"intikamınızı alıyorum."vaktinde gelmeyen hiçbir şeyin önemi yoktur.
korku yer edinir bazen vücudumuzda.
dizlerimiz titrer, gözlerimiz yaşlarla dolar; düşünceler bulanıklaşır. budur sebebi bazen, o şeyin gelemeyecek olma korkusu.
bazen insanlar için yıkılan duvarların enkazından yalnız çıkılır.
sen de gidersen bu enkazda başa çıkamam.
TW: ölüm düşünceleri."sanırım," güçlükle konuşabiliyordu. "jake'e bir şey oldu."
koştu heeseung. hiçbir şeyi umursamadan, arkadaşlarını geride bırakarak koştu.
emindi, kalbindeki sızının sebebi jake'ti. fakat ne olduğuna anlam veremiyordu; biri mi girmişti evine? nasıl kurtarabilirdi onu, acı çekişini nasıl önleyebilirdi?
keşke heeseung jake'in bu acıyı kendine isteyerek çektirdiğini bilseydi.
—
daldığım yerden kafamı kaldırdığımda suyun çoktan dolduğunu hatta taşmaya başladığını fark ettim. derin bir nefes alıp suyu kapattım.
üstümdekileri çıkarmaya gerek durmadan buz gibi suya bedenimi bırakırken üşüme hissi o kadar da kötü değildi. buna rağmen tüylerimin diken diken olduğunu hissedebiliyordum; aslında donuyordum, yaptığım tek şey kendime işkenceydi lakin duramıyordum.
kollarımı birbirine sarıp iyice aşağı kaydığımda başım da suyun içine girmişti; gözlerimi kapatıp bir süre yalnızca düşündüm.
o günü.
onu gördüğüm günü.
arkadaşlarımı öldürdüğü ve bana benim için geri döneceğini söylediği günleri.