23

124 21 4
                                        

1 Hafta Sonra

Hepimiz bütün eğitimlerimizi tamamlamıştık, ben ise özel gücümü kontrol etmeyi öğrenmiştim.

Son günlerde vampirlere veya iblislere inanan kötü düşünceli kişiler bizi öldürmek için iblis avcısı olmuşlardı.

Onları yok etmek için elimizden geleni yapıyorduk ama şuan bir kaç kişi elimizden kaçmıştı.

Eğer boyun kısmımızdan özel bir kılıç ile kesilirsem ölüyordum, yani ölümsüz değildim.

Sadece ben değil diğerleride öyleydi, nasıl oldu bilmiyoruz ama bir şekilde şüphelenmişler ve bir hafta içinde kılıç üretmeyi bulmuşlardı.

Tabiki biz o kılıcı yapan kişiyi ve kılıçların bir çoğunu ortalıktan kaldırdık, kılıcın yapım aşamaları olan kağıdıda tuzla buz ettik. Kopyaları vesaire dahil.

Elimdeki konsolun tuşlarına sertçe basarak Felix'i yenmeye çalışıyordum, şuan Felix ile oyun oynuyorduk.

Minholar sayesinde bu oyunun nasıl oynandığını öğrenmiştik, şimdi ise birbirimize meydan okuyorduk.

"Yenileceksin. Pes et Jisungie."

"Asla pes etmem Felix-shi."

"Görende sanar gerçekte vs atıyorsunuz."

Minho gülerek yanımıza gelmiş ve elindeki iki kan olan bardağı önümüze koymuştu.

"Boğazınız kurmuştur, alın için. En azından rahatlarsınız."

"Gerek yoktu teşekkürler."

Diyerek gülümseyip bardağı elime alıp içindeki kanı içmiştim, Felix de içince oyuna devam etmiştik.

O sırada Hyunjin yanımıza gelmiş Felix'e arkasından sarılmıştı.

"Sevgilim~ Benimle odaya gelsene, seni özledim~"

Hyunjin'in ses tonuna kıkırdayarak son kez Felix'e vurmuş ve oyunu kazanmıştım.

"Bana pes et diyene bak, yenildin canım. Daha sonra görüşürüz, kolay gelsin sizede!"

Diyerek televizyonun fişini çekmiştim, burası ormanlık alan olduğu için her an yağmur yağabilirdi.

"Sağol canım, sanada nasip olsun bu günler."

"İyiki vampiriz yoksa götümüzü hissedemicez."

Diyerek Felixle gülmüştük.

"Ben olsam şuan yürüyemezdim, benimkinin kasası çok sert ve büyük."

Felix'in dediğine gülerek kulağına fısıldadım.

"Bence o kadarda büyük değilde neyse..."

"DUYUYORUM!"

"Bir zahmetde duyma Hyunjin!"

Mükemmel acısız(?) gecemizden sonra anında iyileştiğimiz için acı çekmiyorduk, bu yüzden rahatdık.

Bu bilgiyi ise Felixden öğrenmiştim, bir kaç gün önce Hyunjin 'Felixle rüyamda sevişmişim!' diye ağladığı için Felix anlatmak durumunda kalmıştı.

Tabiki o gece inleme seslerini duymuştuk ama tepki vermemeye çalışmıştık, o kadar azmışlarki vampir olduklarını unutmuşlardı.

Tabiki bizim evde olduğumuzuda unutmuşlardı...

Seungmin ve Chan hyung yanımıza gelmişlerdi, onlarda bu süreçte flört ediyorlardı.

Seungmin yavaş ilerlemek istediği için şuan flörtlerdi.

"Selam! Ne yapıyordunuz?"

"Birbirimiz ile atışıyorduk Seungmin, siz ne yapıyordunuz?"

"Biraz araştırma yapıyorduk Jis, özel kılıçların yapımları durdurulmuş ama hâlâ bir kaç kişide varmış."

"İyi... Umarım bizi bulmazlar... Yeonjunlardan haber varmı?"

"Im... Bir kaç gündür haber yok, birazdan arayacağız zaten Minho."

"Peki Chan hyung, Onların başına birşey gelmemeli. Biliyorsunuz onlarda bizden."

Chan hyung başı ile onaylamıştı, aramızda minik bir sohbet ederken Jeongin kan içerek yanımıza doğru gelmişti.

"Günaydın hyunglar! Nasılsınız!?"

Jeongin hiperaktif bir şekilde etrafta zıplaya zıplaya dolanmış daha sonra ise hemen yanıma oturmuştu.

"Hiç öyle sohbet ediyorduk Jeongin sen ne yapıyordun yukarıda?"

"Valla hyunjin hyung, birşey yapıyordum desem yalan olur. Hiç birşey yapmıyor dinleniyordum. Niyeyse içimde bugün birşey olacakmış gibi bir his var."

"Birşey fark ettiniz mi?"

Seungmin aniden atılınca ona döndük.

"Jeongin son günlerdir cimrilik yapmıyor, bunun bir nedeni olmalı?"

"Harbiden lan, Jeongin az cimrilik yap."

"Peki... Ya Felix ve Jisung hyung siz niye onlara o kadar para verdiniz ki!? Küçücük birşeyler! Onlara para vereceğinize kendinize daha güzel birşey alsaydınız..."

Felix ile benim arkadaş bilekliğimi işaret ettiğinde ona side eye atıp Seungmine döndüm.

"Bence hiç cimrilik yapmamalıydı..."

Seungmin güldükten sonra Changbin hyunda sonunda geldiğinde sohbetimize dahil olmuştu.

Aniden insan kokusu almam ile ayaklanmıştım.

Herhalde bir insan buradan geçiyor yada bir hayvandan kaçıyor diye düşünsemde başka koku alamamıştım.

Umursamadan yerime oturmuş ve sohbete devam etmiştim.

Bir anda kesilme sesi geldiğinde ve canımın acıması ile şaşkınlıkla karşımdaki tanımadığım insana bakıyordum.

Sona geldiğimi anlamıştım, ölüyordum...

Devam edecek...

Gizemli Köy [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin