Ertesi gün okulda kimsenin keyfi yoktu. Zaman akıp gidiyordu ve bu kimsenin umrunda değildi. Ne zaman ne de dersler. Etrafta olan biten hiçbir şeyle ilgilenmiyordum. Aklımda olan tek şey Gamzeydi. Ondan başka hiçbir şey düşünemiyordum. O ölmüştü ve ben onu çok üzmüştüm. Aslında kasten yaptığım hiçbir şey yoktu ama o bunu bilmiyordu. Tüm olanları yanlış anlamıştı. Ayrıca onu küçümsediğimizi zannediyordu. Ama ortada olup biten hiçbir şey yoktu ki. Sadece birbirinden saçma bir sürü yanlış anlaşılma vardı. Ben önceleri bu yanlış anlaşılmaları düzeltmeye çalıştım. Bunun için çok uğraştım ama olmadı. Gamze büyük bir inatla bunların gerçek olduğunu savunuyordu. Ben de bir süre sonra olanları düzeltmek için uğraşmaktan vazgeçtim. Sırf ben değil hepimiz vazgeçmiştik. Keşke vazgeçmeseydim, vazgeçmeseydik. Gamze bize kırgın olarak aramızdan ayrıldı. Keşke böyle olmasaydı. Böyle bitmeseydi. Ama maalesef onun hikayesinin de sonu böyle bitti.
Gün boyunca bunları düşündüm. Okul eski havasında değildi. Aslında her şey dışarıdan normal görünüyordu. Ama normal değildi. Zaman su gibi akıp gitti ve öğle teneffüsü oldu. Robot gibiydim. Hepimiz öyledik. Gamzenin bize kırgın ayrılmasının pişmanlığını yaşıyorduk. Bahçeye indik. Kimse de yemek yiyecek hal yoktu. Bir tek Umut o sanki hiçbir şey olmamış ve normal bir günmüş gibi davranıyordu. Onun umursamaz bir ruh hali içinde olduğunu biliyordum ama bu kadarını da tahmin etmemiştim. Nasıl rahat olabiliyordu ki. Sonuçta Gamze aramızda en çok ona kırgındı. Kameriyelerden birine oturduk. Umut da yemeğini alıp yanımıza geldi. Kimse konuşmuyordu ve bir anda olan oldu. Okulun kapısından içeriye hışımla bir kadın girdi. Siyah kıvırcık saçlıydı. Saçlarını taramadığı belliydi. Çok kabarık ve karışık duruyordu. Üzerinde rengi solmuş bir kot pantolon ve bol dökümlü uzun kollu gri bir tişört vardı. Hızlı hızlı yürümeyi hiç bırakmadan hatta her geçen saniye hızlandırarak bahçenin ortasına gelip durdu ve bir anda bağırmaya başladı.''Kimin yüzünden oldu bütün bunlar. Kim suçlu? Hemen ortaya çıksın. Hemen buraya gelsin. '' Adeta ateş püskürüyordu. Tüm okul olup bitenler karşısında taş kesilmişti kimse konuşmuyor ve hareket etmiyordu. Sadece olanları anlamaya çalışıyorduk.''Yoksa hepiniz mi? Tabii ya ben niye düşünemedim ki. Hepiniz. Tüm okul. Bu olanların suçlusu sizsiniz.'' Hızlı ama kısa adımlarla kendi etrafında dolaşıyordu ve ellerini sanki kendini bir düşmanından korur gibi hareket ettiriyordu.''Gamzenin ölümünden hepiniz suçlusunuz. Onu üzen bir şeyler olduğunu biliyordum. Bu okul ve siz onu üzdünüz. Onun korktuğu bir şeyler vardı ve en sonunda da onu öldürdünüz. Hepiniz bunun hesabını vereceksiniz. Onu siz öldürdünüz. Hepiniz katilsiniz.'' Diye bağırıp çağırırken tüm hocalar müdür ve müdür yardımcısı koşar adımlarla bahçeye geldiler. Bağıran kadını sakinleştirmeye çalışıyorlardı ama kadın sakinleşecek gibi görünmüyordu.''Siz katilsiniz. Hepiniz. Bu okuldaki herkes katil.'' diye bağırmaya devam ediyordu. Bir ara beden öğretmenimizin telefonla konuştuğunu gördüm. Sanırım polisi aramıştı. Çünkü kadın bir türlü sakinleşemiyordu. ''Günlüğü, gamzenin günlüğü o nerede? Onu da siz aldınız değil mi? Günlüğüne tüm olan bitenleri yazdığı için onu aldınız. Olanların açığa çıkmasından korktunuz değil mi? Ama hiçbir şeyin üstünü kapatamayacaksınız. Ben izin vermem. Siz katilsiniz.'' Bir süre daha bağırmaya devam etti. Kimse engel olamıyordu. Kısa bir süre sonra polisler geldi ve kadını zar zor polis otosuna bindirip götürdüler. Polisler gittikten sonra müdür herkesi okul bahçesinde toplayıp bir konuşma yaptı.''Çocuklar hepinizin de bildiği gibi maalesef Gamze arkadaşımızı kaybettik. Gamzenin nasıl öldüğü hakkında henüz elimizde kesin bir bilgi yok. Ama olacak. Bu durumdan sorumlu olan her kimse polisler onu yakalayıp cezasını verecek. Gelen hanım Gamzenin ablasıydı. Onun ölümünü kabul edemediği için böyle bir durum yarattı. Bu sebeple tatsız bir olay yaşadık. Sizden isteğim hepinizin olanları unutması. Kadıncağız acısından ne dediğini ne yaptığını bilmiyor. İlginiz ve saygınız için çok teşekkür ederim. Ayrıca birkaç gün içinde Gamzeyi anma töreni düzenleyeceğiz. Zamanını size bildireceğiz. Teşekkürler ve iyi tenefüsler.'' diyerek konuşmasını sonlandırıp gitti. Müdür gittikten sonra herkes sanki olanları unutmaya dünden razıymış gibi kaldıkları yerden tenefüse devam ettiler. Sanki normal bir günmüş gibi. Hiçbir şey olmamış gibi. Aslında onlara da hak veriyorum. Hepimiz şu son günlerde gerçekten yaşanması zor birçok şey yaşadık ve hepimiz bu yaşanılanları bir an önce unutmak istiyorduk. Müdür bey de bizden hiçbir şey olmamış gibi davranmamızı isteyince tam da istediğimiz şey oldu. Normal hayatlarımıza geri döndük. En azından geri dönmeye çalıştık. Ama ben yapamazdım yani biz yapamazdık ben ve kardeşlerim. Hiçbir şey olmamış gibi davranamazdık. Büyük bir ihtimalle anma töreninden sonra bütün okul olanları unutup eski hayatlarına geri dönecekti. Ama biz bunu yapamazdık. Çünkü Gamze bizim arkadaşımızdı. Yani yakın olmasak da aynı sınıfta okuyorduk. Her gün ailelerimizden çok birbirimizi görüyorduk. Ayrıca o aramızdan çok vakitsizce ayrılmıştı ve ayrılırken bize kırgındı. Onu değil aylar, yıllar bile geçse unutamayacağım. Unutamayacağız. Umut. Aramızdan sadece o, anma töreni de bittikten sonra Gamzeyi bir daha hiç düşünmeyecek. Onun nasıl bu kadar duyarsız olduğunu anlayamıyorum. Aklım bir türlü bunu almıyor. Düşüncelerimden sıyırıldığımda bizim grupla beraber farkında olmadan demin oturduğumuz kameriyeye oturduğumuzu farkettim. Kimseni tadı tuzu yoktu. Teneffüsler ve dersler geçip gitti. Okul çıkışında bahçede bir kalabalık olduğunu farkettim. Kimse dışarı çıkmıyordu. Biz hiçbir şey yokmuş gibi çıkış kapısına doğru ilerledik. Güvenlik bize müdür beyin konuşma yapacağını bu yüzden kimseyi çıkarmadıklarını söyledi. Biz de merak içinde bahçeye geçtik. Kısa bir süre sonra Müdür bey geldi ve mikrofonu alıp konuşmaya başladı. Her halinden üzgün olduğu çok belliydi.''Sayın öğretmen arkadaşlarım sevgili öğrencilerim, çok fazla vaktinizi almayacağım. Sizlere sadece öğle tenefüsünde konuştuğumuz anma töreninin zamanının belli olduğunu bildireceğim. Tören iki gün sonra okul çıkışında bahçemizde yapılacaktır. Sizlerden ricam törene hepinizin katılması. Teşekkür ederim. İyi günler.'' deyip konuşmasını sonlandırdı. Biz de evlerimize dağıldık. O iki gün beklediğimden de çok hızlı geçti. Pek bir şey yapmıyorduk. Tek yaptığımız derslere girip çıkmaktı. Hepimiz Gamzenin bize kırgın olmasından dolayı çok üzgündük. Tabi hepimiz derken Umut'u dahil etmiyorum. Sonuçta olanların hiçbiri onun umurunda bile değildi. Sürekli bir şeyler yapalım mı dolaşalım mı sinemaya gidelim mi diye sorup duruyordu ve her seferinde de birinden ters bir cevap alıp susuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Orkide #Wattys2016
Mystery / ThrillerHer şey yoluna girmişti... Eskisi gibi mutlu ve huzurlu olmaya başlamıştık... Ya da biz öyle zannediyorduk ... O günden sonra ilk defa gülmeye, kendimizi güvende hissetmeye başlamıştık. Ben ve ailem... Arkadaşlarımın is...