Salona inip parti süslerini alıp abimin odasına gittim. Oyun oynuyordu. Yatağının üzerine balon torbasını atıp,
'' Görev 1: Oyun kapatılacak. Görev 2: Tüm o balonlar şişirilecek. Ve görev 3: İtiraz edilmeyecek.'' dedikten sonra konuşmasına fırsat vermeden odasından çıktım. Bir saat kadar bir sürede salonu süsledim. Sandalyelerin ve koltukların arkasına tüllerle renkli fiyonklar yaptım. Bir kaç köşeyede süsler astım. Oyunları salona indirdim. Müzik setini ayarladım. Balonları da dağınık bir şekilde etrafa attıktan sonra tüm hazırlıklar bitmiş olacak. Balonların durumuna bakmak için Burağın odasına çıktım. Kesin balon torbası ve Burak en son bıraktığım gibi duruyorlardır. Kapıyı açarken söylendim.
''Alt tarafı birkaç balon şişireceksin had-'' sözümü tamamlayamadım çünkü Burak hemen hemen tüm balonları şişirmişti sadece birkaç tane kalmıştı.
''Bunları da şişirince bitiyor'' gözüyle yatağın üzerinde duran şişmemiş balonları gösterdi.
''Harikasın. O zaman ben bir kısmını salona indiriyorum.''
Taşıyabildiğim kadar balon alıp salona indim. Birkaç dakika sonra abim elinde balonlarla aşağı indi ve balonları rastgele etrafa dağıttık. Abimin odasıyla salon arasında birkaç kez gidip geldikten sonra tüm balonları aşağı indirmiş olduk.
''Merdivenleri de mi süslesek?''
''Ben de ne eksik diyordum.''
Kalan süsleri getirdim. Burak merdivenlerin sağ trabzanını ben de sol trabzanını süsledikten sonra Abim odasındaki playstationu aşağı indirdi. Ben de oyunları indirdim ve televizyonun yanına bıraktım o da playstationu televizyona bağladı.
''Tamamdır her şey hazır.''
''İyi işti ortak'' dedi ve yumuruklarımızı tokuşturduk
''Saat 6 olmuş. Bence giyeceklerimizi ayarlayalım sonra ne giyeceğim derdi olmasın.''
''Aman ne giyeceğiz ya bir kot bir t-shirt.''
''Sen onları giy ben çıkıp hazırlanacağım.''
Odama girer girmez dolabımı açtım bir süre kıyafetlerime baktıktan sonra gözüme siyah diz üstü kalın askılı bir elbise çarptı. Kıyafet seçimim düşündüğümden de kısa sürmüştü. Hemen üzerimi değiştirip elbisemi giydim. Altına ise siyah babetlerimi giydim. Dalgalı saçlarımı taradım ve açık bıraktım.Çok hafif bir ruj da sürdükten sonra hazırdım. Merdivenlerden inerken annemle babam geldi.
''Çok şık olmuşsun '' dedi annem
''Teşekkür ederim'' deyip bir koşu abimin odasına fırladım.
''Annemler geldi. Hadi karneni al da gel.''
Ardından kendi odama gittim karnemi alıp aşağı indim.
''Vee işte karneeem'' dedikten sonra anneme karnemi uzattım annem baktıktan sonra babama verdi.
''Tebrik ederim harikasın birtanem.'' Annemle birbirimize sarıldık ardından babam ekledi.
''Bize böyle bir karne getirdiğin için teşekkür ederiz. Tebrikler'' dedikten sonra da onunla sarıldık ben ise sürekli gülümsüyordum. O sırada Burak elinde karnesiyle aşağı indi.
''Çok başarılı değil ama'' deyip karneyi uzattı. Annem aldı. Babamla beraber baktıktan sonra,
''Tebrik ederiz. Hiç canını sıkma. Bu da çok başarılı. Ama bir söz ver seneye daha çok çalışacaksın.'' dedi babam.
''Söz mü?'' diye sordu annem.
''Söz.''
''O zaman sıra hediye zamanında'' dedikten sonra annem cebinden iki kutu çıkardı birini bana birini abime verdi. Benim ki üzerinde Yağmur yazan ve yanında nazar boncuğu olan bir kolyeydi. Abimin ki ise bir kol saatiydi. Burak da ben de hemen hediyelerimizi takıp teşekkür ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Orkide #Wattys2016
Mystery / ThrillerHer şey yoluna girmişti... Eskisi gibi mutlu ve huzurlu olmaya başlamıştık... Ya da biz öyle zannediyorduk ... O günden sonra ilk defa gülmeye, kendimizi güvende hissetmeye başlamıştık. Ben ve ailem... Arkadaşlarımın is...