Gizemli Köy [Minsung]

10

Lavabodan çıktığımızda herkes bir yere toplanmıştı, ne olduğunu sorduğumuzda ise Jisungun taburcu olup ofise geldiğini söylemişlerdi.

Bizde yalandan geçmiş olsun demek için kalabalığın arasına karışmıştık.

Kalabalık dağıldığında ise Jisungun yanına gitmiştik.

"Geçmiş olsun Jisung, galiba video sırasında bir kaç sorun yaşanmış."

"Evet, maalesef ki öyle şeyler oldu. Sizde yeni gelmişsiniz galiba?"

"Hmhm, yeni geldik."

"Peki, kolay gelsin."

Diyerek Beomgyu'nun yanına gitmişti.

Han Jisungdan...

Beomgyu'nun yanına giderek üzerine atlamıştım.

"Soobin nerde? Jeonginleri ikna ettim. Büyük, orta ve küçük yarışması çekicez."

"Soobin, Jennienin videosunu çekiyor. Mezardan son çıkan kazanır videosu olduğu için bayağı uzun sürer o yüzden sen yeni gelenlerden rica et bence."

Başımla onaylayarak Felix'in yanına gittim.

"Felix, sen yeni gelen çocuklara video çekmemize yardım etmelerini söyler misin? Lütfen!"

"Tamam, tamam hadi git ben onları çağırırım."

Hemen odaya giderek bir kaç şeyi hazırlamıştık, Felix oynamayacağı için sunuculuk gibi birşey yapacaktı.

Seungmin, ben ve Jeongin.

Bu şekilde dizilmiş Minho adlı çocuğun videoyu başlatmasını bekliyorduk.

Videoyu başlatdığında küçük bir giriş faslından sonra ilk kartları seçmiş yemeklerimizi bekliyorduk.

Seungmine büyük, Jeongin'e küçük, bana orta gelmişti. Sonunda yemeklerimiz geldiğinde ne olduğuna bakmıştık.

Maalesef yemek değil fındık gelmişti...

"Burda bana bir göndermemi var acaba Felix bey!?"

Felix'e seslendiğimde sırıttığını fark etmiştim, orrr-man çocuğu seni...

"Jisung'a sincap muamelesi yaptığı için şimdi Jisung onun hayat hikayesini falan anlatırır aman."

"Yapcam ki zaten Seung, gel lan buraya! Sen şu masaya bir otur tavuk yemi getirmezsen piçim!"

Zar zor olsada Felixi getirtdiğimizde zorla kucağıma oturtmuştum.

"Senin annenin anlattığı kuzen olayını anlatsana, yoksa ben anlatırım."

"Karşılığında ne vercen?"

"Gece odamda hallederiz."

"Bu bir seks teklifimiydi?"

"Yok be! Seni gece tutup zorla gizemli köye götürüp bırakcam orda."

"Korkmam ki."

"Kim ona ilk ağladığını söylemek ister?"

"Ben söylerim hyung!"

"Öf tamam be, susun anlatıyım. Sizde o sırada fındıklarınızı zıkkımlanın."

Hepimiz onaylayınca kucağımdan kalkıp seungminle benim arama girmişti.

"Şimdi 1970 veya 1960 yıl arası benim teyzem o zamanlar bir hastalığa sahipmiş, sonra bu bir şekilde atlatmış. Kocası ise şifacı olduğundan dolayı kimse birşey dememiş, zaten hastaykende hamileymiş falan filan."

"Eee?"

"Bölme beni Jeong."

"Tamam hyung sustum."

"Sonra işte bunun oğlu büyüyor falan ama bunların birde üvey oğluda var, neyse bunlar bir ara bir çiçek mi arıyormuş ne. İşte çiçeği bulunca eve dönmüşler. Kadını ölmüş bir şekilde bulmuşlar sorduklarında ise kimseyede birşey dememiş ailesi, bir kaç gün sonra şifacı ölü bulunmuş ama kuzenlerim ortalıkta yokmuş."

"Gizemli köyün olayına benziyor birazcık."

"Aynen, ayrıca kimsenin aklına takılmasın diye anneannem çok erken doğum yapmış. Ama niyeyse bir şekilde hamile kalmış ve 50 yaşında annemi doğurmuş, annem büyümüş falan derken 30 yaşında beni doğurmuş. Bizim çekirdek aile biraz değişik siz kafaya takmayın."

Hepimiz Felix'in dediğine gülerek fındıklarımızı yemeye devam etmiştik, benimki bitince Seungmine bakmaya başlamıştım.

Seungminde fındıkları bitirince konuyu kapatmıştık, şimdi ise içecek turuydu.

Seçtiğimizde yine önceki tur ile aynı gelmişti. Şimdiden bile kendimi doymuş hissediyordum, hepsi göt Felix'in suçu.

"Yaptığım diyetler yüzünden vücudum bir bir şuan bana küfür ediyor, çünkü bu videodan sonra ağır bir diyete gireceğimi biliyor. Of ya!"

"Ya bişi olmaz, bizim evdeki spor salonunu kullanırsın falan hemen zayıflarsın. Zaten zayıfsın ki!"

Biz gözlerimiz kapalı sohbet ederken Felix ve başka biri içecekleri getirmişti.

Gözlerimizi açmamızı söylediklerinde açmıştık.

"Vişne suyu mu? Sevmem ya hiç!"

Seungmin isyan edince güldüm.

"Bende çok fazla sevmiyorum, miğdemi bulandırıyor."

"Ağlayın, bana küçük geliyor."

"Senin gibi mi yani salçalı ekmek?"

"Küçük olmayı ben seçmedim!"

Gülerek saçlarını okşadım.

"Tamam, tamam şaka yapıyorum sadece."

"Küçük bir yarışmaya var mısınız?"

"Yokuz Felix hyung!"

"Yatakta göstericem ben sana salçalı ekmek, neyse şimdi size vericeğim sürede bütün vişne sularını bitirmezseniz bir puanınız düşücek."

Onu onayladığımızda hemen bir tane meyve suyunun pipetini kutunun deliğinden geçirdim.

Felix 3'e kadar saydığında hemen pipeti ağzıma götürüp içmeye başladım.

Ağzıma gelen kan tadı ile kutuyu bırakarak sandalyeyi geriye doğru iterek ağzımdaki tüm kanı yere tükürdüm.

"Bunun içinde neden kan var!?"

Devam edecek...