4.0

24K 1.9K 245
                                    

"Bu biraz abartılı oldu sanki." Üzerimdeki barbie kusmuğuna benzeyen, her karışına mor pullar dikilmiş, uçuk pembe elbiseye ithafen konuşuyordum.

"Doğum gününü kutlayacağız, Hale. Mekana girdiğimizde kimin doğum günü olduğu belli olmalı."

Alt tarafı kıytırık bir barda arkadaşlarımla bir şeyler içerek kutlayacaktım. Niye düğün törenime dönüşmüştü bu şimdi?

"Bu kadar da belli olmasın ama ya, hatta gizleyelim olabildiğince."

"Sen bir de sevgilinin fikrini al. Bakalım o ne diyecek." Derin, sinsi bir sırıtmayla telefonumu bana fırlattığında, Nil de mağazanın koltuklarından birine oturmuş halime kıkırdıyordu.

"İyi alıştınız siz de Kutay'a, adamın sahte sevgilim olduğunu unutuyorsunuz." Son cümlem ağzımda acı bir tat bıraktı.

"Sahte ya da sahici, ben ciddi ciddi yakıştırıyorum sizi birbirinize. Hem onun senden hoşlandığı da çok belli."

Konu dikkatimi çekince üstüne gitmeden duramadım. "Hoşlanıyor derken?"

Aptalmışım gibi baktığında biraz alınmış olabilirdim. "Hiç mi görmüyorsun adamın sana davranışlarını? Senin bir sözüne dağı taşı yerinden oynatır be."

Tamam biraz abartıyordu. "Düşünceli ve yardımsever biri sadece."

"Nedense bir sana düşünceli adam."

Derin üstündeki beyaz elbisesiyle başka rafların yanına adımladığında, arkada beni şüphelerimle baş başa bırakmıştı. Kamp maceramızdan sonra açıkça fark edilmişti ki Kutay ve benim birbirimize ilgimiz vardı. Fakat bu ne derece ya da ne şekilde bir ilgiydi bilmiyordum. Hoşlanma mıydı? Daha fazlasıydı sanki. Sevgi miydi? Hümanisttim ben, sevmediğim kişi yok denecek kadar azdı. Aşk? Yok artık.

Aynanın önüne geldiğimde üzerimdeki korkunç elbiseyle poz verip Kutay'a yolladım. Elbiseyi alacağım yoktu. Onun fikri çok da önemli değildi bu sebeple. Gülsün diye atmıştım.

Kutay: Pamuk şekere benziyorsun

Hale: İltifat işinden anlamıyorsun

Kutay: İltifat mı etmeliydim?

Hale: Boşa mı attım sana fotoğrafımı

Kutay: Sana iltifat edeyim

Kutay: Ben bu elbiseye edemem iltifat, Hale

Hale: Nedenmiş?

Kutay: Ekrana gözümü kısmadan bakamıyorum bile

Kutay: O da sırf senin güzel yüzünü görmek için

Kutay: Hangi pezevenk dikti bunu

Hale: Terbiyesiz

Kutay: Terbiyesiz ve kör

Hale: Eh değiştireyim bari

Kutay: Bekliyorum sıradakini

Gülümseyerek raflara döndüğümde Derin'le göz göze geldik. Yüzümü toparlamaya çalışsam da geç kalmıştım. Bana bilmiş bilmiş kafa sallayarak kabine girdi. Çok yanlış anlaşılıyordum şu an.

Mağazadaki küçük araştırmamla beraber sonunda seçeneklerimi iki elbiseye kadar düşürmüştüm. Elimde kalanlar siyah, mini süet elbise ile bordo, dökümlü saten elbiseydi. İkisi de vücuduma güzelce oturuyor ve sarıyordu. Siyah elbisenin boyu aşırı kısaydı. Bordo elbisenin ise göğüs dekoltesi vardı. Benim için hiçbiri sorun olmasa da içinde rahat etmek istiyordum. Siyah elbisenin sadeliği ve kumaşının esnekliği iyiydi. İlk onu deneyerek fotoğrafımı çekip tekrar Kutay'a gönderdim.

Uzak'a Yakın | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin