Bugün 1 Nisan idi. Koray acaba hangi yaratıcı şakasını yapacaktı. Derken karşımda Onur'un arabasını gördüm. Hep birlikte toplanıp etkinliğe gidecektik. Bizim evlerimiz bir birine en yakın olanlar olduğu için Onur ilk önce beni almaya gelmişti. Arabadan Cemre abla ve Onur indiler. Cemre abla Pelin'e bakacaktı. Selamlaşma faslından sonra cemre ablaya anahtarı verdim ve arabaya bindim.
Sonraki gideceğimiz yer Koray'ın eviydi. Evlerinin önünde durduğumuzda Koray palyaço kılığında bizi karşıladı. Bu ne hal demeye kalmadan arabaya bindi. "Nasıl olmuşum ya da durun bir şey söylemeyin. Hem ben sizi korkutacaktım siz hemen beni tanıdınız. Hem niye arayıp haber verdin ki geliyorum çık dışarı diye Onur? Siz kapıyı tıklatacaktınız bende gerilim müziği ile gelip ne vardı diye soracaktım elimde de bıçak olacaktı. Hayallerimi elimden aldınız vicdansızlar." Koray'ın hayal gücü fazlaydı da bu kadarını ben bile beklemiyordum. "Koray sen aklını peynir ekmekle mi yedi kardeşim bu nasıl bir hayal gücüdür ya" "Evet kardeşim yedim aklımı ne yapacaksın." " Tamam, neyse Koray bu şakanı gider Laren ve Peraya yaparsın. Şimdi sürüyorum arabamı artık müsaade edersen."
Laren'in evine geldik. Onlara haber vermedik. Koray ben şakamı yapmaya gidiyorum dedi ve arabadan indi. Onurda arabayı park ettikten sonra arabadan indi. Benim kapımı açtı. Elini uzattı elini tutup arabadan indim. Havaya göre giyinmemiştim anlaşılan elbisem fazla uçuş uçuştu nasıl olsa bahar ayındayız rüzgâr olmaz diye düşünmüştüm hata etmişim Onur'un yardım etmesi iyi olmuştu. Yine de " Teşekkür ederim ama gerek yoktu" dedim. Onur sadece gülümsemişti.
Laren'in evinin olduğu kata çıkmıştık. Kapının önünde gördüğümüz manzara bir hayli komikti. Anlaşılan Koray şakasında başarılı olmuştu. Laren Koray'a vurup duruyordu. Koray "1 Nisan şakası adettendir kızım vurma ya diyordu." Pera şok olmuş biçimde bir Laren'e bir Koray'a bakıyordu. Ardından bizi fark ettiler. Laren hemen doğruldu ve "Aaa hoş geldiniz." Diyerek gülümsedi. "Hoş bulduk." dedik. "İsterseniz içeri geçin biz hemen hazırlanır çıkarız." İçeri geçtik. Koray mutfağa su içmeye gitti. Kızlar Laren'in odasına hazırlanmaya geçtiler. Ben ve Onur da salona geçtik.
Koray söylene söylene yanımıza geldi. "Ya alt tarafı şaka yaptım ölmekten beter etti beni eli de çok ağır vicdansızın " "Bu zamana kadar ders almaman hata kardeşim." "olsun onun o sinirlenince ki halini görmek güzel hem hıncını benden çıkarması iyi gidip başka birine sinirlenip bizi polislik etmesin yeter." İçimden bunun daha önce gerçekleştiği düşüncesi geçiyordu ki Laren " Eğer o hikâyeyi anlatmaya kalkarsan seni az öncekinden de beter döverim." diye seslendi. Onur'a kaş göz yaptım ama başını sağa sola salladı bende önüme döndüm.
Kızlar hazırlanıp geldiler ve yola çıktık. Önce oyuncak mağazasına gidip çocuklar için hediyeler seçtik. Ardından etkinliğin düzenleneceği yere gittik. Yetimhane beklediğim daha büyüktü. Bahçesi de öyle. Balonlar ile etraf süslenmişti. Birkaç yere de oyun alanları yapılmıştı. Yerde bir bölümde seksek için çizimler vardı. Onun yanında da park vardı. Çocukların büyük çoğunluğu parkta oynuyordu kalanlarıysa ip atlıyor, balonlarla oynuyordu.
Yanımıza 40lı yaşlarda uzu boylu, küt saçlı, saçlarıyla ayı renk gözlere sahip bir kadın yanaştı. "Merhaba siz dernekten gelen gönüllü grup olmalısınız ben yetimhanenin müdürü Reyhan. Aaa bir sürü de hediye getirmişsiniz. " Onur cevap verdi.
"Merhaba Reyhan Hanım evet biz gönüllü grubuz. Hediyeler sorun olmaz değil mi?"
"Hayır, sorun değil bugün etkinlik olduğu için hediye kabul ediyoruz ama normal zamanda yasak oluyor."
"Anladım peki şimdi ne yapmamız gerekiyor?"
"Çocukları eğlendirmek dışında bir şeye ihtiyacımız yok. Zaten hepsi palyaço gördüğü için heyecanlı onları yanıma çağrıyım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLA BENİ
Ficção AdolescenteBu hikaye Merve'nin hikayesi... Merve, anne ve babasını -onu en iyi anlayan kişileri- kaybetti. Anne ve babasının vefatından sonra konuşmamaya başladı. Yıllarca onu anlayabilen birini aradı ama 8 yılın ardından onu anlayan kimse çıkmadı. Merve 18 ya...