Sahte Ayrılıklar

246 42 31
                                    

~Bad luck a sucker, Gotta make you tougher.

Tryna say you suffer. Oh, don't blame your mother.

Kral ve Alestra'yı kendi aralarında konuşurken duyduğunda, sanki bu duruma hiç de şaşırmamıştı, Minho.

Okuyucuların hiçbiri Minho'nun bu olayı 3 yıl öncesinden bilip, asla o sürahiden su içmediğini bilmiyordu, tabii.

Minho sadece babasının kendine neler yaptıracağını merak ettiği için sessiz duruyordu o kadar.

Ha, onu tutan ve zarar vermesini engelleyen kurdunun da payı büyüktü.

Lardies krallığında gece saat 3 sularında iken Hyunjin aniden uyanmıştı.

Gökyüzünde parıl parıl parlayan güneşi görememiş olacaktı ki kaşlarını çatmış ve uzandığı yataktan oturur pozisyona gelip dışarıya bakmıştı.

İçinde bir sıkıntı vardı. Sanki bir şey oluyormuş gibiydi. Olmaması gereken bir şey oluyor gibiydi.

Hyunjin, asla geç saatlerde kalkmazdı. Gün içinde çok yorulduğundan kendini yatağa bıraktığı gibi uyuyakalır; saat 5 gibi kalkardı. Zaten az uyduğundan 'uyku tutmuyor' gibi bir durumu olmazdı.

İçindeki his iyice bunaltıcı olduğundan daha fazla dayanamamış ve oturduğu yataktan kalkmıştı.

Bir kez uyanırsa, bir daha uyuyamazdı. Bunu çok iyi biliyordu.

'En azından eğitim salonuna gidip muhafızların 1 aylık eğitim planını hazırlarım' diye düşünüp kıyafetlerini giymişti.

Elini yüzünüde kısaca yıkamış, odasının kapısını araladığı gibi dışarı çıkmıştı.

Muhafızların aylık planlarını hazırlamak uzun sürerdi. Çünkü başmuhafız hepsinin iyi ya da kötü olduğu sporlara özellikle bakar ve kişiye özgü bir program çıkarırdı. İşte bu da yaklaşık 1 ilâ 2 buçuk saat sürerdi. Bu yüzden kıyafetlerini giyip eğitim salonuna gitmişti ya zaten. Tam işinin bittiği vakit ders başlayacaktı.

Uzun koridordan geçerken içinin ürpermesine engel olamamıştı, Hyunjin.

Her zaman, her katta muhafız olurdu. 1 tane de değil, en az 3-4 tane muhafız olur; olası tehlikelere karşı saraydaki her katta bulunurlardı. Lakin şu an ne ses vardı, ne seda.

Koca katta sadece kendi adım sesleri yankılanıyordu. Sanki sarayda kimse yoktu da terk edilmiş bir sarayda dolaşıyordu.

Bu düşünceleri hızlıca aklından kovmuştu. Her şey kötüye işaret değildi ya. Su içmeye gitmişlerdir en fazla diye düşünmüştü, Hyunjin. Kendini bu yalana inandırmak istiyordu.

Sonunda merdivenlerin başına geldiğinde arkasına dönüp gergince bakmıştı koridora. Kendini bu bilinmezliğe çeken bir şey vardı.

O esnada Hyunjin'in bulunduğu koridorun en uzağında 3 insan silueti görmüştü, Hyunjin. Bu içini rahatlatırken odağını merdivenlere yönlendirmiş ve usul usul inmeye başlamıştı oradan.

"Belim koptu galiba. Sabahtan beri şunlarla uğraşıyorum." Diye isyan eden Hyunjin, sonunda saatine bakmıştı ve beklenileceği gibi saat 4.55'di.

Bu da 5 dakika sonra bütün muhafızların burada olacağı anlamına geliyordu.

Etrafına baktığında etraftaki kağıtların bir tomar halinde yerde durduğunu görmesiyle gözlerini yorgunca kapatmış ve isyankar bir ses çıkarmıştı.

Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin