0.9 Gidişler, Gelişler, Affedişler

138 6 0
                                    

Çünkü insan, eğer bir nedeni varsa bir aşkı kaybetmeye razı olur. Aşkı hiç sebepsiz kaybettiğinde ise kendini bağışlayamaz
Roman sanatı- Milan Kundera

Gözümü yine sıkıcı bir güne açtım. Geçen dört günde bileti iptal etmem dışında değişen pek bir şey yoktu. İptal etmeme rağmen hâlâ gitmeyi düşünüyordum.

Uyanır uyanmaz bir duş almak iyi gelir diye banyoya girdim. O sırada gözüm yara izime takıldı.
Belki saçmadır ama hep kurşunla vurulmak nasıl bir şey diye merak ederdim. Ama aklım o kadar Emir Ali ile meşguldü ki ne olduğunu, nasıl hissettiğimi hatta yaramın nasıl iyileştiğini farkına bile varmamıştım.

Ayça da ben de çok daha iyiydik. Aklıma gelen o iğrenç esprileri ile yüzüm buruştu ardından da bir güldüm istemsiz.

O kendine gaziyim deyip duruyordu. Rabia teyze en ufak bir şey dese "ben gaziyim benimle nasıl böyle konuşursunuz?, gaziyim bana nasıl iş yaptırırsınız?" diye yırtınıyordu.

Yahut sokağa çıkıp çocukların oyunlarına karışınca çocuklar bazen mızmızlanıyordu o da "benim vukuatım var, kurşun yedim. Ona göre ayağınızı denk alın, her an ben de size sıkabilirim" diyerek, serseri olduğunu göze sokarcasına abartılı bir oyunculuk sergiliyordu.
Abartma dediğimiz zaman da gözlerini kocaman açıyor ve 'kıymetim bilinmiyor' naraları atıyordu.

Emir Ali'ye yapılan saldırının hâlâ kim tarafından yapıldığını bilmiyorduk. Ya da bize söylemiyorlardı.

Ayça'nın dediğine göre Emir Ali bir müvekkili savunmayı bıraktığı için olmuştu. Ama bu bana doğru gibi gelmemişti. Çünkü Emir Ali asla o kadar tehlikeli insanlar için avukatlık yapmazdı. Acaba bilmeden mi oldu da sonradan mı fark etti nasıl insanlar olduklarını diye de düşünmüştüm. Ama bilmiyordum. Her şey olabilirdi.

Dün Ayça ile konuştuğum zaman gerçeği öğrenmiştim. O gün saldıran kişinin Ali'nin bir müvekkilinin husumetlisi olduğunu, davayı geri çekmelerini söylemelerine rağmen, Emir Ali geri adım atmadığı için böyle bir şey yaptıklarını söylemişti.

Bunu duymak çok kötü hissettirdi. Hatırlamak bile istemediğim anları, o adam bile denmeyecek mahluklar gözlerini bile kırpmadan, ufacık bir çekince göstermeden yaşatmışlardı.

İnsanın gözünü gerçekten hiçbir şey doyurmuyor galiba. Bu korkunç eylemi neden yapmışlardı? Para mı? Şirket veya mal mülk mü? İtibar mı? Ne gibi bir güç veya kazanç, bir insana bu kadar gaddarca bir hareket yapılmasını açıklayabilir yahut makul bir sebep sunabilirdi? Bu şiddetin sebebini merak ediyordum.

Bu kadar öfke, kin, kötülük çok fazlaydı. Sonuçta kazanılacak şey ne kadar büyük olursa olsun, bu yaşananları asla haklı çıkarmaya yetmez, yapılan işin korkunç bir fiil olması asla göz ardı edilemezdi!

Ya birinin canına mal olsaydı? Ki az daha oluyordu... Allah korusun.

Aklıma o anların gelmesiyle yaram neredeyse tamamen iyileşmesine rağmen, ilk günkü kadar sızladı. Düşüncelerimi toparlamaya ve olanları daha fazla düşünmemeye çalışarak duş almayı nihayet başardım.

Hızla çıkıp üstünkörü bir kahvaltı yaptım. Biraz da temizlik yapıp oyalandım ve halama ona gideceğime dair mesaj yazdım.

Üstüme rahat bir şeyler giyip çıktım ve halamın evine doğru yola koyuldum. Yolda aklım dönüp dolaşıp gitme kararına takılıyordu.

Bu birkaç gündür Emir Ali yüzünden neredeyse her gün'keşke tayinimi aldırmasaydım' diye düşünmüştüm.

Ama artık çok geçti. Bu saatten sonra buradan temelli gidemezdim. Gitmek istiyor muyum, pek emin de değildim gerçi. En azından yaz tatili bitene kadar veya daha kısa bir süre buradan uzaklaşıp kafamı toparlamam lazımdı.

SAHRA: (Gizli Sevdam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin