bir

689 53 21
                                    

"sessiz çığlıklarını duyur bana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"sessiz çığlıklarını duyur bana."

sadece gel, öp ve ısır beni.

saat gece on ikiyi vurduğunda, ormana sessizlik hakim olduğunda gel.

dişlerini sapla boynuma bir elmayı ısırır gibi; keskin bakışlarını ayırma üzerimden. ellerin belimi kavrasın, ay ışığı altında sadece sen ve ben.

yalvart beni kendine, kanımı emmen için dizlerimin üzerine çöktür beni. tıpkı öldürmemen için senin önünde yere kapandığım gün gibi.

 tıpkı öldürmemen için senin önünde yere kapandığım gün gibi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"zuha, hemen dönmeyelim."

mızmızlanıp kazuha'nın kolunu çekiştirirken o bıkkınlıkla derin bir nefes aldı ve gözlerini devirdi. "proje ekibi bizi bekliyor. saat kaç oldu, daha da oyalanıp eve hiç gitmeyelim istiyorsun anlaşılan?" kafamı iki yana salladım. "yuna, eunwoo falan hallediyorlardır zaten." alay dolu bir gülüş firar etti dudaklarından. "yuna sırasına geçmiş uyuyordu, eunwoo birileriyle konuşmakla meşguldü ve diğerlerinin iplediği yoktu bilmem farkında mısın? gidip son defa toplanalım da bitirelim." ofladım.

"minghao nerede?" arkama dönüp karanlık koridoru inceledim. "ses gelmiyor." diye mırıldandım. kazuha merdivenlere ilerlerlerken boşluktan aşağı bakmaya başladı. "tuvalete dönmüş olabilir." güldüm bakışlarımı ayakkabılarımda gezdirirken. "tuvalete geri dönmüş olma ihtimali sıfır. ekmiş bizi." minghao ile her ne kadar arkadaş olsak da satıcı kişiliği hakkında diyebileceğim bir şey yoktu. en başından beri proje ödevini yapmak istemiyordu zaten, bu saate kadar zorla tutmuştuk onu.

"niye ya? gelir belki birazdan." kazuha bile kendi dediğine inanmamışken önden ilerlemeye başladım. fakat sadece ay ışığı ile aydınlanan okul biraz korkutucu gelmişti ki kazuha'yı bekleme kararı aldım. bana yetiştiğinde koluna girip kafamı omzuna yasladım. "bay park bu saate kadar kalmamıza nasıl izin verdi?" kaşlarımı çattım. "bilmem, deneyli projeyi son güne bıraktığımızdan ve ayaklarına kapandığımızdan olabilir sanki?" sesi alay doluydu ama kızgındı. "hayır, bu çok saçma," kafamı kazuha'nın omzundan kaldırdım. "okulu çoktan kilitlemiş oluyorlardı. bay park gece yarısına kadar izin verdi ve hiçbirimizi kapıları kilitleme hakkında bilgilendirmedi." bakışlarım kazuha'dayken ne diyeceğini merak ediyordum. "of, kapıları kilitlesek ne olacak kilitlemesek ne olacak? ufacık kasabada okula girip ne yapsınlar jake?"

bite love, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin