"Ulan pezevenk vursana şunu!"
Videolarımızı çekmek için oyun odasına gitmiş şimdi ise pubg oynuyorduk.
"Sus amına koyayım adamı duyamıyorum!"
Seungmin ile küçük bir atışmamızdan sonra oyuna devam etmiştik.
"Felix ne bok yiyorsun orada, gelsene!"
"Anırmayın ya! Hyunglar rahatsız oluyor olabilir."
"Diyet ekmeğim haklı, bağırmayın."
Kapı açıldığında tanıdık kokuyu aldığım için tepki vermeden oyuna devam ediyordum.
"Susadınız mı?"
"Hayır Minho hyung, susamadık. Yinede sorduğun için teşekkürler."
"Felix, sen susadın mı?"
"Hayır hyung, susamadım."
Başıyla onaylamış ve yanıma gelmişti, herhalde ne oynuyacağımıza bakacak diye beklerken aniden boynuma dolanan kollar ile duraksamıştım.
Seungminin sesini duyduktan sonra ise kendime gelerek oyuna devam etmiştim.
"Jisung hyung elindeki silahı verir misin?"
Jeongin ile silahlarımızı değiştirdikten sonra Felix aniden ayaklandığında Minho hemen arkamdan çekilerek Felix'in yanına gitmişti.
Hemen kulaklığımı çıkararak Felix'in yanına gitmiştim.
"İyi misin?"
"Kan..."
Felix'in dediği şey ile tamamen dönüştüğünü anlayarak mutfağa doğru koşmuştum.
"Hyunjin-ah! Kan getir acil!"
Hyunjin dediğimi duyduğu gibi hızla buz dolabından çıkardığı kavanozu bana doğru atmıştı.
Kavanozu havada yakaladığım gibi koşarak odaya girmiş ve kavanozun kapağını açarak Minho'ya uzatmıştım.
Aldığı gibi hemen Felix'e içirmeye başlamıştı, o sırada Hyunjin içeri girmişti.
"Ne oldu Felix'e!?"
"Sakin ol, sadece dönüşümünü tamamlaması için kan içmesi gerekti."
Minho'nun dediği şey ile Hyunjin rahatlayarak nefes vermiş ve Felix'in kanı bitirmesini beklemişti.
Felix kanı bitirdiği gibi Hyunjin onu kucağına alıp odasına götürmüştü.
Jeongin'e bilgisayarları kapatmasını vb. söyledikten sonra Seungmin, Minho ve ben salona gitmiştik.
"Kan isteyen var mı?"
"Hayır Seungmin teşekkürler."
"Rica ederim, neyse ben yinede kan getireyim."
Diyip mutfağa gidince Minho'yla yanlız kalmıştık.
"Eğitimin tamamlandı sayılır, yarın sadece form değiştirmede yardımcı olacağım."
Başımla onayladıktan sonra aniden kapıdan gelen ses ile koşarak oraya gidip kapıyı açmıştım.
Chan hyung nefen nefese Changbin hyungu kucağında taşıyordu.
"Kurtlar..."
Chan hyungun dediği şey ile uzaktan kurt sesleri duymuştum.
"Hemen içeri girin hyung."
Chan hyung içeri girdiğinde kapıyı kilitlemiş ve hızla panjurları kapatmıştım.
Panjurları kapattıktan sonra hızla camları kilitledim.
"Neler oluyo- Changbin!?"
Minho hızla Changbin'in yanına gitmişti.
Jeongin kan getirirken ben hemen bütün her yerin kilitli olup olmadığını kontrol etmiştim.
İçerisi karanlık olduğu için ışıkları açıp hemen yanlarına gittim, Seungmin Chan ile kaşlarını çatmış bir şekilde birbirleri ile konuşuyorlardı.
Jeongin kavanozdaki kanları Changbin'e içirerek yenilenmesine yardımcı oluyordu.
Hyunjin korkarak ve temkinli adımlarla yanımıza gelmişti.
"Kurtlar..."
"Biliyoruz Hyunjin, Felix'i hemen yanımıza getir. Birlikte olmamız bizim için çok önemli."
Chan hyungun emri üzerine hemen gitmişti, Changbin kendini yenilediğinde hepimiz salonun koltuklarında oturmuş birbirimize bakıyorduk.
"Kurtlar neden size saldırdı?"
Felix'in sorusu ile Chan hyung konuştu.
"Kurtlarda bizim gibidir, babamın eskiden şifacı olduğunu biliyorsunuz. Babamın tek hastası biz değil, o kurtlardı. Onlara bir ilaç yaptı ve onlarda yarı kurt oldular."
4ümüz şaşkınlıkla ona bakarken konuştum.
"Peki neden size saldırdılar?"
"Eskiden babamın hastasının ailesi kurtlar tarafından öldürülmüş, tabi babamda onları kurda dönüştürünce sinirlendiler. Babamdan tek kalanlar biz olduğumuz için intikam almaya geldiler."
"Peki, kaç kişilerdi?"
Seungmin'in sorusu ile Chan düşünmeye başlamıştı.
"28 olmalı, onlarda insan gibi üreyebiliyorlar ama bizim gibi ölümsüz değille-"
Panjurun gürültülü çarpma sesi geldiğinde çığlık atmıştık.
"Sakin olun, onlar bizim gibi çok iyi duyabiliyor ve koku alabiliyor."
"Chan hyung, parfüm işe yarar mı?"
Jeongin'in mantıklı sorusuyla hemen Chan'a dönmüştüm, eğer onay verirse Felix'in en ağır parfümlerini getirebilirdim.
"Çok ağır bir parfüm olmalı, ama bizi tanıyorlar. İşe yaramayacaktır."
İçimden küfür ederek Minho'nun yanına gittim.
"Ne yapıcaz şimdi?"
"Onlarda bizim gibiler, yarı insan ve kurtlar biz kan içiyorsak onlarda eti seviyordur. Tuzak kurabiliriz ama çok uzun sürer... Chan ne yapacağız?"
"Kulak zarlarını patlatsak?"
Changbin'in dediği şey ile hepimiz ona döndük.
"Çığlığı çok yüksek sesli olan birtek Jeongin var, biz uzaktan onu korurken o da bir kurdun dibinde çığlık atar. Olmaz mı?"
"Olabilir ama Jeongin, yapabilir misin?"
"Bana kan verseniz yeterli olur Seungmin hyung."
Jeongin için endişeleniyordum, o daha bizim gözümüzde bebekken onu kurtların eline bırakacaktık...
Devam edecek...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Köy [Minsung]
FanfictionJisung arkadaşları ile birlikte ofiste toplanarak video fikri düşünürken Felix ise eski olaylara dayalı bir video fikri bularak arkadaşlarına danışmıştı, arkadaşları ise kabul edince birlikte 'Gizemli köy' adında bir köye giderek aksiyon dolu yeni b...