Şehrin tüm, kadınları benim tohumumu taşımak için can atarken mi? Çok yazık! "
demesi ile sinirden içi içini yemekte olan genç kadın.
"Bıktım, gerçekten bıktım.O çocuğu aldıracağım. Ve asla seninle evlenmeyeceğim" demişti.
Deva hızlıca söyledik...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
◻️ Mahir & Deva ◻️
Ağlayarak mahkeme salonunu terk eden genç kadın ,vakit kaybetmeden oğlunun olduğu odaya girmişti fakat Oda'da sadece bir kadın vardı. "Emir nerde? " diye sordu Deva görevliye çaresizce...
Tok bir ses ile "Efendim davadan önce oğlunuz Emir, babası Mahir Arslan'a teslim edildi. " demişti görevli kadın.
Genç kadın içinden, duyduğu cümlenin bir yalandan ibaret olmasını diliyordu "Ne? Nasıl yaparsınız ya? Daha dava sonuçlanmadan oğlumu nasıl olurda benden alıp götürürsünüz? "demişti.
Görevli kadın,Cevap vereceği sırada Deva'nın arkasında beliren Mahir'in sert bakışlarından anlamış olacak ki hemen dışarı çıkmış iki genci yanlız bırakmıştı. Deva, kadının gittiğini bile algılamamıştı. Ta ki odanın kapısının kilitlenme sesini duyana dek. Arkasını aniden dönmesi ile Mahir ile göz göze gelmişlerdi.
Elleri pantolonun cebinede ,eski karısının karşına geçip " Sakin ol Deva!! Yabancı gibi davranma merak ettiğin benimde oğlum ve babasının evinde , ha önce ha sonra. Zaten belliydi bende erken davranıp oğlumu burda yıpranmasını istemedim hemen evine gönderdim"demişti alaylı bir tavırla....
Genç kadın, inci tanelerini dökmemeye gayret göstersede, pekte başarılı olamamıştı. Gözlerini hızla terk ederek yanaklarınından süzülmüştü yaşları. Mahir o an ölmek istedi. Gerçekten kalbi sızlamıştı genç adamın. Hayatında ilk kez böyle oluyordu. Çünkü o gerçek Mahir Arslan'dı. İçinde ki canavarı yenmekteydi genç adam. Hem karısı hem oğlu için tedavi olmaya başlamıştı. Daha bir kaç seans olsa dahi etki etmişti üzerinde. Çünkü artık duyguları hissedebiliyordu. En büyük kazancıda yıllar önce kaybettiği merhamet duygusunu tekrar yaşıyordu.
Deva artık bulanık görmeye başlamıştı bile. Hızlıca burnunu çekmiş ve "N..n.. neden? Neden yapıyorsun bunu bana? Bunca zaman yaptıkların yetmiyor mu? Her gün yaptığın sayısını bile unuttuğum işkenceleri. Hepsini geçtim. Neden oğlumu benden aldın? " demişti.
Genç kadının yanında yaklaşarak, başını iki avcunun arasına almış ve yüzüne bakmasını sağlamıştı. Sevdiği kadinin gözlerinin içine bakarak,
"Deva' m, bak ben seni kendimden çok sevdim. Yemin olsun çok sevdim. Ama herşeyi telafi edeceğim. Tamam bakma öyle yavrum. (Bu arada Mahir de ağlıyor) Biliyorum tüm bunların affı olmaz . Telafi edilemez. Ama herşeyi tüm gerçekleri ögreneceksin hemde bu akşam. Saat 8.00 de eski evinizin ordaki sinema salonu var ya oraya gelmeni istiyorum. Lütfen gel seni orda bekleyeceğim ve gerçekleri duyduğun zaman,işte o zaman ya kalırsın yanımda yada istediğin yere gidersin karışmam. Ama şunu bil, 6 yıldır yaşadıgın adam ben değildim. Allah belamı versin kı ben değildim. Affet beni herkesten koruduğum ama kendimden koruyamadıgım kadınım" demiş ve Deva'nın dudaklarına uzunca bakmış fakat zorlamak istememişti vazgeçmiş hemen alnından öperek terk etmişti orayı....
