Aşk ihaneti

256 43 56
                                    

~And when the seasons change, Will you stand by me?

'Cause I'm a young man built to fall.

Hyunjin, Minho'nun burada olmasına şaşırsada belli etmemişti.

"Oo, Lee Minho hazretleri prenses Alestra ile ilgilendikten sonra buraya teşrif edebilmiş. Manzara güzel mi bari?" der demez göz devirmişti, Hyunjin. Ne diye geldiyse.

"O kadar iyisin ki, sağ ol. Sadece ne durumdasın diye bakmaya geldim. Hemen üzerime pençelerini atıyorsun. Ne kadar ayıp, insan prense böyle şeyler söyler mi?" Demişti sahte bir üzüntüyle.

Hyunjin delici bakışlarını Minho'nun üzerinde tutmuş ve sakinlikle cevap vermişti. "Prenste prens olsa. Prenses Alestra'ya kur yapmaya çalışmasa bari."

Minho şaşkınlıkla Hyunjin'e baktı. "Ben mi yapmışım kur? Sen kendine bak önce. Felix ile çift misiniz değil misiniz belli değil." demiş ve Hyunjin'in yanına doğru adımlamıştı.

"Çiftiz inanır mısın? 90 çocuğumuz var üzerine." Minho'yu baştan aşağı süzerek konuşmuştu, Hyunjin.

Minho ise yatağa doğru adımlamış ve Hyunjin'in yanına oturduktan sonra Hyunjin'e kısaca bakıp konuşmaya başlamıştı.

"Kırıldım, insan düğün davetiyesi yollar." Hyunjin'in omzuna bakarak konuşmuştu, Minho.

Kötü görünüyordu. Alestra, Hyunjin'i deşmişti resmen.

"Bir daha Alestra'ya bulaşmazsın herhalde ha? Kız doğramış seni baya." Demişti Minho.

Hyunjin ise Minho'ya şaşkınlık ile bakmış ve yanıtlamıştı sorusunu.

"Benden mi bahsediyorsun? Ben ve Alestra'nın peşini bırakmak? Ne güzel hayallerin var öyle.." sırıtarak kurduğu cümlelerle Minho'nun göz devirmesi bir olmuştu. Köpek ve kedi gibi atışıyorlardı.

"Eşek kadar insanlarsınız, hâlâ didişiyorsunuz. Başka krallıktan biri duysa şoka falan girer. Biri prenses biri muhafız; oldukları duruma bak." diye söylendi Minho.

Hyunjin ise göz devirmiş ve cevap vermişti. "Her şeyin başını unutuyorsun. Muhafız değil, başmuhafız. Hem, çok biliyorsun sen."

Minho ise Hyunjin'e gözlerini kısıp bakmıştı. "Biliyorum tabii. Hem sen bununla uğraşacağına alkol nerede söylesene. Bandajı sarman alkol olmadan bir işe yaramayacak. Yine mikrop kapacak."

Minho, dikkatlice Hyunjin'in yaralı omzunu inceledi. Yara derindi ama
kendisi olduğu sürece üstesinden gelebilirlerdi. Ayıptır söylemesi, kendisini çok severdi.

Hyunjin irkilerek Minho'nun sorusunu yanıtladı. "Alkol olarak sadece iyot solüsyonu var. Onunda yüksek antiseptik özelliğinden bahsetmeyeyim istiyorsan. Hem yara açık, daha çok yakar."

Minho, Hyunjin'in söylediklerinden sonra biraz duraklamıştı. Doğruydu, çok acı verirdi. Lâkin bayılma ve öldürme olasılığı yoktu.

"Ölmeyeceksin sonuçta. Bence denenebilir." Demişti Minho büyük bir sakinlikle.

"Yuh! Vicdansız, insafsız. Acı çekeceğim diyorum. Sen de oturmuşsun 'Ölmezsin' diyorsun. Utan be! Hiçbir Delta böyle bir şey yapmamıştır bu güne kadar." Demişti gerçek hislerini açıkça söylerken.

Pişman mıydı? hayır.

"Ben bunun hesabını sonra sorarım. Dua et ki böyle bir durumdasın." bunları derken alkolün yerini bulmuş ve pamuğu alkole sürüyordu, Minho.

Possible-Hyunho [OMEGAVERSE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin