"vampir içgüdüleri yanılmaz."fısıltıyla haykıracağım adını, korktuğumda veya özlediğimde.
birileri yalan olacak, birileri yanan. ben senin için yanmayı göze alıyorum.
aptalca şeyler yapacağım, sana göre aptalca olacak. fakat geri durmayacağım, bu şey beni ölüme sürüklese bile.
ben senin için ölümü göze almışım, daha fazlası var mı sahi?
"emin olamayız diyorum!""gayet de eminiz. belirtiler aynı, o da hissetmiş zaten."
"üşüdüğü için böyle bir çıkarımda bulunamazsın. hasta olabilir, insanlar hasta olduklarında üşürler." bakışları beni buldu konuşan kişinin, ağzı hafif şaşkınlıkla aralandı. "yani, bizler hasta olabiliriz."
"neden kimse arkadaşlarımı hatırlamıyor?"
sorum olduğumuz yere göre saçma kaçsa da cevap istiyordum. en başından beri buraya geliş amacım buydu zaten. soruma cevap alamadığım gibi ne olduğunu da anlayamıyordum. 6 tane adam karşıma geçmiş bir şeyler zırvalıyordı. birinin vampir olduğunu biliyordum, diğerleri de sürekli garip davranıyorlardı. insan olduklarını ima ediyorlardı ama emin değildim. sürekli bir şeyler söyletip düzeltme ihtiyacı hissediyorlardı. oturduğum koltukta iyice büzüşmüşken iki yanımda ve karşımda oturuyor oluşları beni çok geriyordu. korkuyordum, vampire kafa tutarken korktuğumun iki katı korkuyordum. çünkü şimdi 6 kişilerdi.
"biz yalnız konuşalım, siz çıkın bir süre." ayağa kalkan beden kollarını göğsünde birleştirdi. "ne? bu pek mantıklı değil," devam etmek üzere olan kısa boylu çocuğun sözünü kesti. "zaten korkuyor ve kafasında milyon tane soru var. şu an hiçbir şey yapamayız. önce biz bir konuşalım. ama siz de gitmelisiniz, hatta evden çıkın çünkü varlığınız onu çok geriyor." beni böylesine nasıl görebilmişti anlamamıştım ama dediği şeylerin hepsi doğruydu. "haklı, biraz ormanda takılmamızdan zarar gelmez bence." önden elleri cebinde dışarı çıkan siyah saçlı adamın ardından hepsi teker teker çıktı. birkaç kişi çıkarken arkalarını dönüp kontrol etmeyi ihmal etmemişlerdi. şimdiyse bu adam oturduğum koltuğun karşısındaki ufak sehpaya oturmuş, ellerini önünde birleştirmiş bir halde bana bakmaya başlamıştı. "öncelikle, ismim heeseung."