"eninde sonunda."doğrum, yanlışım, üzüntüm ve sevincim.
yalnızlığımda, kalabalığımda ve yokluğumda benimle ol. geride bırakma, peşinden de koşturma.
senin için çabaladığımı gör, beni hiçe sayma. sana bakışlarımın altındaki gerçekliğin farkına var.
ağlarken de gülerken seninle oluşumdan bir mana çıkar. yanımda istediğim tek kişi, ilkim ve sonum ol.
tir tir titreyen bedenimi durduramazken sakin adımlarla yanımdan ayrılan adamın sırtını izledim. birkaç saniye sonra sesler tamamen kesilmiş, görülmez bir hale gelmişti.sonunda şaşkınlığımı üstümden atabildiğimde yanağımda kalan gözyaşlarını silip yerde uzanan arkadaşıma ilerledim. "kazuha," nefes alamıyor gibiydim. onu koruyamamıştım, öldürülüşünü izlemiştim.
kollarımı ona sarıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamışken hissettiğim pişmanlık içime sığmıyordu. "özür dilerim, özür dilerim," ondan ayrılıp yüzüne yapışmış saçlarını kenara çektim. "seni koruyamadım, özür dilerim." kafamı omzuna gömerken sıkıca sarıldım ona. onu kaybetmiştim, onun canının acıyışını izlemiş ve hiçbir şey yapamamıştım. "affet beni, kazuha, yalvarırım." hıçkırıklarım boğazıma diziliyor, aldığım nefesler bana zehir oluyordu. bugüne kadar beni tüm benliğimle kabul etmiş ve yanımda durmuş arkadaşımı kurtaramamıştım.
kaç dakika kazuha'nın başında ağladığım bilmiyorum, kendime bir nebze olsun geldiğimde diğer arkadaşlarıma bakmak için sınıfa girmek gelmişti aklıma. bana bu gece elinden kurtulan tek kişi olacağımı söylemişti. bir umut, sadece bir umut belki birileri kurtulmuştur diye düşünüyordum.
ayağa kalktım ve son defa baktım arkadaşıma. "geri döneceğim. seni bu köşede yalnız bırakmayacağım, tamam mı?" daha fazla beklemeden koşarak sınıfa ilerlerken minghao'yu görmüştüm yeniden. boğazımdaki yumru yutkunma ihtiyacı hissetmeme sebep oluyordu. ona bakmamaya çalışarak sınıfa girdim. yuna, oturduğu sırada kafasını yaslamış bir şekilde uzanıyordu. omzuna dokunduğumda kafası yana düşmüştü ve ben korkuyla çığlık atmamak için elimle ağzımı kapatmıştım. eunwoo açık telefonunun yanında boylu boyunca uzanıyordu. karina, oturduğu öğretmenler koltuğunda katletilmişti. diğerlerinin de onlardan bir farkı yokken midemin bulantısı ile dışarı çıktım.