Bölüm 32

277 29 13
                                    

"Nerede bu Yang ve Hwang?" diye söylendi Felix. Ortamı organize eden o olunca herkesten sorumlu hissetmişti kendini muhtemelen. Ancak sesini duyduğumuz sırada zaten birkaç adım ötesindeydik.

"Felix!"

"Oh... Niye bu kadar uyumlu görünüyorsunuz?" Suratında saklayamadığı gülümsemesiyle söylemiş ve ikimize de teker teker sarılmıştı.

Aslına bakarsanız uyumlu görünmek için fazladan bir çaba göstermemiştik. Benzer renkler giyinmemiz ve ikimizin üstündeki deri ceket kendini belli ediyordu sadece.

Tabii sevgilim bu kadar güzelken ona nasıl yetişebilirdim bilmiyorum.

Assolistler gibi en son gelen çift biz olmuş, sekizimiz de tamamlanmıştık. Hepsinin yüzündeki gülümseme anında kendimi iyi hissettirmişti. Bir yanımda Felix diğer yanımda Jisung otururken sessizce karşımızdaki Seungmin ve Chan ikilisini çekiştiriyorduk. Seungmin dışında da kimse bunun farkında değildi, kendisi de bu halimizi görünce göz deviriyordu.

"Changbin bilmiyor mu şimdi?" diye sordu Jisung. Onun da olanlardan dün haberi olmuştu ve Seungmin'e uzun süreli bir trip atmıştı. Yaklaşık beş dakika falan. Hemen ardından da detayları dinlemeye başlayıp Seungmin'in sonunda sevgili yapmış olduğu gerçeğine sevinç çığlıkları dolu bir ses kaydı atmıştı.

"Bilmiyor. Söyleyeceğiz dediler, kaç gün oldu hala demediler. İnsan ucundan sinyalini verir, biraz çıtlatır. Yok. O da yok. Şunlara baksana iki yabancı gibi nasıl rol kesiyorlar." Felix'in söylenmesiyle üçümüz de karşımızdaki ikiliye bakmaya devam ettik. Ve gerçekten Felix'in dediği gibiydiler.

Yanyana oturmalarına rağmen birbirlerine mesafeli duruyorlardı ve biran olsun göz teması kurmuyorlardı. Bu hallerini görünce kendime 'Nasıl anlamadın?' şeklindeki öfkemi dindirebiliyordum.

"Sığır öğrenince umarım sert tepki vermez. İlk defa böylesine mutlu olduğu bir ilişki yaşıyor ama süt vermez yüzünden diken üstünde." Yargılayıcı ve öfkeli gözlerimi Changbin'den çekmedim.

"Ya deme öyle Jeongin. Yumuşatırım ben onu bu konuda, bir şey diyemez." Felix yine Changbin'i bana savununca umutsuzca ona baktım.

Şahsen hiç güvenmiyordum bizim sığıra. Yeri geldiğinde olgun tavırlı olsa da yeri geldiğinde de geri kafalılığından eksik etmiyordu. Özellikle erkek kardeşinin en yakın arkadaşıyla sevgili olduğunu öğrenince nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordum. Muhtemelen diğerleri de benim gibi kestiremiyordu, bu yüzden kimsenin ağzından bu konuda ona karşı laf çıkmıyordu.

Mekandaki şarkı değişince Felix heyecanla seslendi.

"Sevgilim! Hadi dans edelim. En sevdiğim şarkı, hadi, hadi." Felix'in kesinlikle en sevdiği şarkı bu değildi. Sadece yeni çifti biraz rahat hissettirmek istiyordu.

Tabii ki bunu bir elli boyundaki yobaz anlamadı ve sevgilisinin cilveli hareketlerine iki dakika da tav oldu. Masadan kalkıp diğer insanların arasına karıştılar.

"Hadi yine iyisiniz. Felix, aşk tanrısı gibi dolanıyor etrafınızda." Minho, karşımızdaki ikiliye doğru konuşunca kıkırdadım. Seungmin ise göz devirmiş ve Changbin'in gözden kaybolduğuna emin olmuştu.

"Bebeğim... Evet, endişelisin bu konuda. Biliyorum ama artık ağabeyine söylememiz gerekiyor. Seni böyle gergin görmek hoşuma gitmiyor."

Bak bak bizim Bay Bang'e. Evet nazik bir adamdı da böylesine romantik olduğunu da bilmiyordum.

Seungmin, derin bir nefes vermiş ve başını Chan'ın omzuna yaslamıştı.

"Changbin'den neden bu kadar çekindiğinizi anlamıyorum. Bu tarz durumlarda olgun davranan biri." Hyunjin'e karşı ben cevap verdim.

verbatim // hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin