~You're no good for me;
But baby, I want you, I want.
☆
{Dikkat, bölümde cinsel içerikli sahneler olacaktır! Rahatsız olacaksanız okumamanızı öneririm!}
Hyunjin'in penceresi, geniş bir bahçeye ve geceyi aydınlatan yıldızlara bakıyordu; o ise bu yıldızları sanki çözümü olmayan bir bilmece gibi izliyordu.
Minho, Hyunjin'in odasına adımını attığında kapının arkasında yankılanan metalik ses, içindeki öfkeyi daha da harmanladı.
Kendisi bir prensti ama daha babasına sözünü geçiremiyordu!
Kapalı kapının arkasından delicesine bağırırken kimseyi düşünmüyordu her zamanki gibi.
Ne bu sesten rahatsız olanları, ne de odada yıldızları izleyen nacizane bedeni.
cevap almayacağını bile bile yumrularını kapıya geçirirken uzaklaşan ayakkabı seslerine karşı kapıya son bir kez tekme atmış ve arkasına dönmüştü.
Oda kendi odası kadar olmasa da lükstü. Lakin bu; düşüneceği en son şeydi.
"Ne bok yiyeceğim şimdi?" demiş ve kendinden 5-6 adım kadar ileride olan yatağa adımlayıp; yatağın kenarına oturmuştu.
Hyunjin'in sakin, ama bir o kadar da melankolik hâli, Minho'nun sinirlerini mümkünmüş gibi daha da germişti.
Gözlerini Hyunjin'e dikmiş ona bakıyordu. Yakalanma korkusu yoktu. Hatta Hyunjin'in neden kendisini görmezden geldiğini merak ediyordu.
Çözülmesi gereken bir mesele ve konuşmaları gereken konular vardı ve bunları çözmek yerine çocuk gibi konuşmayacak mıydı kendisiyle?
"Hyunjin, bana bakar mısın acaba? Ne yapacağız bunu konuşmamız lazım." Demişti sesindeki büyük sakinlik ve titizlikle.
Hyunjin, Minho'nun sesini duymasıyla bakışlarını yatağının üzerinde bulunan bedene doğru çevirmişti.
Yüzü öyle bir soğukluk, gözleri öyle sert bakıyordu ki; Minho utanmasa kötü bir geçmişleri olduğunu düşünürdü.
Minho, Hyunjin'in yüzüne ayrıntılı bir şekilde bakıyor ve sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Lakin Hyunjin, duygularını gizlemede uzmanlaşmıştı. Bu yüzdendir ki Minho sorunun ne olduğunu anlayamamıştı.
Bu şekilde bir şey öğrenemeyeceğini anladığında dudaklarını tekrar aralamıştı.
"Dolunaydan bahsediyorum, Hyunjin. Ne yapacağız?" Delirecekti neredeyse. Ne bok yiyeceklerini bilmiyordu!
Hyunjin bu sözlere ithafen Minho'nun gözlerinin en derinine bakmış ve dolgun dudaklarını aralamıştı.
"Kahine benzer bir yanım mı var, nereden bilebilirim? Hem, sevişeceğiz galiba. Kaçma imkanımız olmadığına göre." Normal bir şeyden bahsediyormuşçasına konuşması Minho'yu an be an çıkmaza sokarken sinirle olduğu yerden kalkmıştı.
"Değil mi? sevişiriz olur ve biter. Belki sonra seni mühürlerim de evleniriz. Dalga mı geçiyorsun, Hyunjin! Pembe bir masal mı bu!" Sesi öylesine boğuk ve sert çıkıyordu ki; bir başkası olsa yaydığı feromon ve sesinden ötürü bütün gücünü kaybederdi.
Lâkin Hyunjin'de tık yoktu.
"Neden yaptın, Minho?" Demişti hissizleşmiş ve yorgun sesiyle.
Bu, Minho'nun birkaç saniye duraklamasını sağladığında anlamamış gözlerini Hyunjin'e doğru çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]
Ciencia FicciónDelta-Lee Minho Baskın Alfa-Hwang Hyunjin ~ Kader kırmızı ipini onlar için bağlamışken, onların itiraz etmeye hakkı yoktu. Bir Delta ve baskın bir Alfa ruh eşi çıkabilir miydi? Lardies halkı küçüklükten beri bu masallar ile büyümüştü ve farkında olm...