18. MUTLULUK

34 9 1
                                    

Keyifli okumalar,

Mutluydum,sadece bir kelimeydi ama ben bu kelimeye o kadar uzaktım ki kendime itiraf ederken boğazıma bir yumru oturuyordu.

Mutluydum çünkü ilk defa kabus görmeden uyanmıştım.Mutluydum çünkü yanımda geçmişime çiçek tohumları eken orayı güzelleştirmeye çalışan adam tam karşımda huzurlu bir şekilde uyuyordu ve bu adam beni öpmüştü.

Yüzümü ona doğru dönmüş yüzündeki izleri izliyordum.Hepsinin nasıl oluştuğunu sormak istiyordum. Bende onun geçmişine huzur tohumları ekmek istiyordum.

Ben ilk defa kendi geçmişimi boş vermek ve başkasının geçmişini onarmak istiyordum.

Boran'ın ağzından huzurlu bir mırıltı çıktı ve sonra gözlerini açtı gözlerimiz direk buluştuğunda derin ve içten bir şekilde gülümsedi.Saat daha erkendi ama yinede fazla bile uyuduğumu düşünüyordum.

"Günaydın"dedi ve bana biraz daha yaklaştı."Günaydın"dedim ve uzattığı koluna uzandım.

"Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar çok uyudum"dediğinde bende karşılık olarak "Bende uzun zaman sonra ilk defa kabus görmeden uyandım." dedim.

Gözlerim hafifçe kıvrılan dudaklarına kaydı. "Kabus görmemen için her gün beraber uyumamız lazım yani " dediğinde kıkırdadım.

"Artık aşağı inmemiz gerekiyor." dedim ve karşımdaki dolaba yürüdüm.Alaz bu gece burada uyumamıştı.Dolabın içinden siyah bir tişört alıp üstüme geçirdim.Boran ise sadece beni izliyordu.

Ona hadi dermiş gibi baktığımda "hayret şu ana kadar çoktan kapıya dayanmış ve bizi rahatsız etmişlerdi."

Kapının kilidini açtı ve aşağı kata yürümeye başladığında bende arkasındaydım.Etraf o kadar sessizdi ki evde kimse yok gibiydi.

En sonunda oturma odasına girdiğimizde gözlerim güllerle kaplı masayla buluştu.Masaya iki kişilik sunum yapılmış ve mum bile yakılmıştı.

Boran şaşkınlığını bir tarafa bırakıp sandalyemi çekti.Çektiği sandalyeye oturduğumda karşımda oturan adama daldım.

Gözleri uykusunu aldığı için her zamankinden iyi bir durumdaydı. Saçları parmaklarının izleriyle doluydu.Sakalları daha çok uzamıştı.

Boran onu izlediğimi farketmiş olacak ki "Gözlerinle beni yemeyi bırak ve önündekileri ye "bu dediğiyle gözlerimi önümdeki tabağa çevirip tabağıma birşeyler doldurdum.

Dilimlenmiş simitlerden fazla fazla aldığımda "simit çok seviyorsun galiba?"diye sordu.

"Evet"dedim."Çok severim"

Kendimi çok daha iyi hissediyordum. Sanki hiç hasta değilmişim gibi ama aklımı esir alan bir soru vardı.

Belki bu soruyu uzun zaman önce sormalıydım ama şimdi tam zamanı gibi hissediyordum.

"Boran, ben sana birşey soracağım" dediğimde meraklı gözlerle bana bakmaya başladı."Eee senin Umut ile aranda ne var?"

Düşündü,belki anlatıp anlatmamak arasında defalarca gitti geldi ama daha sonra anlatmaya karar verdi.

"On dört yaşındaydım,fiziksel olarak yalnız değildim belki kardeşlerim vardı ama ruhsal olarak çok yalnızdım."derin bir nefes aldı."Sonra Umut'la karşılaştım ruhsal yalnızlığım geçmeye başladı benim ailem oldu Alya, küçücük bir çocuk benim yuvam oldu.Acılarımızı paylaştık. Yaralarımızı sardık.Ben onu gerçek ailemden daha çok sevdim ama o beni terketti.Bu ihanet midir Alya?"

Sanki karşımda küçük bir çocuk vardı ve yaralarını açıp birilerinin sarmasını bekliyordu.

"Belki o da ihanete uğramıştır."dedim.

Yanlız KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin