~Did you get enough love, my little dove,
Why do you cry?And I'm sorry I left, but it was for the best, Though it never felt right..
☆
Bahçe, geceleyin olağanüstü bir sessizliğe bürünmüştü. Gecesefaları, bu geceyi bekliyormuş gibi suskundu. Hafif bir meltem yaprakları nazikçe okşuyor, çiçeklerin tatlı kokusu havada yayılıyordu.
Gümüşi ay ışığı, bahçenin üzerindeki ince sis tabakasını delip geçiyor, her şeyi büyülü bir hale getiriyordu. Ay ışığının altında, çiçekler adeta parıldıyor, bahçe masalsı bir atmosfere bürünüyordu.
Ağaçların arasında, çimenlerin üzerinde yürüyen iki gölge belirginleşiyordu; Alestra ve Minho.
Minho, Alestra'nın omzuna sarılmış, onu teselli etmeye çalışıyordu. Alestra'nın gözyaşları, sahte acının getirdiği duygularla süslenmişti. Minho'nun içinde karmaşık duygular kabarıyordu; bir yandan Alestra'ya olan güveni, diğer yandan Hyunjin'e karşı duyduğu özen arasında sıkışıp kalmıştı.
"Alestra," dedi Minho, yumuşak bir ses tonuyla. "Kim öldürdü sevdiğini? Sakince anlat."
Alestra, hıçkırarak Minho'nun omzuna daha sıkı sarıldı. "Hyunjin. Hyunjin öldürdü, Minho." dedi boğuk bir sesle. "Sevdiğim adamı öldürdü."
Minho, Alestra'nın bu sözleri karşısında dehşete kapılmıştı. Hyunjin'in böyle bir şey yapabileceğine inanmak istemiyordu ama Alestra'nın gözyaşları ve acı dolu sözleri onu sarsmıştı.
Nereden bilebilirdi ki hepsinin oyununun bir parçası olduğunu? Alestra, neredeyse hepsini parmağında oynatıyordu. Bundan da kimsenin haberi yoktu.
Hyunjin'in bunu yapmayacağına inanmak istiyordu ama düşünceleri her şeyin yanlış, Hyunjin'in suçlu olduğunu gösteriyordu.
"Hwang Hyunjin mi? Bundan emin misin?" diye sordu, sesi titreyerek.
"Hyunjin," dedi Alestra gözyaşlarını silmeye çalışarak. "Hyunjin onu öldürdü. Gözlerimle gördüm."
Minho, Alestra'nın bu iddiaları karşısında şaşırmadan edememişti.
Evet, Hyunjin biraz fazla laubali olabilirdi ama asla birisini öldürmüş olabileceğini düşünmüyordu.
"Emin misin? Oldukça ciddi bir suçlama bu. Yanlış görmüş olmayasın?" Demişti Minho derin bir nefes vererek.
Saraydan saraya bu tür olaylar yaşanabilirdi. Lâkin, kimse bir prensesin aşık olduğu kişiye dokunma yetkisine sahip değildi. Tabii o kişi sarayda çalışan herhangi bir görevli değilse..
"Kimdi o kişi Alestra? Sevdiğin kişi kimdi?" Boğazındaki yumruyu umursamadan konuşmuştu.
Her aldığı nefes ona işkence, her durduğu dakika ona sonsuz zamanmış gibi geliyordu sanki.
Alestra, Minho'ya sarıldığı omuzdan sanki elektrik çarpmışçasına geri çekilmişti.
Bu hamleyi anlamdıramayan Minho ise çatık kaşlarını Alestra'ya doğru çevirmişti. Alestra ise korkuyla 3-4 adım geriye adımladığında dudaklarını aralamıştı.
"Bunu isteme benden.. Bu kadarını bilsen yeter. Eğer olurda daha fazla şeyi öğrenmek istersen; birimiz son nefesimizi vermek durumunda kalacağız. Hyunjin başmuhafız olmadan önceki başmuhafız olduğunu bilsen yeter." son sözlerinide söyleyip karanlık arasında kaybolmuştu, Alestra.
Bahçede, gecesefalarının suskunluğu, gerçeklerin ortaya çıkmasını engelliyordu. Alestra'nın yalanları, Minho'nun sadakati ve Hyunjin'in masumiyeti arasındaki bu karmaşık ilişki, dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]
Ciencia FicciónDelta-Lee Minho Baskın Alfa-Hwang Hyunjin ~ Kader kırmızı ipini onlar için bağlamışken, onların itiraz etmeye hakkı yoktu. Bir Delta ve baskın bir Alfa ruh eşi çıkabilir miydi? Lardies halkı küçüklükten beri bu masallar ile büyümüştü ve farkında olm...