Herhangi bir eve doğru ilerlerken niyeyse azar azar kan kokusu gelmeye başlamıştı.
Önceki evden üzerimize sinmiştir diye birşey dememiştim.
"G-gördünüz mü!?"
Felix'in dediği şey ile hepimiz ona döndük.
"Oradaki şeyi gördünüz dimi!?"
Hemen yanına giderek Felix'e sarıldım.
"Tamam, tamam sakin ol. Oradan birşey geçmedi tamam mı? Belki kedidir hm?"
Başıyla onaylamıştı, soobin etrafı çekerken gözüm oraya takılmıştı.
Bizimkiler beni, Felix'i ve Soobin'i geride bırakmışlardı. Şuan ise etrafta gözükmüyorlardı.
"Kaybolduk..."
"Sikeyim! Felix elimi tut."
Felixden ayrılarak elini tuttum ve birbirine kenetledim.
"Soobin hadi gel gidiyoruz, onları bulmamız gerek..."
Başıyla onaylayınca yürümeye devam ettik, bizim yürüme seslerimizden başka bir ses yoktu.
Bir çığlık sesi geldiğinde koşarak oraya doğru gitmiştik.
Bir tane evin içinden ses geliyordu, oraya ulaştığımızda kapıyı açmaya çalışsamda olmuyordu. Kilitlenmişti.
"Sakin olun! Endişelenmeyin kırıcaz kapıyı! Kai silahını kullansana!"
"Kai baygın!"
Jeongin'in dediği şey ile duraksadım, Felix'in elini bırakarak kapıya tekme atmaya başladım.
"Kapının arkasında biri varsa çekilsin! Felix gopronu ver!"
Felix goprosunu uzatınca alıp son kez şansımı denemiş ve tekme atmıştım.
Kırılmayınca elindeki goproyu kilide sertçe vurmaya başladım.
"Felix büyük bir taş bul, hemen!"
Tekrar bir çığlık sesi duyunca duraksamıştım.
"Ne oluyor orada!"
"Camın önünde birisi var bizi izliyor!"
Soobin'e döndüm.
"Hemen ekibi ara, birisini göndersinler."
Goproya daha fazla zarar vermemek için cebime koymuş ve Felix'in getirdiği taşı alarak kilide vurmaya başlamıştım.
"Tamam sakin olun, cama yaklaşmayın."
Cam dediklerine göre şuan o kişi bize yakındı...
"Telefon çekmiyor Jisung."
"Doğru ya! Hangi kafamla ara dediysem zaten!?"
Sonunda kilit kırıldığında hemen kapıyı iteleyerek içeri girdim.
Hızla Seungmin ve Jeongin'e sarılmıştım, Kai ise ayılmıştı.
"İyi misiniz?"
Cama baktığımda kimse yoktu.
"Evet... İyiyiz..."
"Neyse herkes iyiyse hadi çıkalım, kiliseye girdikten sonra gideriz."
Felix'in dediği şey ile onaylayarak Jeongin ve Seungminden ayrılıp evden çıktık, Beomgyu artık kamera arkasında durma kararı almıştı.
Kiliseye doğru ilerlerken Soobin bizi güldürmeye çalışıyordu.
"Şimdi şurdan bi köpek çıkıp bizi kovalasa nasıl gülerim varya off çok iyi olurdu."
"Keşke dediğin gibi olsada daha sonra senin götünü ısırsa Soobin."
"Umarım dediğin gibi olur Jisung."
"Bu malın 'Yoo senin götünü ısırsın.' gibi şeyler demesi gerekirken salak gelmiş diyorki; 'Umarım dediği gibi olur Jisung' anan olsun anan Soobin!"
"Bir an Soobin yerine sabun diceksin diye çok korktum."
"Hiç aklıma gelmemişti Felix çok teşekkür ederim, artık ben bununla yirmi yıl sabun diye dalga geçerim."
"Felix şurdan bi çıkalım papatya tarlasını sana sokucam, kesin bizde Yeonjun gibi kaybolucaz ama hadi hayırlısı."
"Olm sen niye harbi niye papatya çayı getirmek istedin ki?"
"Ya Jeong şimdi Yeonjun papatya çayını çok seviyor biliyorsunuz, belki bizde kayboluruz da Yeonjun'un yanına gideriz diye demiştim. Sonuçta onun yanına gidersek papatya çayını içebilir. Değil mi?"
"Bu çocuk bazen biraz(?) mal birazda zeki oluyor."
"Seungmin'e katılıyorum."
"Sen sus lan cimri!"
"Ya olm onu bunu boşverinde cidden şu konu hakkında şaka yapmayın, belki ciddi birşey olmuştur? Ölen adamın arkasından şaka yapılır mı salaklar!?"
Beomgyu'nun mükemmel(?) uyarısı ile hemen susmuştuk, hepimiz yürürken bir anda Seungminin durması ile ona döndüm.
"Ananı sikeyim! Hamam böceği var!"
Seungmin kucağıma atladığında düşmemesi için bacaklarından tutmuştum.
O bir böcek görünce hep böyle olurdu zaten... Şimdi inmezdide kucağımdan!
"Tamam, birşey yok gidebiliriz."
Diyerek kiliseye doğru yürümeye devam ettim.
İlerlerken birbirimiz ile sohbet ediyor ve eski konuları açıyorduk.
"Peki Jisungun yanlışlıkla boğulması? Keyifle izlemiştim."
"Seni bi salçaya bandırmamız gerek bebek ekmek."
"Yok, hiç gerek yok salçaya falan. Otur oturduğun yerde hyung."
"Afferim böyle olucaksın bana karşı."
Bize küçük bir eğlence çıksın diyerek elimi Seungminin kalçasına götürüp sıkmış ve bir kez vurmuştum.
"Şunun kalçalara aşığım ya! Çok iyi değil mi sizcede?"
"Ayıp olmasa gece tutup sikicem Jisung, o kadar güzel yani. Hatta üçlüde yaparız sorun değil benim için."
Beomgyu dalga geçtiğinde gülmüş ve Seungminin bacaklarından tutmaya devam etmiştim.
"Of Jisung ya! Birdaha kalçalarıma haber vermeden dokunma."
"Tamam, tamam dokunmam merak etme."
İlerlemeye devam ederken saçımla oynadığı için saçlarımı geriye doğru atmaya çalıştım.
"Boş yapmayın, kiliseye yaklaştık."
Soobin'in uyarısı ile başımızla onayladık.
Devam edecek...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Köy [Minsung]
Hayran KurguJisung arkadaşları ile birlikte ofiste toplanarak video fikri düşünürken Felix ise eski olaylara dayalı bir video fikri bularak arkadaşlarına danışmıştı, arkadaşları ise kabul edince birlikte 'Gizemli köy' adında bir köye giderek aksiyon dolu yeni b...