Bölüm 5 ''Polisler''

218 38 19
                                    

Bu sabah kalktığımda her zamanki klasik günlerden birine uyandığımı düşünüyordum. Okula git gel ödev varsa onu yap yoksa arkadaşlarınla vakit geçir. Aslında öyle de olmuştu. Ama biz bugünün farklı olduğunu ertesi gün fark edecektik. Bence bugün her şeyin başlangıcıydı. Ama biz bugünü hiçbir şeyin farkında olmadan alalade bir şekilde geçirmiştik.Uyanınca abimin uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için odamdan abime seslendim. Abimle odalarımız yan yanaydı birbirimizin seslerini çok rahatlıkla işitebiliyorduk.

''Burak uyandın mı?'' cevap yoktu.

''Buraaaaaakkk''

''Ya bağırmasana uyandım işte''

Burağı uyandırmak kırk yılda bir bu derece kolay olurdu. Genelde odasına kadar gidip saatlerce seslenmem gerekirdi.Uyandığına göre hazırlanmaya başlamıştır. Zaten dün benim yüzümden geç kaldık. Bu sabah da ben geç kalırsam ömür boyu söylenir düşüncesiyle kalkıp hazırlanmaya başladım. Formamı giyip aşağı indim. Kitty'e yemeğini verip kahvaltıya gittim. Abim de benden birkaç dakika sonra geldi. Kahvaltılarımızı yapıp hep beraber evden çıktık. Annemle babam bizi okula bıraktıktan sonra işe gittiler.Dersin başlamasına 15 dakika vardı. Ders başlayana kadar abimle kantinde oturduk. Ders zili çaldığında sınıflarımıza çıktık. Normal bir gündü. Her şey aynıydı. Yalnız bir şey dikkatimi çekti. Gamze bugün okula gelmemişti. Büyük bir ihtimalle dün olanların etkisinden hala çıkamamış, olanları atlatamamıştı. Onun için çok üzülüyordum. Gün çok çabuk geçti. Okul çıkışında hep beraber yürümeye başladık. Nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk.

''Yahu yürüyoruz ama nereye gidiyoruz?'' diye sordu Pınar

''Hakikaten nereye gidiyoruz?'' dedim ve bir anda birbirimize bakıp hepimiz gülmeye başladık. Yürüyorduk ama nereye gittiğimizi bilmeden. Hepimiz katıla katıla gülüyorduk.

''Ay tamam durun. Karnıma kramp girdi gülmekten.'' dedi abim.

Zor da olsa gülmelerimizi durdurabildik.

''Eee ne yapıyoruz?'' diye Duru sordu

''Ben çok acıktım. Önce bir şeyler mi yesek.'' dedi Kıvanç

''Evet evet iyi fikir önce yemek yiyelim.'' deyip bize baktı Duru. Hepimiz de bu fikri onayladık. Her zaman yediğimiz cafenin yolunu tuttuk. En son geldiğimizde Umutla garson arasında tatsız bir durum yaşanmıştı ama olanları unutmuş hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorduk. Cafeye gelip dışarıda güzel bir masaya oturduk. Garson gelip siparişlerimizi aldı. Kısa bir süre sonra siparişlerimiz geldi. Yemeklerimizi atıştırırken bir anda aklıma Gamzenin bugün okula gelmediği geldi. Tam ''Bugün...'' dedim devamını getiremedim. Umut masadaydı onu küçümsüyormuşuz gibi olabilirdi. Çünkü Gamze Umut yüzünden bugün okula gelmemişti.

''Eee. Ne oldu bugün?'' dedi Nazlı

Telaşlı bir şekilde

''Bugün hava çok güzel'' diyerek konuyu değiştirdim.

''Ne o havadan sudan mı konuşacağız?''

''Evet havadan sudan konuşacağız beğenemediniz mi Burak bey?'' dedim.

'' Yok efendim siz öyle istiyorsanız öyle olsun''

''He şöyle'' dedim ve abimle ben de dahil olmak üzere hepimiz gülmeye başladık. Bu sefer ki gülüşümüz biraz kısaydı ama her zaman ki gibi içtendi.

''Yaz tatiline de az kaldı. Ne yapalım bu yıl?'' diye bir konu ortaya attı Nazlı

''Yazlıklara gidelim gitmesine de ondan önce biraz değişik bir şeyler yapalım yeni yerleri keşfe çıkalım yeni maceralara atılalım'' dedi Kıvanç

Zehirli Orkide #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin