18

166 25 9
                                        

"Dönüşüm derken?"

Anlamsızca Minho'ya bakarken sırıtmış ve dibime gelerek çenemden tutup başımı kaldırmıştı.

"Sende bizim gibi kan emici olacaksın, Yeonjun gibi..."

"Birisi bana mı seslendi!?"

Tanıdık olan sesi duyduğumda şaşkınca merdivenlerden inen çocuğa baktım.

"Yeonjun..?"

---

"Oha... Yani Minho yanlışlıkla Jisung'a zehrini akıttığı için Jisung vampir mi olacak?"

"Beomgyu, sen mal mısın? Yeonjun canlı kanlı bizimle konuşuyor bu hâlâ Jisung diyor!"

Soobin Beomgyu'ya vurduğunda Beomgyudan gelecek espriyi bekliyordum.

"Tüh ya... İnsan bir haber verir Taehyun! Bu çocuk papatya çayısız mı kalsın!? Yeonjun üzgünüm kardeşim papatya çayı getirmeyi unuttum..."

"Olm sus bak bunlar bizi siker, az ciddi ol."

"Yah! Sende onlar gibisin Jis! Bu durumda... Beni sen mi sikicen Jisung?"

"Tanrım sen sabır ver!"

Minholar herşeyi bize anlatmışlardı, hatta şehire geri dönersem katliyam yaşatabileceğimi söylemişlerdi. Bu yüzden burada onlarla kalmalıymışım.

Diğerleri ise bu duruma çok şaşırmışlardı, hatta Minho dönüşümümü kolay geçirebilmem için bana kan içirmişti.

Bende tabiki içmiştim, baya hoşuma gitmişti tadı.

Hepsi olayı anlatırken dönüşüm geçirmişlerdi, bu yüzden görünüşleri değişmişti.

Daha çok beyaz tenli olup saçlarının rengi değişmişti, gözler dahil.

Chan hyung siyah saçlıyken sarı kıvırcık saçlı olmuştu, göz rengi hepsininki gibi kırmızıydı.

Minho'yu zaten görmüştük, Hyunjin ise sarı saçlı birinden siyah saçlı kırmızı gözlü birine dönüşmüştü.

Changbin siyah saçlıyken saçlarının arasına yeşil tutamlar eklenmişti, gözleri tabiki kırmızıydı.

Diğerleri ise insan hallerinden tek farkı olarak göz renkleri kırmızı olmuştu.

Acaba kendi görünüşümle mi kalacağım yada saç rengim değişecek mi diye düşünmeden edememiştim.

"Şimdi birşey diyeceğim... Siz hepiniz vampirsiniz, ya bir gün dayanamayıp bize saldırırsanız?"

Jeongin'in mantıklı sorusu ile saçlarımı geriye doğru atmıştım.

"Sonuçta bende vampir olacağım, bu yüzden sizi korurum."

"İşte tam olarak sorduğum bu! Bizi koruyacağında hiç şüphem yok hyung ama birgün ya saldırırsan?"

"O zaman sizde benim gibi vampir olun..?"

Hepsi bir anda bana dönünce omuz silktim.

"Bizim insana dönüşme gibi bir durumumuz yok, bari onlar vampir olsun. Hem... Sonsuza dek birlikte yaşayabiliriz..?"

"Ah, siz sohbet edin. Ben Soobin'i kaçıracağım bir süreliğine."

Yeonjun Soobin'in elinden tutarak koşup dış kapıya doğru ilerlemişti, Beomgyu ve Taehyun ise balkona çıkmıştı.

"Peki o zaman... Ben Jisung hyungum ile ayrı yaşayamam, bende onun gibi olmak istiyorum."

Jeongin'in ani isteği üzerine şaşırarak ona bakmıştım.

"Beni dönüştürebilir misiniz?"

Masum sorusu üzerine Changbin ayaklanmıştı.

"Emin misin? Ona göre seni ben dönüştürebilirim."

"Evet eminim..."

Jeongin ayağa kalkarak Changbinin önünde durmuştu.

"Nasıl yapacaksan yap hemen bitsin."

"Changbin tüm kanını iç, Minho gibi bir salaklık yapma."

Chan'ın uyarısı ile Changbin onaylayarak Jeongin'in şah damarına yaklaşmıştı.

Dişlerini şah damarına geçirdiğinde aldığım kan kokuları ile titremeye başlamıştım.

Jeongin'in küçük inlemeleri bana çığlık gibi gelirken Chan, Hyunjin ve Minho hemen ayaklanarak yanıma gelmişlerdi.

"Dönüşümü tamamlamış?"

Hyunjin'in dediği şey ile anlamsızca ona bakmıştım.

"Sol gözünün altındaki işaret..."

Chan'ın konuşmasıyla Minho'ya bakmıştım, şimdi ben onunla aynı bir işareti mi taşıyordum?

Gözümün önüne düşen mavi teller ile saçımın mavi olduğunu fark ettim, muhtemelen şuan gözlerim kırmızı olmuştu.

Tek sorunumuz benim açlıktan titremem ve Seungmin ile Felix'e bakarak onların kanını içme düşüncesiydi.

"Jeongin'in kanı onu tetiklemiş olmalı, Hyunjin çabuk buzdolabından kan getir!"

Hyunjin kan getirmek için mutfak olduğunu bildiğim yere doğru koştu, arkasından ise Felix gitmişti.

Changbin kucağındaki Jeongin ile bize doğru adımlamıştı.

"Hyung, Jeongin'i kendi odama götürüyorum."

Chan onayladığında Seungmin onları ittirmiş ve karşıma geçerek ne ara uzadığını bilmediğim tırnaklarımı koluna batırmıştı.

Aldığım kan kokusu ile gözlerim kana kitlenmişti.

"Seungmin canına mı susadın!? Ya sana saldırırsa!?"

Chan bağırarak uyardığında Seungmin sakin sesiyle cevap vermişti.

"Eğer dayanıklıysa saldırmaz, sizde öyle."

"Ama böyle yaparak onu delirtirsin!"

"Umrumdamı? Onu dönüştürmeden önce düşünecektiniz."

Chan Seungminin kolundan tutup kendine doğru çektiğinde açlıkla etrafıma bakmıştım, yavaşca ayağa kalkarak mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştım.

Mutfağa girdiğimde Hyunjin'i duvara yaslayıp dudaklarına yapışmış bir Felix görmeyi beklemiyordum.

Hyunjin'in elinde ise kan vardı, hızlı adımlarla Hyunjin'e doğru ilerleyerek elindeki kavanozu alarak kapağını açıp bardağın içine kanı dökerek içmeye başladım.

Kapı açılma sesi geldiğinde hem kanı içiyor hemde onları dinliyordum.

"Biz başka yere taşınmaya karar verdik Chan hyung..."

Devam edecek...

Gizemli Köy [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin