Mühür

278 47 120
                                    

~Falling out of love is hard, Falling for betrayal is worse.

Broken trust and broken hearts :)

Minho, Hyunjin'in sözlerinden sonra ortama derin bir yutkunma bırakmıştı.

Hyunjin'in bunu nasıl öğrendiğini bilmiyordu. Saraydaki -Alestra hariç- kimsenin bundan haberi yoktu.

İşte o zaman aklına bir kişi gelmişti; Christopher Bang Chan.

Hyunjin'in kırmızı gözleri mümkünmüş gibi daha da kırmızılaşırken, aptal Deltanın hiçbir açıklama yapmamasına daha da deliriyordu.

"Hyunjin, buna inandığını söyleme bana.." demişti Minho zorlukla konuşarak. Bildiğin yalan söylüyordu.

Hyunjin bu sözleri duyduktan sonra ortama aşağılayıcı bir gülüş bırakmış ve gözlerini yoğun kahve gözlerle birleştirmişti.

"Uzaktan aptal gibi mi duruyorum? Yıllarca başka krallıkların bünyesinde çalıştım ve bu şaşaalı yaşam hakkında yeterince bilgiye sahibim. Sen kimi kandırıyorsun, Lee Minho? Ruh eşini mi yoksa başmuhafızı mı?"

Minho, Hyunjin'in sinirini adeta içinde hissediyordu. Ruh eşi olduklarından dolayı az buz hislerini hissediyorlardı. Lakin deltalar, alfalara göre daha güçlü olduklarından bu az da olsa hissedilen duyguları derinden hissediyorlardı.

Minho gözlerini sıkıca yummuş, söyleyeceği şeyleri zihninden tartarken omzunda hissettiği dokunuşla gözlerini hızlıca açmıştı.

Lakin gördüğü görüntü aklını yitirecek cinstendi. Çünkü karşısında sarı saçları gözünün önüne düşen, öpülesi dolgunlukta olan dudaklarını ısırıp doğruca kendisine bakan bir adet Hwang Hyunjin vardı.

Yinede zihnindeki düşünceleri bir çırpıda atmış ve birazdan söyleyeceği şeyler için dudaklarını aralamıştı.

"Hayır, yanlış anlamışsın bütün olayları. Balo olacak evet ama ben kral ile bizzat konuşup bunu iptal ettireceğim."

Ortama hafiften bırakılan çikolata feromonları, burnunu mest ediyordu.

"Öyle mi? Nasıl güvenebilirim peki sana?" Demişti Hyunjin, kollarını Minho'nun boynunda birleştirerek.

Minho, beklemediği atak karşısında durakladığında; dudaklarıyla aynı hizada olan bedene çevirmişti bakışlarını.

Kurumuş boğazını ıslatmak için yutkunduğunda, bu yutkunmanın asıl nedeninin boğazının kurumuş olması olmadığını ikiside biliyordu.

"Ruh eşinin yalan söylediğini düşünmüyorsundur bence?" Demişti boşta kalan elleriyle Hyunjin'in ince belini kavradığında.

Hyunjin, bunun üzerine ortama ufak bir kıkırtı bırakmış ve zaten yakın olan bedenlerini birbirlerine iyice yaklaştırmıştı.

"Ben ruh eşi olduğumuzu öğrendikten sonra bile beni sikine takmayıp Alestra ile gününü gün eden bir Delta biliyorum ama. Yanlış mı hatırlıyorum acaba?" Demiş ve yüzündeki alaycı ifadeyi silip, keskin bakışlarla Minho'ya bakmıştı, Hyunjin.

"Demem o ki; bana 'Benim için neler yapabileceğini' göster Lee Minho."

Minho kanın beynine sıçradığını hissederken ne yapabileceğini düşünüyordu lakin, karşısında Hwang Hyunjin gibi bir Yunan tanrısı var iken bu biraz zordu.

Minho'nun bu sözlerden sonra birkaç saniye duraklaması Hyunjin'in sinirini bozmuş olacak ki Minho'nun boynuna sardığı kollarını yavaşça sürükleyerek indirdiğinde Minho şaşkınca gözlerini Hyunjin'e çevirmişti.

Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin