15. Darbe

107 8 0
                                        

Öyle ya, bana sorarsanız terketmeli insan yaşamı
Ölümü göze almadan
Ve anlamalı bir ağaç gölgesi gibi durmaktaki sakıncayı
Gitmek
Durmadan gitmek
Ne ölümünü bilsinler ne yaşadığını...
(Edip Cansever)

"İyi misin Sahra?" Eli hâlâ belimi tutar vaziyetteydi.

Unut. Unut. Duş falan yok! Nemli tişört, belindeki eli, sıfır mesafe bilmem ne yok! Bir şey yok! Kendine gel hemen! Tövbe ya Allah!

"Hı? E..evet iyiyim" deyip onu resmen ittim. Hiç zorlamadan geri gitti.

Burnuma dolan şampuan ve tıraş losyonu kokusunu biraz daha solursam akıl namına hiçbir şey kalmazdı bende. Buna yemin edebilirdim.

Bakışlarım ona kayınca yüzünde son zamanlarda sıkça rastladığım gibi yumuşacık bir ifade belirmişti.

Ne yapıyorsun burada? Bu saatte ne işin var senin evde ya? Ayça bana ev boş demişti. Nereden çıktı bu? Gizli mi girdi eve bu yoksa?

"Hayır gizli girmedim. Evime niye gizli gireyim? Bu arada, bu saatte evimde değil de nerede olmamı isterdiniz Sahra hanım?"

Onun alt dudağını dişleri arasına alıp sırıtması ve ardından muzip bir sesle dedikleri benim,yine ve yine, sesli düşündüğümü yüzüme vuran bir haykırıştı adeta.

Bu sefer önce şaşkınlıktan gözlerim kocaman açıldı, ardından ise utançtan başımı eğdim ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Sanki görmesem orada olmayacakmış gibi..

O, bunun üzerine ufak bir kahkaha attı.
Bense hızlanan kalbimi görmezden gelip daha çok yerin dibine girdim...

Allah seni ıslah etsin Sahra! Allah sana akıl fikir versin kızım! Niye böyle oldun sen ha kuşum? Niye böyle dengesiz bir şey olup çıktın sen yaa!!! Adama rezil olmaya doymuyorsun ki Sahra! Sürekli ve düzenli aralıklarla rezil olmasan olmuyor! Sana ne adamın hangi saatte nerede olacağından? Bir de hesap sorar gibi konuşuyorsun! Adamın evi burası. Tabi ki istediği zaman gelip gidebilir! Sen ne karışıyorsun ya? Hem evine niye gizli girsin? Haklı çocuk!! Of ki ne of ya!! Valla koca bir off! Niye sesli konuşuyorsun sen balım? Niye???

Ama onu içimden dedim sandım ya! Valla bak!

İç sesimin kendini savunmasına izin vermeyip, bir şamar atarak susturdum. Çok utandığımdan olsa gerek biraz sinirlenmiştim.

Şu an tepinerek kendimi dövmek istiyordum. Şu an ciddi ciddi kendime kızıp dövmek istiyordum ben!

"Başını kaldırmayacak mısın?"

Sesinden güldüğü belli oluyordu. Bu beni daha da utandırdı.

"Utandın mı sen?"

"Hayır ya! Ne yaptım ki? Niye utanayım canım ben?"

Dediğime şaşkınlıkla bakakaldı bir an. Ardından yine gülümsedi.

"Canım mı?"

Ya Allah'ım neden böyle oluyor yaaa!!!

"Y..yani lafın gelişi! Sadece... Utanmadım ben!" Diye söylendim.

"Utandın sen utandın... Çünkü utanınca yanaklarını sıkıp sağ kaşının üstünü kaşıyorsun." Diye yanıtladı yine yumuşacık.

Bu sefer şaşkınlıkla ona bakma sırası bana gelmişti sanki.

Utanınca böyle yaptığımı nereden biliyordu ki? Sabır...

Gözlerimi kırpıştırarak ona bakmaya devam ettim. O ise gözlerimin en derinini, hatta yetmiyor, içimin en derinini görür gibi bakıyordu. Eskisi gibi...

SAHRA: (Gizli Sevdam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin