yirmi bir

170 39 26
                                    

"hiçbir şey içimde kalsın istemedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"hiçbir şey içimde kalsın istemedim."

hatıralar asla ölmez.

belki hep beraber kalırız, belki birbirimize yalnızca anı oluruz.

unutamam seni, kokunu, gözlerini. aklıma tükenmez kalemle yazılmış gibi kalıcısın, mühürlüsün zihnime.

sen her daim hatırlamak istediğim, zihnimden çıkarmayacağım ve kalbimi attıran kişisin.

sen her daim hatırlamak istediğim, zihnimden çıkarmayacağım ve kalbimi attıran kişisin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



gözlerimi araladım.

sanki durumu tamamen unutmuşum gibiydim; jake'in kaç dakikalık denizin altında olduğu gerçeğini hiçe saymıştım.

yavaşça ellerimin altından giden bedenle farkına vardım olanların. bilincini kaybediyordu.

bir saniye daha beklemeden yüzmeye başlarken sımsıkı tutuyordum onu. gitmesinden korkuyordum, başına bir şey gelmesinden. yüzeye ulaştığımızda çıkardım başımı. jake'in dizlerinin altından geçirdim elimi ve gemiye doğru ilerledim. gözleri kapalıydı fakat kısık nefeslerini duyuyordum.

"nerede kaldınız oğlum? boğuldunuz sandım," sunghoon'un uzattığı kollarına yavaşça bıraktım jake'i.

bizimkiler jaehyun'u çoktan halletmişler olsalar da yerde yatan bedenine ilerleyip yumruğumu geçirdim. gözleri kapalı olan bedenin dudaklarından birkaç damla kan süzüldü. yakalarını kavradım. "jake'e bir şey olursa seni ve sevdiklerini yaşatmam," derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. "ona yaşattığın her şeyi," diye fısıldadım kulağına. "ona çektirdiğin her acıyı sana yaşatacağım."

"heeseung!" jungwon'a döndüm. "bir sorunumuz var." hızla onu bırakıp jake'e ilerledim ve kafasını göğsüme yasladım saçlarını okşarken. "iyisin," fısıldadım sakince. elimi sıkıca tuttu yutkunurken. "çok korktum," titreyen sesinden dökülen cümle onu daha da sarmama sebep oldu. "özür dilerim, geç kaldım, özür dilerim." aynı şeyi defalarca dile getirirken jake'in alnını öpmeyi ihmal etmedim. "heeseung," jungwon'a bakmak için kaldırdım kafamı. jake'i işaret ettiğine kaşlarımı çattım. sorunun ne olduğunu ve neden bu kadar panik yaptığını anlayamıyordum. zaten kurtulmuştuk. sunoo yanıma eğilip boynunu çevirdiğinde büyüyen gözlerime engel olamadım. sanki her şey ellerimden kayıp gidermişcesine yere çöküp kalakaldım. zihnim boşaldı, boğazım düğümlendi ve sanki bir acı hissettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

bite love, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin