DEVA ARSLAN & MAHİR ARSLAN
Uçurumlar kenarında, gözlerim gün batımında... Kayboldum Senli çıkmaz karanlıklarda...
Gitmek gerekiyor bazen, ölümüne adanan sevdalar yalan , hasretler içinde yandım ben, tutmadılar ki kolumdan...
.
.
.
Genç kadın bu anı bekliyormuş gibi hemen sımsıkı sarmaladı genç adamı... Ve dilinden döküldü bir kaç cümle..
"O sensin... O... Sen.. sin. Sen benim sevdiğim o çocuksun.. Yıllar önce bana veda bile etmeden giden o çocuksun " demiş ama Mahir anlamamıştı ,tam o sırada yerde gözüne çarpan fotoğraf, zihninin bulanmasına yetmişti bile...Mahir, Kollarında hıçkırıklarını içine sığdıramadan hüngür hüngür ağlayan Deva'nın yüzünü iki elinin arasına almış önce anlından daha sonra göz yaşlarından öpmüştü. Ve ardından söze girmişti.
" Yavrum tamam ağlama artık, bak bunlar nerden çıktı. O çocuk dediğin kim? Artık aklım almıyor. Ağlamadan doğru düzgün anlat ." demesi ile
Deva , çocuk edasında içini çekmiş ve
" Anlamıyormusun o sensin? .Ya birde soruyorsun o çocugu? Bak herşey ortada. " demişti.Mahir bir süre öylece izledi, ağlayan eski karsını. Artık doğru düzgün bir cevap bekliyordu.
Ciddi bir tavırla,
"Neden mi soruyorum? Senin için kahvaltı hazırlamak için dışarı çıkıp taze simit alıyorum. Geldiğimde uyumanı beklerken, seni yerde ağlarken buluyorum ve buna hakkım yok mu cidden? Ha birde şu elindeki saçma sapan şeyler var tabi ""Saçma sapan şeyler mi? Ya Mahir bu çocuk sensin tamamı sen"
"AH YETER DEVA. GERÇEKTEN YETER. BAK SABAH SABAH SANA NE OLUYOR. HATTA BU SAÇMALIK ABİDESİ FOTOĞRAFLAR NERDEN ÇİKTİ BİLMİYORUM AMA YETER. KENDİNE GEL"
"BAK O ZAMAN. BAK BU SENİN ANNEN MÜJGAN ARSLAN, BUDA SENSİN. ŞİMDİ İNANDIM MI? "
"BU OLMAZ. BU... HAYIR... HAYIR... NASIL OLUR? PEKİ NASIL? SEN NERDEN TANIYORSUN ANNEMİ? NELER OLUYOR BURDA? "
"Herşeyi anlatıcam....
DEVA ARSLAN'DAN...
Bir bayram sabahıydı. Kapının önünde öylece oturup, bayramlıklarıyla şeker toplayan çocukları uzaktan izliyordum. Aralarına pek almazlardı beni,bende hep onları izler ağlardım. O sırada rengarenk elbiseler içinde güzel bir kadın geldi yanıma oturdu ve saçlarımı okşayıp,
(2004)
"Neden ağlıyorsun bırtanem. Yazık değil mi? gözyaşlarına. " demişti.
Başta yabancı diye çekinsem de, saçlarımı okşayıp bana sarılması bilmiyorum. Annem bile böyle yapmamaştı bana sevgi açlıgı ile hemen,"Onlar gibi güzel elbiselerim yok diye aralarına almıyorlar. Ve benimle sürekli çirkin diyerek dalga geçiyorlar. "demiştim.
.
.
Karısının sevilmediğini duyduğu an eskiler gelmişti genç adamın aklına.
Deva'nın bir sözünü hatırladı.
Ben sevilmeyi sevmeyi bilmezken sen, seni sevmem için zorladın beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴇsᴀʀᴇᴛ//sᴀᴘʟᴀɴᴛɪ(+18) BİTTİ
Lãng mạnŞehrin tüm, kadınları benim tohumumu taşımak için can atarken mi? Çok yazık! " demesi ile sinirden içi içini yemekte olan genç kadın. "Bıktım, gerçekten bıktım.O çocuğu aldıracağım. Ve asla seninle evlenmeyeceğim" demişti. Deva hızlıca söyledik...