Keyifli okumalar;
Alya'nın geçmişinden;
Günü hatırlamıyorum, tarihi hatırlamıyorum ama o gün okulda ilk defa normal bir çocuk gibi hissettim ilk defa hiç dışlanmadım.
Teneffüs ziliyle neşeyle sınıftan çıkarken ders zilinde somurtarak geri döndüm.
Herkes gibi her çocuk gibi,
Okul çıkışında ise zaten evime yakın olan okulumdan yürüyerek geri döndüm.
Eve geldiğimde ise babam yoktu ama masada duran soslu makarnayı bana bırakmıştı.Önce onu afiyetle yedim tuzu azdı ve biraz pişmemişti ama öyle lezzetli gelmişti ki hepsini yemiştim.
Koşarak üst kata çıktığımda kapısı daima kilitli duran eski balkon açıktı.Tozlarla kaplı balkona hiç çekinmeden girdim ve yıldızlara baktım ve içimden "Mutlu ol Alya ,her mutlu olduğunda ise yıldızlara bak ve bugünü hatırla."
Alya'nın geçmişi
1 AY SONRAÇocukken kaybetmekten korktuğum bir kişi vardı.O adam, hiçbir zaman baba kız gibi olamasak da o öksürdüğünde bile ona bir şey olacak diye korkardım.
Biliyordum o sigara yüzünden öksürüyordu. Sigaradan onu hasta ettiği için nefret ediyordum.Çoğu zaman eve geç geldiğinde koltukta uyurdu ben ise onun üstüne üşümesin diye baddaniye örterdim.
Şimdi ise ailem olmuş o dört kişiyi kaybetmekten delilercesine korkuyordum.
Belki uzun bir süre olmamıştı ama ben onlara canımı verecek kadar bağlanmıştım.
Şimdi ise odamdaki dolabın üstüne yapıştırılmış aynadan kendime bakıyordum.Saçlarımı Zeynep'in de yardımıyla biraz olsun uzatabilmiştim.Üstümde yazlık çiçekli bir elbise vardı ayaklarımda düz spor bir ayakkabı ve hemen karşı odamda hazırlanan Boran'ı bekliyordum.
Birkaç dakika sonra kapı tıklandı ve açıldığında gözlerimiz buluştu. Üstünde normalde tarzı olmayan bir ceket ve bol pantalon vardı boynunda iki farklı kolye ile Alaz'dan yardım aldığını anladım.
Elini tutmam için uzattığında hiç çekinmeden tuttum ve beni merdivenlerden aşağı doğru yönlendirdi.
En sonunda dış kapıdan çıkarken arkamızda olan diğerlerine el salladım.Bahçeye öylesine park edilen siyah Audiye doğru ilerledim.
Boran kapımı açarken "Bugün motor yok küçük hanım. " dedi ve ben arabaya otururken sürücü koltuğuna geçti.
Bir anda eli arkamda duran emniyet kemerine uzandı yüzlerimiz oldukça yakınken kalbimin sesini duyacak diye korktum ama onunda inip kalkan kalbinden heyecanlı olduğunu anladım.
Arabayı çalıştırdı ve ufak bir manevrayla bahçe kapısından çıktık. Kafamı asla ondan tarafa çeviremesem de onun gözlerinin benim üzerimde olduğunu hissediyordum.
Belki de bir şey söylememi istiyordu. Ama ben heyecandan sanki dilimi yutmuştum.Boran ile başbaşa date'e çıkma düşüncesi dahi nefes almamı zorlaştırırken bu olayın gerçek olması tüm algılarımı kapatmıştı.
"Heyecanlı mısın?" dediğinde en sonunda ona döndüm ve yolu izlediğini gördüm.
"Çok " dediğimde bende ellerimle oynuyordum." Nereye gidiyoruz?"diye sordum ve bakışları tekrar bana döndü.
"Güzel bir yere"daha fazla soru sormadım ve pencereden dışarı izlemeye başladım.
Deniz manzaralı bir yere geldiğimizde en köşedeki masaya oturdum. Gösterişli bir mekan değildi ama gayet şık dekore edilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlız Kalpler
Romance" En korktuğun şey ne ? " Diye sordum cevap verip vermemekle kararsız kaldı " ölmek " dedi " ölünce yaptığım hatalardan çok korkuyorum" Kalbim acıdı " sen " dedi " sen korkuyor musun ?" " Hayır " dedim sert bir şekilde yutkundu . Bakışlarından deri...