emperor! kaisagi,

17

"-Yaptığın sorumsuzca davranışı ancak bu şekilde telafi edebilirsin, Kaiser."

Bayern Münih binasının ana toplantı salonuna derin bir sessizlik hakimdi. Büyük Patron, tarafından Kaiser'e yapılan uyarı; acımasızcaydı.

"Bu hiç de adil deği-"

"Sana seçme şansı sunmadım. Bu sadece senin değil, tüm Bayern Münih adı altındaki sporculara sürülmüş bir lekedir. Buna ne diyeceksin?"

"Benim ilişkim, sadece beni ilgilendiri-"

"Saçmalama. Sen... Cidden Isagi'nin adını hafife alıyorsun. O aptal, sadece kovulmaktan korktuğundan bahsediyor ama şu an Juventus ile görüşüyor. Bunu ne zaman anlayacaksın? Isagi senin için bir şanstı, nimetti. Sen ise bu şansı mahvettin."

"Juventus ile sizin zorunuz yüzünden görüşüyor-"

"Snuffy, onu özel olarak istiyor. Kaiser? Farkında değil misin? Isagi'yi menajer veya teknik direktör değil, oyuncu olarak almak istiyor."

Kaiser'in sabrı iyice taşıyordu artık.

"Isagi asla sahada oynamaz. Onu tanımıyorsunuz."

"Hah. Sen çok mu iyi tanıyorsun? Sadece birkaç günlük sevgilindi-."

"Sevgilindi, derken? Neden geçmiş zaman eki kullanıyorsunuz? Hala sevgilim o benim."

Patron, derin bir iç çeker.

"Isagi, bundan böyle bizimle çalışmayacak. O-"

"Yoichi'm yoksa ben de yokum."

"Anlamadım?"

Ortam iyice gerilirken, Kaiser; sesindeki kararlılığı bozmadan devam eder.

"Bu haksızlık. Kabul etmiyorum. Sözleşmemi fes edeceğim."

"Hah! Bizden başka şansının olduğunu mu sanıyorsun? Seni bizden başka kim alır?! Bu kadar skandalına ve bu şımarıklığına sadece biz katlanırız senin!"

"Ee?"

"Delirtecek misin sen beni- Menajerin yok. Ama sen buradasın dedim!"

Koridordan koşma sesi duyulur. Hemen ardından da odaya koşarak Isagi Yoichi ve beraberindeki birkaç takım elbiseli adam girer.

Isagi, iki büklüm olmuş nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Elinde bir tomar kağıt vardı. Salondaki gözler, şaşkınlıkla ona döner. Isagi, İtalya'da değil miydi ?

Kaiser, ayağa kalkmaya yeltenir. Tek istediği, sevdiği adama sımsıkı sarılmaktı. Bu aptalların saçmalıklarını daha fazla dinleyesi yoktu. Sevgilisiyle el ele buradan uzaklaşmak istiyordu.

Sarışının ayağa kalkmasını, omzundan tutan Noa engeller. Zaten ortalık karışıktı. Kavuşmak için biraz beklemelilerdi.

"Sözleşmemi siz imzaladınız. Daha birkaç hafta olmuşken, sözleşmemi fes ederseniz; alacağım mebla daha yüksek olur. Ne Bayern Münih'i ne de Micheal Kaiser'i bırakmayacağım."

"Haddini bi-"

"Son zamanlarda aldığım oyuncular boşuna değildi. Başka paranız mı kalmadı yoksa? Beni aptal mı sanıyorsunuz? Eğer beni kovmaya çalışırsanız, elinizde ne takım ne de şirket kalır. Asıl siz haddinizi bilin. Buranın bel kemiği benim."

"Bana bak-"

"Eğer ben olmazsam- Bayern Münih biter. Oyuncularımın bana olan bağlılıklarını sorgulamazsınız herhalde."

"Juventus ile sözleşme imzalayacağım diyen sen değil miydin? Nasıl şimdi karşımda bu cesaretle konuşursun?!"

"Hey."