19. Acı Yüzleşme

127 9 2
                                    

Selamlar portakallı keklerimmm 🌸
Biraz hüzünlü bir bölüm oldu, dilerim beğenirsiniz.
Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum...
İyi okumalar diliyorum hepinize 💫

Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince

Suçlamak istemesen de hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün

Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine

Ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün.

Ahmet Telli

Duvar dibinde oturmuş küçük Sahra'ya takıldı gözüm. Mardin'deki evimizin bahçesinde öylece duruyordu.

Duvar dibine çökmüş, yüzünde küskün bir ifade vardı.

Ne olmuştu ona?

Hatırlamıyordum o ânı. Silinmişti sanki.
Şimdi geçip karşısına 'her ne yaşadıysan geçecek, kurtulacaksın ve sonunda mutlu olacaksın' demek istedim. Ama konuşamadım.

Birden köşeden Halit bey geldi ve hızla küçük Sahra'ya atıldı.

Kalbim sıkıştı. Bu günü hatırlamaya başlamıştım çünkü...

"Neden okuldan kaçtın?" Diye bağırıyordu Halit bey.

Oysa ben sevmem ki bağıran insanları. Hele küçük Sahra, nefret eder...

Cevap vermiyor Sahra. Öylece durmuş dolu gözlerini kırpıştırarak bakıyor babasına. Ama gözlerine değil. Sadece yüzünde gezdiriyor, omuzlarında, alnında ama asla gözlerine değil...

Söz vermişti kendine çünkü babasının gözlerine bakmayacaktı. Bu sözü o günden beri de tutuyordu.

"Kalk" demek istiyorum. "Oradan kalk ya da konuş yoksa zarar göreceksin!" diye uyarmak istiyorum ama ayaklarım yerin dibine gömülmüş ve üzerine tonlarca beton dökülmüş gibi, bir milim kıpırdamıyor.

Dudaklarım birbirine yapışmış veya kocaman bir  kilitle kilitlenmiş gibi. Tek harf bile çıkmıyor dudaklarımdan.

"Konuşsana dilini mi yuttun?"

Küçük ellerini gözlerine götürüp usulca siliyor yaşları ve omzunu silkip cevap vermiyor.

"Sana diyorum lan! Yüzüme bak!"

Halit beyin hoyrat elleri onun o küçük ve narin yüzünü hınçla kavrıyor ve yüzüne bakması için sertçe tutuyor.

Ellerine atılıp onu kurtarmak istiyorum.
'Onu bırak, yeterince acı çekti!' demek istiyorum. 'Bu gün zaten zor bir gündü, lütfen sen de daha fazla gitme üstüne' demek istiyorum ama sadece seyirciyim orada.

Sanki beni ekran önüne bağlamış ve bu anları izlemem için gözlerim dahil hiçbir uzvumu hareket ettirmemem için bir düzenek kurmuşlar gibiydi. Donmuş gibi kalmış, olanları izliyordum sadece.

"Cevap versene lan!"

Sonunda Halit Bey'in tepesi atmış olacak bir tokat atıyor küçük Sahra'nın yüzüne.

Sol yanağım sızlıyor. Gözlerime batan yaşları geri göndermek istesem de küçük Sahra ağladıkça benim de gözlerimden yaşlar dökülüyor.

Onun kırık kalbini kendi içimde hissediyorum. Kalp kırıklığım boğazımda bir yumru gibi. Defalarca yutkunsam da hiçbir işe yaramıyor.
Yumru küçüleceğine daha da büyüyor sanki.

SAHRA: (Gizli Sevdam)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin