayıp adam akıllı bir dilde söylese belki de bunları aşabilirlerdi. Ama hiç çözüm odaklı yaklaşmadı ve sevgilisini dinlemedi. Kendi cevaplarını kendi buldu. Kafasında kurduğu gibi ilerletti ilişkilerini. Zaten, ne sevgilisini ne de kendisini ne kadar yıprattığını göremeyecek kadar gözünü kin bürümüştü.

Bu yüzden de şu an, Isagi ile ortak arkadaşları olan Japon oyuncular tarafından; Kaiser'e yumruk atmaması için tutuluyordu. Aynı nedenle Kaiser de, Alman arkadaşları tarafından.

Mesele Isagi veya ona sahiplik taslama değildi, üstünlük kompleksi ve egolarıydı.

"SENİ ANANDAN ÇIKTIĞIN YERE SOKACAĞIM SARI KAFALI UCUBE-"

"ALT KİRPİKLERİNİ GÖTÜNE SOKMAZSAM BANA DA KAISER DEMESİNLER- PUŞT!"

Kunigami, telefona bir arama gelmesi ile Rin'i sağlam şekilde çekip yere düşürdü. Noa da aynı şekilde Kaiser'i yere çömeltmişti.

Kunigami, arayanın Isagi olduğunu gördü ve içinden sövmeye başladı. Kavgaya bakacaklar diye onu unutmuşlardı.

"Alo? Kunigami? Neredesiniz?"

"Isagi- çok üzgünüm. Bir türlü çıkamadık da-"

"Onu demiyorum. Neredesiniz şu anda?"

"Ha? Sen neredesin?"

"20 dakika sizi bekledim, Hiori'yi falan da  aradım ama açmadınız. Taksiye bindim son çare. Bizim kutlama yerinde misiniz?"

Kunigami'nin dili tutulur. İşte şimdi sıçmışlardı. Gerçeği söyleyip bu kaosa onu çekmeyi asla istemiyordu ama- başka bir yeri söylese daha kötü şeyler de olabilirdi.

Kunigami boğazını temizler ve yerde oturup birbirlerinden uzak tutulan ikiliye nispeten bakış atar.

"Evet. Bizim yerdeyiz. Seni bekliyoruz- Yakın mısın buraya?"

"Evet evet. Sorun değil. Birkaç dakikaya oradayım. Kapatıyorum."

"Seni bekliyoruz."

Rin'in gözleri, umutla açılır. Ağzını açıp bir şeyler söyleyecekti ki Kunigami lafı ağzına tıkar.

"Hemen gidiyorsun, Rin. Isagi'nin seni burada görmesine hiç gerek yok."

"Saçmalama. O kadar yol boşuna gelmedim herhalde."

"Öyle yapmış gibisin. Çünkü Bayern Münih olarak bugünün kutlamasına değerli menajerimiz ile devam edeceğiz. Sen de hiçbir şey olmamış gibi ülkene döneceksin."

emperor! kaisagi,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin