~Don't say you'll leave me,
Don't leave me in your memories :)
☆
Kraliyet Sarayı'nın büyük salonunda, güneş ışıkları ağır ipek perdelerin arasından süzülerek içeri doluyor; oymalı ahşap mobilyaların üzerine altın sarısı bir ışıltı serpiyordu.
Minho büyük masasının başında oturmuş, dikkatlice önündeki parşömenleri inceliyordu.
Krallığın gelir ve giderleriyle ilgili bu önemli belgeler, titizlikle hazırlanmış ve bir o kadar da uzun bir liste halinde önüne serilmişti.
Minho'nun kaşları çatılmış, gözleri bir noktaya odaklanmıştı. Harcamaları kontrol etmek, sarayın işleyişini sağlamak ve halkın refahını korumak onun birincil göreviydi lakin, bu dikkat gerektiren iş uzun süredir devam ediyor; Minho'nun gözlerindeki yorgunluğu git gide arttırıyordu.
Hyunjin ise odanın diğer köşesinde, büyük bir kanepenin üzerine oturmuş; Elinde bir bardak şarap, üzerinde ince nakışlarla süslenmiş zarif bir elbise ile Minho'yu izliyordu.
Minho'nun ne kadar çalışkan olduğunu biliyordu ama aynı zamanda bu tür işlerin ne kadar sıkıcı olduğunu da tahmin edebiliyordu.
Bir süre onu izledikten sonra dayanamayarak yanına doğru ilerlemiş,
Minho'nun önündeki kağıtları eğilerek incelemişti."Bu harcamalar gerçekten gerekli mi Minho?" Demişti büyük bir sıkılmışlıkla. Sabahtan beri Minho'dan ilgi bekliyordu ama karşısındaki bunak vardı.
Minho, Hyunjin'in yüzüne büyük bir gülümsemeyle bakmış ve konuşmuştu.
"Bu sefer olmaz ama. İşim var, görüyorsun bebeğim." Demiş ve Hyunjin'e masum bakışlarını göndermişti.
Lakin Hyunjin bu bakışlardan pek de etkilenmişe benzemiyordu.
Minho'ya ufak bir tebessüm bahsetmiş ve elindeki parşömen ile beraber hızlıca kapıdan çıkmıştı.
Hyunjin'in bu davranışı Minho'yu birkaç saniye duraklatsada yüzündeki büyük tebessüme engel olamamıştı.
Adeta bebekti. Kendisinin bebeğiydi.
Aklındaki düşüncelere son vermiş ve aynen Hyunjin'in yaptığı gibi hızlıca odadan çıkmıştı.
Bebeği fazla uzaklaşmış olamazdı zaten.
20 ila 30 saniye sonra Hyunjin görüş alanına girdiğinde sarayı Minho ve Hyunjin'in sesleri dolduruyordu.
Çalışanlar ise bu görüntüyü hipnoz olmuş bir biçimde izliyor ve onlara çipil çipil bakmadan da edemiyorlardı. İkisinin çift olacağını öğrendiklerinde içlerinde ön yargı vardı hepsinin. Lakin öyle güzeldi ki bu ruh eşleri.. Ne kadar bu olaya sert baksa da hepsi, bu ikiliyi görünce kalpleri yumuşuyordu.
Onlar birbirleri için değil, bu evren onlar için yaratılmıştı.
Saray mensupları yüzünde istemsiz yerleşen gülümseme ile onlara bakar iken, Hyunjin'in adımlarını arka bahçeye yönlendirmesiyle; Minho'da onun peşine takılmıştı.
Nihayet Minho uzun bacakları sayesinde Hyunjin'i yakalamıştı lakin bununla beraber ikiside yere düşmüştü.
İkilinin gözleri birbirleriyle buluştuğunda ilk mızıldanan Hyunjin olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]
Science FictionDelta-Lee Minho Baskın Alfa-Hwang Hyunjin ~ Kader kırmızı ipini onlar için bağlamışken, onların itiraz etmeye hakkı yoktu. Bir Delta ve baskın bir Alfa ruh eşi çıkabilir miydi? Lardies halkı küçüklükten beri bu masallar ile büyümüştü ve farkında olm...