Selam, yeni bölüme hoşgeldiniz. Oy ve Yorum sınırı yaklaşsa da geçemedik.. neyse ki bazılarınızın desteklerini gerçekten hissediyorum.
Oy 30 Yorum 15
Keyifli okumalar🌼
~Geçmiş~
Berzan Eroğlu
๛Bir kaç sene önce...
Bugün kızkardeşlerim Berfin ve Berivan'ı okuldan ben alacaktım Babamın kesin emri vardı. Konaktan çıkıp arabama bindim ve arabamı okudukları okula doğru sürmeye başladım. İçimde garip bir his vardı, sanki bir şey olacakmış gibi..
Geçen bir sürenin ardından okulun önünde arabamı durdurmuş, arabamın kapıtuna yaslanıp kardeşlerimin gelmesini bekliyordum.
Bir zamanlar bu kapıdan ben girip, ben çıkıyordum. Kardeşlerimin çıkmasını beklerken yanlarında iki kızla beraber çıkmış bana doğru geliyorlardı. Yanlarında gördüğüm yeşile vuran ela gözlerde takılı kalmıştı. Küçük yaşta olmasına rağmen duru bir güzelliğe sahip olan kumral bir kız vardı karşımda; gözlerimi alamadığım gözleri korkuyla bakıyordu etrafa..
Tek sorun ise Berfin'in ona küçümseyen bakışlarla bakmasıydı fakat neden böyle baktığını bir türlü anlayamadım. "Vaaayy abi sen bizi okuldan alır mıydın yaa" Berivan'ın sesi ile kendime geldim "çok konuşma cimcime binin hadi babamlar bizi bekliyor Halamlar gelecek bugün" Berivan ve Berfin'in hemen yüzü düşerken diğer iki kız bir şey demeden aramızdan ayrılmıştı hemde Yeşilimsi ela gözlerin sahibinin ismini öğrenmeden..
Berfin ve Berivan sürekli kim önde oturacak diye dalaştığı için ikisinin de arka tarafa oturması konusunda kararlı olduğumu belirtecek bir ciddiyetle söyleyip arabama binmiştim kararlı olduğumu duyan sevgili kardeşlerim ise arka koltuklarda yerini alır almaz gaza basmış ve konağa doğru arabamı sürmeye başlamıştım. O gözleri nasıl unuturdu ki insan?
___________________
Konağa geldiğimizde Berfin ve Berivan'ın yanında oturup ağızlarını aramaya başladım "o kızlar kimdi yanınızda olan?" Konuya girdiğimde Berfin gözlerini devirip "Esma ve Lavin bizim yan sınıftalar, sınıflar arasında bir sorun oldu onu sormaya gelmişler" diye cevapladı. İki isim söylenmişti ve hangisi kumral kızın ismi öğrenememiştim "Aslında Lavin değil de Esma sormak istediği için geldiler bence Lavin öyle biri değil çünkü" Berivan konuyu açmaya başladığı için dikkatle onları dinliyordum. "Ya o Lavin zaten bi çekingen hiç ısınamadım o kıza yani ne var da böyle her şeyden korkuyorsun ki" Berfin bıkkınlıkla söylüyordu her şeyi anlamadığım şey ise kızın beden çekindiği idi. "Ya abi bu DEMİR aşiretinin Lavin var ya ondan bahsediyor Berfin. Bir türlü anlamıyor ki herkesin bizim kadar şanslı olmadığını kıza hep üstten bakışlar atıyor şuna bir şey söyle artık" Berivan en son isyanda bulunup yanımızdan gittiğinde Berfine bakmıştım 'doğru mu söylüyor?' Der gibi. "Abi o kız hiç samimi davranmıyor hep tek başına konuşmuyor kimseyle sadece Esmayla konuşuyor var ya o kumral kız işte hep o Esmer kızla beraber hiç yaklaşmamıza izin vermiyor ki" şimdi istediğimi almamla hızla yanından ayrılacaktım fakat aklıma birkaç soru işareti kalmıştı "O kıza niye üstten bakıyorsun ki sevgilisi falan var ondan mı?" Diye sorduğumda kendimi her mahallede olan o radar görünümlü teyzelere benzettim. "Abi sevgilisi yok ama Rüzgar'ı seviyor bence öyle görünüyor ama biliyo musun çok çekingen biri ben onunla sohbet etmiyorum" her kim olursa olsun kimseye böyle davranmamalıydı "Berfin o kıza bu şekilde davranmayı keseceksin insanların kendi özel hayatında ne yaşadığını hiç kimse bilemez eğer bunları tekrar duyarsam açıktan okursun haberin olsun" diyip yanından uzaklaştım.
Hemen odama çıkıp Umut'u aradım "Alo! Abi?" Telefonu açar açmaz zaten iş vereceğimi biliyordu "Umut Lavin Demir-Demir aşiretini araştır yarın sabah hepsini odamda istiyorum" telefonu yüzüne kapatarak yatağıma uzandım ve yaptığımın aslında iyi bir şey olmadığını bilsem bile yine de o kızın kim olduğunu bilmek istiyordum içimde git gide büyüyen bir merak vardı..
__________________
Sabah olduğunu gözüme vuran güneş ışığı ile gözlerimi açarak anladım Bengü dün Halamlar ile gelmiş onlarla biraz vakit geçirdikten sonra da odalarımıza çekilmiştik. Hemen üzerimi giyinip işlerimi hallettikten sonra Berdan ile Ofise gitmiştim kapı tıklandığında "Gel" diye seslendim ve gelen kişiyi görmek için başımı önümdeki dosyalardan kaldırdım "Abi istediğin kızı araştırdım hepsi burda başka bir isteğin varsa başım gözüm üstüne" Umut'un istediğim her bilgiye ulaşması işimi kolaylaştırıyordu bu çocuğun sevdiğim yanı buydu istediği her bilgiyi eliyle koymuş gibi bulabiliyordu ben dosyayı açup incelerken her şeyi dile getirmeye başlamıştı
"Kız 17 yaşında Demir ailesinin en büyük kızı 3 kardeşi daha var; 2 abisi ve 1 kızkardeşi, Liseye abisi Sarp Demir'in öfkesine karşı gelemeyen babasının bir şey diyememesi ile devam ediyor bundan 1 sene önce babası okuldan almak için elinden geleni yapsa bile başaramamış ve Oğlunu karşısınla almak istemediği için bir şey yapamamış okulda tek konuştuğu Esma Şahin ve Rüzgar Akın var. Onlar dışında hiç kimseyle göz teması bile kurmuyormuş Kiraz alerjisi varmış Rüzgar Akın ise normal arkadaşları olarak görünürken Esma, Lavin'in Rüzgar'a ona iyi davrandığı için bağlı olduğunu savunuyor. Kendi evinde sığıntı ve hatta hizmetçi gibi davranılıyormuş Babasının tek derdi şöhret ve Paraymış. Babası diğer çocuklarına karşı gösterdiği ilgi ve sevgiyi bu kızdan uzak tutuyormuş ve kızı sürekli evlendirmeye çalışıyor falat büyük oğlu Sarp buna izin vermiyormuş. Kızın şiddet gördüğü ortada fakat hiç bir hastanenin kayıtlarında ismi yok şu an bunun peşimdeyim."
Söylediği her şey dosyada aynen anlattığı şekilde duruyordu. Kulaklarımda ise çınlayan tek bir şey vardı "kızın şiddet gördüğü ortada"
_______________Eve geldiğimde Berivan ile konuşmuştum Berivan da kızın şiddet gördüğünün belli olduğunu söylediğinde kızı uzaktan izlemek istedim.
Ve maalesef ki yanılmamışlardı...
____________________________Bölüm sonuu
Umut?
Rüzgar?
Lavin?
Berzan?
Berfin?
Berivan?
Esma?
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIKLAR/Berdel+18
Novela JuvenilHer şeyin sona erdiğini düşündünüz mü hiç? Yaşamanın bir anlamı kalmadığını? Umudunuza sımsıkı sarılmak isterken itildiğinizi düşündünüz mü? Lavin sessizliğiyle bilinip duyulmayan çığlıklarıyla savaşıyordu, bu savaşı bir kimse duyar mıydı? Yürek da...