15.KELİMELERİN BÜYÜSÜNE KAPILAN İNSANLAR

258 38 26
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR15

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KEYİFLİ OKUMALAR
15.KELİMELERİN BÜYÜSÜNE KAPILAN İNSANLAR
🌻

Bir insanın sabrı nereye kadar giderdi?

Tahammül nerede biterdi?

Özlemek, beklemek, hayal etmek... Belki binlerce, belki de milyonlarca sebep sıralanabilirdi.

Mahir Korusoy'u beklemek, en büyük sabır sınavımdı sanırım.

Özlemek, kadere boyun eğmekti.

Hayal etmek ise, küreği boşa salladığımı bilerek hayatıma devam etmekti.

Lakin üçünden de vazgeçmemiş olmamın ve tahammülümün hiç bitmemiş olmasının meyvesini bugün topluyordum.

Üstümde Aynur Ablanın diktiği gelinlikle aynanın karşısındaydım. Ümit'in sözünü dinleyerek hafiften kabarık seçtiğim gelinlikle, küçükken götürüldüğüm düğünde giydirilen gelinliğin içindeyken hissettiğim duyguları yaşıyordum.

Prenses gibi hissediyordum.

Ama bir fark vardı, kendi düğünümün prensesiydim bu defa.

Uzun duvağın ucunu düzeltirken, "Yasemin, çok güzel oldun ya," dedi Hale. "Hayran kalmamak elde değil." Hafiften burnunu çektiğinde kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. "Kızım, iyi ki mahalleden gitmiyorsun. Yoksa bitap olurmuşum ben."

"Sen mi, ben mi?" derken gülümsedim.

Kabul etmem gerekirse Mahir'i çok seviyordum lakin buradaki düzenimi de çok seviyordum ve bırakıp gidemezdim zaten.

O yüzden işimin de, evimin de mahallede olması benim için en büyük artıydı.

Aynayı arkamda bırakarak Hale'ye döndüğümde, "Hale," dedim nefeslenerek. "Kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyorum."

İspat etmek ister gibi elimi göğüs kafesime dayadığımda, "Çok normal," dedi gülerek.

"Normal tabi, değil mi? Sonuçta onca insanın karşında olacağım, sevdiğim adamla evleneceğim, aynı eve gireceğim... Heyecan yaptım." Ben sıralarken göz kırpıp kıkırdarken arsız ifadesini fark edip elimdeki çiçekle omzuna vurdum. "Edepsiz," dedim burun kıvırarak. "Ben neye heyecanlandım diyorum, sen ne anlıyorsun!"

"Ona da heyecanlan bir zahmet!" diyerek yükseldiğinde biraz daha güldü. "Akşama pişti oynamayacaksınız sonuçta."

Yanaklarım kıpkırmızı olurken elimle yüzümü yelledim. Bu hareketim Hale'yi daha fazla güldürürken kapı tıklatıldığında cevap beklemeden açıldı ve Hale'nin beni utançtan yerin dibine sokan konuşmaları da son bulmak zorunda kaldı.

Kapının önünde abim belirirken benden önce Hale'ye baktı. Elbisesinin yalnızca rengini söylemiş ve aynı renk kravat aldırmıştı Hale. Abim, yeşil olacağını biliyordu ama eminim ki böyle yakışacağını o bile tahmin etmemişti.

Güneşi Bekleyen Ayçiçeği(Mahalle)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin