.....

47 0 2
                                    

Luke

Mutfağa geçtim ve kahveyi hazırlamaya başladım.
Merdivenlerden aşağı biri iniyordu kafamı uzattım gelen nickti. "Günaydın dostum bende kahve yapıyorum ister misin " dedim. Nick uykulu gözlerle
"Günaydın iyi olur dostum " dedi bir  bardak daha ekledim nick " luke aşağı inmeden lunanın odasına baktım luna yoktu nerde gördün mü?" Dedi
"Evet dostum verandada oturuyor gece uyuyamadı yanıma indi biraz sohbet ettik" dedim  nick merak dolu gözlerle bana bakmaya devam etti. "Neden yanıma gelmemiş senin odana mı? Geldi" dedi
Ne saçmalıyor bu nick uykusunu iyi alamamış belliki
"Hayır dostum odama gelmedi veranda da senle oturduktan sonra uyuya kalmışım verandaya indi yanıma " dedim biraz daha bakışları yumuşamıştı.
"Sana dün hakkında birşeyler anlattı mı?" Dedi .

Olanları nicke anlatırken simon ve elena mutfağa geldiler. "Günaydın" dedi ikiside nick hepimize bir bakış attıktan sonra " tamam ozaman sen bana anlattıklarını simonla elenaya da anlat bende lunaya bakıyım sesimi duymadı heralde duysa gelirdi. Uyuya kalmış olabilir" dedi ve verandaya doğru iki bardak kahve alıp geçti.

Simon ve elena meraklı gözlerle bana bakıyordu. Nicke anlattıklarımı onlarada anlattım simon "ozaman daha dikkatli olmalıyız hepimiz luna bu konuda tam olarak ne dişünüyor luke senin çıkarımın ne " dedi
Elenaya baktım "dostum şundan eminim luna bizden habersiz birşey yapmaz ama sürü ile kendi arasında seçim yaparsa kendini tehlikeye atar sürüyü peşinden sürüklemez o piç kurusununda ne istediğini tam anlamış değilim zaten" dedim.

Elana "evet luke haklı luna burayı tehlikeye atmaz jackhead olayında gördük ama bu sanki kıskançlık sevgi meselesi değil daha başka" dedi simon kafasını kaşıdı "evet sevgilim öyle görünüyor tamam biraz kendimize gelelim bir toplantı ayarlayalım korumlarla sonra konuşuruz" dedi ve elenayla salona geçtiler.

Kahvemi aldım ve verandaya doğru yürüdüm camdan baktığımda nick ve luna konuşuyorlardı bölmek istemedim ve ön kapıya doğru ilerledim.

Kapıdan bahçeyi süzdüm korumalar yerlerindeydi kapıda bir araba belirdi. Korumalar arabanın yanına yaklaştılar sonra bana doğru baktılar "geliyorum bekleyin açmayın" dedim.

Korumaların yanına doğru yürüdüm arabada bir kadın vardı.
"Merhabalar kime bakmıştınız?" Dedim
"Merhaba ben Elizabeth nickholas Wilson baktım burada mı? " dedi bu kadınla ne işi olur ki nickin
"1 dakika bekleyin" dedim ve arabanın yanından biraz uzaklaştım ve nicki aradım
"Dostum kapıda bir kadın var seninle görüşmek istiyor" dedim
"Kimmiş " dedi
"Elizabeth adı dostum seni görmeye gelmiş içeri alıyım mı?" Dedim
Nick hırladı somurttuğu belliydi keyifsiz bir ses tonuyla "tamam gönder dostum çalışma odasına gelsin" dedi
Telefonu kapattım arabaya geri döndüm
Korumalara kapıyı açmalarını söyledim "buyrun bakalım çalışma odasında sizi bekliyor" dedim kadın başıyla onayladı ve hızla içeri girdi

Korumalar meraklı gözlerle arabadan inen kadını süzdüler içlerinden biri "alfayla ne işi var acaba " dedi yanındaki arkadaşına
"Haydiiii sallanmayın işinizin başına " dedim.

Ormana giden patika yola doğru yürüdüm evde kaldıkça lunanın yanına gitme düşünceme engel olamıyordum. İkimizin de dinlemeye ihtiyacı vardı ormana yaklaştım  kurt formuna dönüştüm şelaleye doğru koştum. Beynimde o adamın lunaya söyledikleri vardı üvey kardeşmiş sikiyim böyle işi bir o eksikti napıcaktık o adım atmayınca biz yerimizden kupurdayamıyorduk nasıl bir tehlike var önümüzde bilmiyorduk.

Şelaleye varman 30 dakikamı aldı insan formuna döndüm ve kayalıklarda oturdum.
Etrafa göz gezdirdim ormandaki kuş cıvıltıları sincapların daldan dala atlaması kafamı dağıtmamı sağlamıştı.

Uzun bir süre oturdum çamların orada bir çıtırtı duydum burnum sızladı kan kokusu vardı.
Çalılıkların oradan bir kız çıktı bacağından kanlar süzülüyordu. Aşağı dorğu indim ve sakince yanına yaklaştım kız beni görünce gözleri açılmıştı korkmuştu
"Sakin ol ben yardım etmek istiyorum yaran çok kanıyor bakmama izin ver " dedim kıza
"Tamam ama zarar vermeye kalkarsan seni öldürürüm" dedi
Tama der gibi kafamı salladım ve oturmasına yardım ettim ağaca yaslandı acı içinde kıvranıyordu.
Kanayan yerine baktım kurt ısırığıydı "kurtla mı? Karşılaştın görünüşe göre pek iyi de geçmemiş gibi " dedim ortamı yumuşatmak istedim kız gülümsedi
"Evet gri postlu bir kurttu elinden zor kurtuldum kayalıklardan  yuvarlandı bende kaçtım" dedi

Çantamdan sargı bezi çıkardım "burada pek müdahale edemem istersen seni bir arkadaşıma götüreyim" dedim kız sorgulayan bakışlarla bana bakıyordu
"Tamam sardık düzelir ben gidiyim artık" dedi
"Bu halde seni bırakamam hem kurt da ormanda yanında olayım malikane yakın zaten " dedim
Etrafına göz gezdirdi sonra bana döndü ve
"Tamam olur ama sonra hemen gidicem "
"Tamam hemen gidersin " dedim ve gülümsedim kalkmasına yardım ettim ve elimi omzuma atmasına izin verdim topallayarak yürüyordu "eee istersen kucağıma alayım böyle zorlanıyorsun" dedim kız kafasını salladı.

Yolu yarılamıştık nerdeyse kız beni süzüyordu "adım luke senin adın ne " dedim

"Adım laura memnun oldum luke" dedi ve gülümsedim "bende memnun oldum güzel isim" dedim
Ormanda ilerdik ve malikaneye yaklaştık laura hayretle inceliyordu.
"Burası senin mi? Çok güzel" dedi
"Hayır sadece benim değil dostlarımla kalıyoruz" korumalar kapıyı açtı içeri girdik bir kaç koruma meraklı gözlerle bakıyordu ama aldırış etmedim.
Malikanenin kapısında girdimde karşımda luna ve simon ellerinde bir kaç evrakla birbirleriyle konuşuyorlardı luna çok şaşkındı simon homurdandı.
"Ha siktir lunanın böyle görmesi iyi olmadı" diye içimden geçirdim.

Laurayı koltuğu bıraktım ve luna "iyi misiniz kim saldırıdı " dedi telaşla yaraya bakarak odadaki sıska kıza baktı " bana hemen temiz bez ve su birde ilk yardım malzemeleri" dedi kız hemen koşarak aşağı kata indi " ormanda gördüm kim saldırdı bilmiyorum" dedim .

Luna honest

Tamam biraz acıyacak ama bakmam gerek dedi ve kızın yarasını açtı ilk yardım malzemeleri ile sardım sonra luke baktım ve yanına doğru ilerledim.

"Luke kurt mu? Yapmış gücümü kullanıcam ama kızı tanıyorum"
Luke düşünüyordu " kullan güzelim güçlerini sonra unuttur olmaz mı?"
Tamam derr gibi kafamı salladım kızın yanına gittim
"Şimdi gözlerini kapatmanı istiyorum yaranı çabucak iyleştirelim iç kanaman varsa hemen müdahale edeyim " kız korkuyordu "neden gözlerimi kapatayım görmek istiyorum."

Yaranın üzerinde elimi gezdirdim grimsi bir ışık çıktı kız şok içindeydi. Sargı bezini açtım yara yok olmuştu.
"Sen bunu nasıl yaptın " bacağını kontrol etti.
Bana sarıldı "teşekkür ederim luna" dedi.
Kafasına ellerimi koydum ve yarayı saldıraya uğradığı anıları sildim.

En başa döndük kıza ormanda kaybolduğunu yerde baygın yattğını lukeda ona yardım ettiğini söyledik.

Toplantı odasına gittim kanepeye uzandım. Nick içeri girdi.
"Selam güzelim nasılsın " nickin omzuna yattım.
"İyiyim bebeğim sadece bugün anormal derecede sakin geçti" dedim gülümseyerek nick "nasıl normal bi kız getirmiş luke lauraymış adı kurt yaralanması"
Yerimde doğruldum bakıyorumda kız diyince fazla meraklısın" dedim hafif gülümseyerek.
"Yapma luna ya bilmiyormusun? Beni hadi anlat bakalım tedavisini yapmışsın artık burada şifacı görevi sende"
"Düşünmem lazım ne kadar maaş alıcam yada herşey para değil" dedim dudaklarına yaklaştım özlemiştik birbirimizi ama nick durdu.

"Luna Elizabethi gördün baloya davet ediyor gidicek miyiz?" Düşündüm bilmiyordum gitsek sorun olurmuydu?
"Bilmiyorum nick jackheadte arıyor gelmem için ısrar ediyor ama sen gitmek istemezsen bende gitmiycem"
Nick uzaklara daldı
"Gidelim yoksa yakamızı burakmazlar elena simon ve lukeda diyelim lukeda belki yeni kızı getirir " dedi

"Tamam ozaman ben işimin başına boşalan bitki kavanozlarını doldurucam " dedim yanından kalktım.
"Kaç bakalım akşam görüşücez güzelim" dedi ve göz kırptı "görüşelim yakışıklım " eğildim boynuna bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım.

WİLSON KURTLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin