Kratos

507 53 93
                                    

~Her şeyi sana benzetirdim ama hiç kimse benzemezdi sana.

Ve ben derdim ki; kediler ve şarkılar..

(This song reminds me of Minho :)

Hyunjin'den

Başımı çevirdiğimde doğrudan yemyeşil gözleriyle beni inceleyen Minho, bekleyeceğim en son şey bile değildi.

Ondan uzaklaşmaya çalıştıkça neden yakınlaştığımızı anlamıyordum. O'nu gördükçe yönümü değiştiriyor, göz göze gelmemek için her yolu deniyordum ama bu aptal ruh eşi bağıyla anca bu kadar olabiliyordu işte.

"Ne halt ediyorsun, Alfa?" Demişti oldukça kalın ve sert sesiyle. Ne diyordu bu? İstemsizce kaşlarımı çatmıştım.

"Bu pozisyon fazla değil mi sizce de? Hem de bir muhafızla?" Diye söylemiştim tek kaşımı kaldırarak.

Ortama bir anda sert kahve kokulu feromonlarını bırakınca öksürmeye başlamıştım. Beni öldürmeye mi çalışıyordu bu!

"Tanrım, kesin şu feromonlarınızı!" Demiştim öksürüklerimin arasında ayarlayamadığım ama bir bağırışla aynı raddede olan sesimle.

Bunu dememle kollarını iki yanımdan ayırmış, sağ eliyle sertçe çenemi kavramıştı.

"Canına susadın herhalde aptal Alfa? Kimin veliaht prense karşı çıktığını gördün?" Demişti oldukça histerik bir sesle.

Sinirlerime karşı gelemeyerek çenemdeki elini tuttuğum gibi kolunu ters çevirmiş ve beni yasladığı kapıya yaslamıştım. Beni kolay lokma sanıyordu herhalde?

"O'nu bilmem ama ömrüm boyunca hiçbir deltanın eşine karşı çıktığını görmedim. Kendine gel ve ne bok yediğini söyle bu katta." Demiştim tok sesimle.

Elimi o'nu sabitlediğim yerden ayırmış ve bana doğru dönmesini sağlamıştım. Göz göze geldiğimizde ise sinirini mümkünmüş gibi daha da fazla hissetmiştim vücudumda.

İkimizinde gözleri sanki kim daha üstün yarışına girmişçesine birbiri arasında mekik okurken gözlerim istemsizce Minho'nun eline kaymıştı.

Bileğinde gördüğüm mosmor olup parlayan çiçekler; yutkunmamı sağlamıştı. İstemesemde doğruydu, ruh eşiydik.

Gözlerimi kırpıştırarak oradan çektiğimde bana olan tuhaf bakışlarını yakalamıştım.

"Ne öyle aval aval bakıyorsun?" Demiştim göz devirerek. Kendini ne sanıyordu bu ukalâ? Sözü herkese geçerdi ama bana geçemezdi.

Gözlerini sıkıca kapatmış ve konuşmaya başlamıştı.

"Farkında değil misin? Bildiğin öküz gibi başka bir Alfanın feromonları kokuyorsun ve ben bu aptalca durumdan dolayı acı çekmek istemiyorum." Demiş, o'nu yasladığım duvardan ayrılmış ve gözümün içine bakarak konuşmaya başlamıştı.

"Evet, seni istemiyorum. Evet, senden haz etmiyorum fakat bu maalesef eşim olduğun gerçeğini değiştirmiyor, Alfa.
Ne kadar eşim de olsan seni asla sevmeyeceğim. Aramızda asla duygusal bir ilişki olmayacak. Elimde olsa şu an leşin ile bakışıyor olurdum ama dua et ki eşimsin." Demiş ve koca katta beni tabiri caizse sik gibi ortada bırakmıştı.

Kendini ne sanıyordu bu aptal? Herkesin o'na aşık olduğunu, o olmazsa hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini falan düşünüyordu herhalde? Benim adımda Hwang Hyunjin ise bu lafları o'na yedirmeden ölmeyecektim.

Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin