1/ Yıllar Sonra

1.7K 71 10
                                    

Merhabalarr, şimdiye kadar bir sürü gerçek aile kitabı okudum. Ama bu sefer kendim yazmak istedim. Bu benim için büyük bir adım. Ve ben yazarken çok duygusaldım. Umarım beğenirsiniz.

Bölüm için şarkı bırakmak isterdim ama bence herkes istediği şarkıyla okumalı. Bu yüzden size bıraktım.

İyi okumalarrr

---------

Hırsızlık yapmak, kendi isteğimle başladığım bir şey değildi. Hayatın bana yaşamam için yaptırdığı bir zorunluluktu.

Yaşamak istiyorsan çal.

Ama sokak çocuğu olmak benim tercihimdi. On yedi yaşındaydım ve dört yıldır sokaklarda yaşıyordum. Ailemden kaçmıştım. Aile demek ne kadar doğru olursa...

Annem, babam ve ablam vardı. Annem beni severdi, ablam kadar olmasada beni önemser ve destek verirdi. Elini üstümden çekmezdi. Bazen yağmurdan kaçtığım bir sığınaktı. Bu çok güzeldi. Ama bazen o el ısınmama engel olan bir gölge olurdu.

Babam beni pek umursamazdı. Parasal ihtiyaçlarımı giderirdi. Ama yüzüme bile bakmazdı.

Ablam...Ablam benden nefret ederdi. Yalnız kaldığımız her an hakaretler ederdi. Bana olan nefretini yüzüme kusardı. Yaptığım her şey gözüne batardı. Kalbimi o kadar kırmıştı ki bir saatten sonra ona karşı hissizleşmiştim.

Sokaklarda yaşamamın sebebi de ablamdı. Aklıma bile getirmek istemiyorum yüzünü. Onu hatırladığım her an midemdeki iki lokma yiyecek boğazıma kadar tırmanıyor ve beni nefessiz bırakıyor.

Ellerim ceplerimde yağmurun altında yürürken düşündüğüm tek şey yarındı. Çünkü daha fazlasına emin olamıyordum. Sokaklarda yaşamak bunu gerektiriyordu. Geleceğini değil yarınını düşünmeliydin. Bende aynı şeyi yapıyorum aslında.

Yağmur şiddetini biraz daha arttırdığında adımlarımı hızlandırarak bir ara sokağa daldım. Islanmayı çok severdim ama çok fazla kıyafetim yoktu ve şu an kaldığım o izbe mahalleden de çok uzaktım. Hasta olursam bana bakan kimse olmadığı gibi bende kendime bakamazdım.

İki apartmanın arasındaki dar bir boşluğa girip orda beklemeye başladım ve ellerimi ağzıma doğru getirip sıcak nefesimi üfledim. Umarım yağmur çok sürmezdi.

Kendimi duvara yasladığım an duyduğum ayak sesleri omurgamdan aşağıya derin bir ürperti oluşturdu. Yaslandığım duvara iyice sinerken bu anlamsız korkunun nerden geldiğini anlamaya çalıştım.

Ayak sesleri kesilmeden bu tarafa doğru geliyordu ama tek değil birden fazla kişi oldukları yere bastıkları düzensiz seslerden belli oluyordu.

"Abi bu sokağa girdiğinden emin misin? Çıkmaz sokak burası." Sinirlendiği sesinden bile belli olan bu kişiyi göremiyordum ama sesi bile bana yakın olduğunu gösteriyordu.

"Gördüm diyorum ya Harun! Kör müyüm lan ben?" Diyen diğer kişi daha yüksek sesle konuşmuştu.

"Nereye kayboldu o zaman el kadar çocuk?" Bu sefer gerçekten ürperdim. Beni aramıyorlardır değil mi? Gözlerimi kapatıp sokakta benden başka kimse olup olmadığını düşünmeme bile gerek kalmadan yaklaşan adım sesleriyle beraber bende hareket ettim.

"Onu bilmiyorum ama onu bulamazsak sonumuzun ne olacağını çok net gördüm." Derin bir nefes aldığını duyduğum an adımlarımı geri geri atmaya başladım. Beni arıyor olabililerdi. Bir adım daha attığımda bir şeye bastım . Daha doğrusu bir kedinin kuyruğuna. Öyle bir inledi ki sesi iki apartmanın arasında yankı yaptı.

Kafamı kaldırdığım an takım elbiseli iri yarı bir adamla göz göze geldim."Hay sikeyim!"diye kendi ağzımda mırıldandım ve arkamı dönüp koşmaya başladım. Beni takip ediyorlardı, bunu anlamıştım ama neden?

"Harun koş! Çocuk burada."

Ara sokaktan çıkıp ana yola girdiğimde etrafıma birileri vardır diye göz gezdirdim ama yağmurdan dolayı hiç kimse yoktu. Tam adımımı attığım da kafamın arkasına aldığım darbeyle gözlerim karardı ve ben uyanacağımı düşünerek geçici bir sessizliğe gömüldüm.

^^^

Yüzüme çarpılan soğuk suyla irkilerek gözlerimi açtığımda ilk başta neler olduğunu kavrayamadım ve derin bir nefes almaya çalıştım. Kısık gözlerimin gördüğü ilk şey beton oldu.

Boynum ağrıyordu. Hatta yanıyordu, sanki eğimi kesmişlerde içine tuz doldurmuşlardı.

"Oğlum," baba?

Kafamı hızla kaldırıp ona baktım. Yıllar sonra onu görmek içimde ki özlem duygusunu çok az da olsa hareket ettirmişti. Yüzüne baktım, yaşlanmıştı ama bu onu güçten düşürmemişti. İğrenç bir sırıtış vardı dudaklarında.

"Baba, ne oluyor?" Sesim istemesemde çok gergin çıkmıştı. Açıkçası yıllar sonra böyle bir karşılaşma beklemiyordum.

"Hâlâ baba diyebiliyor musun gerçekten? Ben bizi unuttun sanmıştım." Dedi kinayeli bir şekilde. Kolundaki saati çıkartıp yanıma doğru geldiğinde yüzündeki çizgileri gördüm. Evet dinçti ama hayat onu da yormuştu.

"Baba, neden buradayım ve bağlıyım?" Lanet olsun sesim neden bu kadar kısık çıkıyor?

"Orospu çocuğu..." deyip yüzüme öyle bir yumruk attı ki ağzım kanla doldu. Dehşete düşmüş bir şekilde kalakaldım.

"Bana bak lan!" Dediğinde bile yüzümü kaldıramadım. Vücudum şok etkisinde donmuştu.

Beklemiyordum. Her ne kadar beni sevmese de daha önce bana elini kaldırmamıştı.

Çenemden tutup başımı kendine doğru çevirip bir yumruk daha attığında bile hareket edememiştim.

Ağzımdaki kanı yutmaya çalışıp kafamı kaldırdığım an bir yumruk daha attı ama bu seferki çenem ve kulağım arasında ki boşluğa denk geldi. Gözlerim açılıp kapandı ve bir şeylerin algısını yitirdiğimi hissettim.

"Demek kaçarsın ha..." kendi kendine konuştu ve yüzümü tekrar kendine doğru çevirip bir yumruk daha attı. Yüzümün sol tarafı uyuşmuştu sanki. Hissedemiyordum.

Arkama geçti ve ellerimi çözdü. Ellerimin bağlı olduğunu bile anlayamadan gelişmişti her şey. Kolumdan tuttu ve beni yere attı. Sesimi çıkartmak istedim ama ağzımı hareket ettiremedim.

Sağ kolumun üstüne düştüğümde yanıma geldi ve karnıma tekmeler atmaya başladı. Gözlerim doldu ve ellerim karnımı buldu. Cenin şekline gelip onu engellemeye çalıştığımda arkama geçti ve sırtıma tekme atmaya başladı.

Ağzıma dolan kandan dolayı nefes alamıyordum ve öksüremiyordum. Sonra öyle bir tekme attı ki sırtıma kaburgamın kırılıp etime battığını hissettim.

"Baban olacak şeref yoksunu seni bulduğunda selam söyle olur mu oğlum?" Baş ucuma gelip yüzüme bir tekme attı ve sol gözüm bir an için işlevini yitirdi. Bulanık görüşümle arkasından baktığımda dediği şeyleri idrak etmeye çalıştım.

Ne demek babana selam söyle?

Adımları tekrar durdu ama bu sefer bana dönmedi.

"Ha, bu arada bunlar kızım içindi." Gözlerim artık tamamen kapandığında pis gülüşünü duydum. Demek ki ablam yıllar geçmesine rağmen beni evden kaçırtan bu  büyük yalanını unutmamıştı.

Bilincim tamamen kapandı. Ama bu sefer uyanıp uyanamayacağımı tahmin edemiyordum.


İSİMSİZ SIZILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin