Lütfen bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun 🤍🖤
Selam bebeklerimmm naberrr? Ben oldukça yoğunummm. Yaz gelene kadar bu fici bitirebilecek miyim onu bile bilmiyorum ama yapmak zorundayım. Her şey plana uygun olmalı. Hadi şimdi hikayeye geçelim!🤍🖤
.
.
.
.
.
.
.
.
.
." Ben aşık oldum." Jisung tuhaf bakışlarını kapıda durup turuncu saçlı arkadaşına bakan dünyalı arkadaşına dikti.
" Ne oldun, ne oldun?!"
" Aşık! Jisung, bu çocuğu bana ayarlamak zorundasın, yoksa ben onsuzluktan kalpten giderim!" Yeonjun Jisung'un koluna yapışarak hızlı hızlı konuştu.
" Şansına küs, kardeşim. O çocuktan sana yar olmaz."
" Nasıl olmaz ya? Başka birinden mi hoşlanıyor yoksa?!" Yeonjun korkarak sordu.
" E-... Ee... Şey..." Jisung tam Hyunjinle sevgili olacaklarını söyleyecekken bundan vazgeçti. Aksi takdirde Yeonjun Minho'nun yanında ağzından yanlış bir şeyler kaçırabilirdi ve bu hiç iyi olmazdı.
" Ee? Ee ne?"
" E'si ben bilmiyorum. Yani bence kimseden hoşlanmıyor. Ama yine de sana bakmaz, evet! Sen umudu kes."
" Ya sen orasını bana bırak. Önemli olan kalbinin boş olması. Ben doldurmasını bilirim. İzle şimdi." Yeonjun kendinden emin adımlarla içeri geçerken Jisung peşinden ilerleyerek hiç bir şeye kalkışmaması gerektiği konusunda onu uyarıyordu. Diğerlerinin yanına varınca mecburen sustu.
Minho ve Hyunjin tekli koltuklardan biri için saç baş kavga ederken Chan onları ayırmakla meşguldü.
" Ben oturacağım oraya- saçımı bırak! SAÇIMI BIRAK, TEKME YUMRUK DALARIM SANA! SARI ÇİYAN!"
" AHHĞ! ASIL SEN BIRAK SAÇIMI! VE BEN OTURACAĞIM DİYORUM, İLK BEN GÖRDÜM! CHAN ABİ BİR ŞEY DE-SE-NE ŞUNA, AĞH SAÇIM!"
" YETER! AYRILIN ÇABUK! AYRIL!" Chan her iki genci son gücünü kullanarak ayırdı ve farklı yanlara savurdu.
" Ben oturacağım. Bitti." Kendisi koltuğa oturdu ve saçlarını ovalayan gençlere dikti sinirli bakışlarını. Minho bir elinde yumruğunu sıkıp havaya kaldırarak ve dilini dişleri arasına alıp Hyunjini sessizce tehdit ederken Hyunjin de "hıı, aynen" bakışları atıyordu.
" Ah, Yeonjun! Hala burada mısın? Gittiğini sanmıştım." Salona giren ikiliyi farkedip söyledi Chan.
" Biliyor musun, Chan hyung, tam da gidecektim ki, turuncu ve tatlı bir kuvvet beni durdurdu." Yeonjun sırıtarak söyledi. Jisung elini alnına vururken diğerleri anlamaz bakışlarını bir birine dikti. Minho Hyunjine bakarak " ne diyor bu " diye kafasını sallarken Hyunjin omuzlarını çekerek bilmediğini söylemeye çalıştı.
" Ama kendisini göremiyorum, nereye gitti?"
" Kendisini? Kimden bahsediyorsun sen?" Chan sordu.
" Seungmini diyorum, hyung." Yeonjun büyükçe gülümsedi. Hyunjin ve Minho irice gözlerini açıp bir birine baktı.
" Oww..." Chan sessizce söyledi.
" Minho?"
" Efendim, Hyunjin?"
" İlk sen mi dalarsın, yoksa ben mi?" Kollarını yukarı sıyırıp sordu.
" Hiç farketmez, biliyor musun?" İkisi de ölümcül bakışları ve şeytani gülümsemeleriyle Yeonjuna bakarken Yeonjun korkarak Jisunga baktı. Jisung alt dudağını ısırıp kafasını iki yana salladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/344271665-288-k832341.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKZ Evolouvia
FanficEvolouvia... Bir birinden farklı, büyüleyici ve bir o kadar bağımsız varlıkların hepsinin birleştiği yerde onlara yuva olan diyar... Evolouvia! Olağanüstü varlıklar diyarı!