13.ÇOCUKLAR GİBİ ŞEN, YETİŞKİNLER GİBİ TELAŞLI

291 34 27
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KEYİFLİ OKUMALAR
13.ÇOCUKLAR GİBİ ŞEN, YETİŞKİNLER GİBİ TELAŞLI
🌻

Bayram sabahına uyanmak arada kalmışlık hissini dibine kadar hissettiriyordu bugün.

Çocuklar, bayramlıklarını giyinip toplayacakları şeker ve harçlık için şen olurken yetişkinler gelen misafirleri iyi ağırlamak için telaşlanırdı.

Bense; yıllar sonra Mahir'le geçireceğimiz ilk bayram olmasının neşesini taşırken bir yandan da nişanlı olarak geçireceğimiz ilk bayram oluşunun telaşını yaşıyordum.

Çünkü kendi başımıza bir işe kalkışıp akrabalardan gizlice nişanlandığımız için her ziyarette aynı laf kalabalığıyla karşılaşacaktık.

Babamın net bir dille Mahir de bizimle babaannene gelsin demesiyle ortalık daha da cümbüşe dönüşürken benim aksime Mahir daha rahattı.

Bayram namazının ardından babamla abimin peşine takılıp gelmiş, kahvaltı masasında baş köşeye kurulmuştu bile.

"Böyle de ne iyi oldu," derken çayına uzanan abime odakladık maaile. Fakat bekletmek tam ona göre olduğu için önce çayını yudumladı ve hemen ardından, "Aile kalabalıklaştıkça göze batma olasılığım azalıyor," dedi Mahir'i kast ederek. "Benim de işime geliyor."

"Sen her türlü gözümüze batarsın çocuğum, fazla işine gelmesin."

Annem fazla neşeli bir tavır sergileyerek konuşsa bile alttan alta verdiği mesaj anlaşılıyordu.

"Ayrıca Mahir göze batacak bir şey yapmıyor," dediğimde aniden ortaya çıkan savunma mekanizmama ben bile şaşırdım. Lakin bu savunma boşaydı çünkü abim gülümseyerek kafasıyla Mahir'i işaret ettiğinde elimi alnıma vurdum.

Aile birliği ve bütünlüğünden bihaber gibi davranarak babamın önündeki simidi bölmüş ve yemeye başlamış olan Mahir'in bunu bilerek yaptığına emindim.

Çünkü bizim evde simit, babamın kırmızı çizgisiydi.

Emekli olduğundan beri tüm evi, süpürgenin ince ucuyla temizleyen bir insan olarak tabi ki de susama tahammül edemezdi babam.

Eve yalnızca bayramdan bayrama, o da iki adet olmak üzere kahvaltıda giren simidi döke saça yiyen Mahir, babamın sonu olabilirdi her an.

Ben şaşkınca, abim gevrek gevrek gülerek Mahir'e bakarken babam bayılacak gibi duruyordu.

"Süsen," dedi titrekçe. "Susamlar hep halıya dökülüyor."

Annemin de babamdan farkı yoktu Mahir'e bakarken. "Görüyorum, Nazif," diye babamı onayladığında avuç içini destek olurcasına omzuna yasladı. "Ama misafir sonuçta ayıp," dedi fısıltıyla da.

Güneşi Bekleyen Ayçiçeği(Mahalle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin