Kılıçlar ve Danslar

481 50 118
                                    


~Is this the place we used to love?

Is this the place that I've been dreaming of?

Minho bu sözleri duyduğu anda adeta kafadan vurulmuşa dönmüştü. Kratos'a ne olmuştu? Neden gitmişti? Sevdiğini bir daha göremeyecek miydi?

"Ne diyorsun sen? Kratos'u kovmakta ne demek? Baba gerçekten dalga mı geçiyorsun!" Demişti Minho bütün sinirini tükürerek. Tek bir dilek hakkı olsaydı; kesinlikle bu anın yaşanmamasını dilerdi.

"Duydun Minho, evet. Kovdum o'nu." Demişti Chan Minho'nun tam önünde durarak. Chan'ın 'Umarım Minho kontrolü Deltasına bırakmaz' diye içinden tanrıya dua etmekten başka şansı yoktu.

Ortamı dolduran gür ses ile Hyunjin, Minho'nun hemen yanında olduğunu hatırlamış ve geriye doğru 2 adımlık mesafe bırakarak canını kurtarmayı garantilemişti. Bir Deltanın sinirlenmesi; 100 tane Alfanın aynı anda sinirlenip kendisine saldırması ile eş değer bir şeydi ve Hwang Hyunjin, canını riske atamayacak kadar akıllı bir Alfaydı.

"Sana hiçbir zararı yoktu o'nun! Sana oldukça sadık bir baş muhafızdı. O'nu keyfen kovdun. Tanrım, bunu nasıl yapabilirsin!? Ondan hoşlandığımı biliyordun!" Demişti avaz avaz bağırarak. Kalbindeki acı ızdıraptı sanki. Sızlıyor ve ağrıyordu.

"Konu bildiğin gibi değil, Minho." Demişti Chan üzgün çıkmamasına dikkat ettiği sesiyle. Minho'nun canının yandığını çok iyi biliyordu fakat yapamazdı. Kratos'u tekrar saraya getiremezdi. Kendisine bunu yapan oğluna neler yapmazdı ki? Oğlu çok büyük bir hata yapmıştı. Olmaması gereken bir kişiye aşık olmuştu ve bu, hataların en büyüğüydü.

Minho artık dayanamıyordu. Bu acı o'na çok fazla geliyordu. Kratos'u bir daha görememek kalbini sanki mümkünmüş gibi daha da zora sokuyordu.

"Peki ne? Neden baba? O'nu çok sevdiğimi biliyordun.." Demişti Minho neredeyse ağlayacak olan haliyle. Sesi çatallaşmıştı. Kratos'u sevmekten başka ne yapmıştı ki?

"Minho, Kratos bana suikast düzenledi. Az daha ölüyordum. Sence hâlâ saray bünyesinde yaşamaya devam mı etmeliydi?" Demişti büyük bir sakinlikle.

Hyunjin ise olayları şokla dinliyordu. Kratos kimdi? Prens Minho bir muhafıza mı aşıktı? Muhafız krala suikast girişiminde mi bulunmuştu? En önemlisi niye şu an içi sıkılıyordu? İstemsizce kaşlarını çatmıştı küçük olan.

"Buna inanmamı beklemiyorsunuz herhalde?" Demişti Minho sert sesiyle. 'Biraz önce ağlamak üzereydi ne ara gözyaşları kaybolup insan öldürecek gibi bakacak konuma geldi lan bu?' Diye düşünmekten kendini alıkoyamamıştı, Hyunjin.

Minho'nun zaten yeşil olan gözleri sanki mümkünmüş gibi daha da koyulaşmasıyla Chan sertçe yutkundu. Minho'nun deltası ile burun buruna gelmek isteyeceği en son şey bile değildi.

"Minho, zor biliyorum faka-" Chan sözüne devam edecek iken ortamı dolduran "Çıkın" sesiyle Hyunjin ve Chan'ın Minho'ya tuhaf tuhaf bakması bir olmuştu.

Minho ise kendine tuhaf tuhaf bakan iki beden karşısında gözlerini sıkıca yummuş ve şunları söylemişti:

"Çıkın dedim." Demişti baskın olmaya çalışan ama titrek sesiyle. Kratos'u olmadan yaşayamazdı, Minho. Onsuz bir hiçti, koca bir hiç.

Minho, hâlâ ortamda olduklarını anladığı Hyunjin ve Chan'a karşı kendisini ilk defa hayatında tamamen savunmasız hisseti. Dakikalardır içini tırmalayan hisleri serbest bırakmak istiyordu ama insanların önünde de ağlamaktan nefret ediyordu.

Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin