"Of Felix... Yine kaptırdın kesin kendini." Çalan telefonum yanıtsız kalınca söylendim. Adımlarım kampüsün bahçesini talan etmeye devam etti.
Aslına bakarsanız bugün olan dersimin iptaliyle kendimi atölyeye atmıştım. Bizim bu şarkıcıların sahne kıyafetleri üzerinde uğraşıyordum aylardır ama onların bundan haberi yoktu. Daha birlikte çalışmaya yeni yeni başladıkları zaman Jisung bahsetmişti bu durumdan. Kıyafetlerinin elimden çıkmış olmasını çok istediğini belirtmişti. Ben de hayatta uğraşamayacağıma dair tiratlar atsam da tam o gün başlamıştım üstünde çalışmaya.
Çünkü onlar bu sahne için çok çabalamışlardı. En iyisini hak ettiklerini düşünmüş, elimden geleni yapmaya çalışmıştım. Sonuçtan memnun olunca da gururla onlarla paylaşacaktım eserlerimi.
Hafif esen ılık rüzgar ve tepedeki güneş en sevdiğim hava durumunu sergiliyordu bana. Öylesine huzur vericiydi ki sallana sallana yürüyordum.
Ardından beklenmedik bedenleri görmüştüm bir ağacın dibinde. Adımlarımı hızlandırarak onlara doğru ilerledim.
Seungmin ve Minho serdikleri örtü üstünde oturup sohbet ederken Hyunjin sırtını ağaca vermiş, kucağındaki bilgisayarla uğraşıyordu. Ben de bilerek sevgilimin arkasından yaklaşmaya başladım. Karşımdaki ikili beni görse de seslerini çıkarmadılar.
"Bö!" Hyunjin irkilerek başını bana doğru çevirmişti. Beni fark edince de gülümsemişti.
"Şapşal..." Anında kolları arasına girmiş öpücüklerine teslim olmuştum. Sabah birlikte uyanmamıza rağmen ayrı kaldığımız bu iki saatte bile özlemiştim onu. Güvenli alanım, yamacında huzura eriştiğim yerdi onun yanı.
"Hyun'um!"
"Bitirebildin mi?" Yanına oturduğum sırada kolu direkt omzumu bulmuş, beni kendine çekmişti.
"Evet, sonunda."
"Neyi?" Seungmin sorgular bir şekilde bana baktığında gururla onlara çevirdim başımı.
"3Racha'nın kıyafetlerini bitirdim."
"Hadi canım!" diye atıldı Minho. Gülerek telefonumu çıkardım.
"Ne kadar çabuk bitirdin." Seungmin, şokla sorusunu yöneltti.
"Gizli gizli aylardır uğraşıyordum bunların üstüne Seungmo."
Galerimden az önce çektiğim resimleri açıp onlara gösterdim. Üç cansız manken üzerinde duran kıyafetlere karşı ağızları bir karış açılmıştı.
"Siktir... Bunları sen mi yaptın? Bir yerden aldın da bize mi yutturmaya çalışıyorsun?"
"Ayıp oluyor Hyung. Ama iltifat olarak alacağım bunu." Yüzlerindeki hayranlık duygusu sadece onurumu okşuyordu. Evet beni biraz daha övmenize ihtiyacım var. Bu takımlar bana uykusuz gecelerimi borçlu!
"Resmen dâhisin." Seungmin, telefonu elimden alıp diğer resimlerden ayrıntılara bakmaya başlamıştı. "O üçlü bunları görünce şok olacaklar."
"Kesin ağlayacak benim sevgilim ya... Of bal yanaklım benim." Minho, dertli dertli söylenirken gülmüş ve başımı sevgilimin göğsüne yaslamıştım.
"Orasıyla ben ilgilenmiyorum. Sevgililerinizi siz teselli edin." Seungmin'in anında yüzü gülerken ona kaymıştı bakışlarım. "Özellikle sen! Jisung, sayesinde sonunda söyleyebilme şansı buldunuz. Artık anı yaşamanızın zamanı geldi."
Hülyalı hülyalı bakmaya devam etti ve tebessümünü silmeden bedenini geriye doğru attı. İyice uzanmıştı örtünün üstüne. "Of değil mi? Sevgili olduğumuz resmileşmiş gibi hissediyorum. Artık doya doya öpebileceğim onu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
verbatim // hyunin
Fiksi PenggemarHwang Hyunjin, gece bardan ayrılıp evine dönerken yolda gördüğü sarhoş çocuğun hayatında bazı şeyleri değiştirebileceğini tahmin etmemişti. TW! Ed ● Bu kurgu fanfiction (hayran kurgu) kategorisine girmekle birlikte gerçek hayatla bir bağlantısı bulu...