7. BÖLÜM

18 3 0
                                    

Balet kıyafetlerini giymişti, ısınma hareketlerini yapan diğer kişilerin arasından sıyrılıp Beste'yle benim olduğum tarafa doğru geldi.

"Selin, dün gelmedin bir terslik yok değil mi?" diye sorduğunda Beste gözlerini devirmiş, sert hareketlerle ısınma çalışmasını yapıyordu. Sanki Çağlar'a beden diliyle ondan ne kadar haz etmediğini göstermeyi kafasına koymuş gibiydi.

Aynanın önünde ki demir çubuğa tersten tutunup, arkamı dönmüş sırtım için esneme hareketleri yapıyordum. "İyiyim,' dedim başımı sağa dola hafifçe sallayarak. "Bir sorun yok, sadece ayaklarımı fazla zorladım."

Sıkıntıyla üfleyip, ellerini uzun saçlarının arasından geçirdi. "Kendine hiç dikkat etmiyorsun Selin."

"Özür dilerim annecim," dediğim de Beste'nin kendi içinde patlayan kıkırtısı kulağıma doldu. Çağlar'la bakışlarımız ona direkt ona dönmüştü. Bıyık altından gizlemeye çalıştığı, gülümsemesi fark ediliyordu. Çağlar ona dik dik bakmıştı ve biliyordum ki Beste'ye kesinlikle bir şeyler söyleyecekti.

"Normalde, umrumda değilsin ama insanlık görevi olarak sana da sorayım, nasılsın Beste?" Yüzünde onu bozmaya çalışmanın verdiği gereksiz bir keyif vardı.

"Çağlar," diyerek araya girmeye çabaladım ama beni görmezden geldi. Beste dik duruşunu bozmadan, hatta yönünü bile dönmeden aynadan sadece Çağlar'a göz ucuyla bakmıştı.

"İnsanlık görevinin sana düştüğünü öğrenene kadar çok iyiydim."

"Bu kadar nezaketten yoksun olmana gerek yok."

"Seninde bu kadar çabalamana gerek yok, ne yaparsan yap üzerinde sırıtıyor," dediğinde Beste'nin yüzünde ki alaycı gülümsemesi daha da genişlemişti.

Çağlar hafif bozulmuş bir ifadeyle yanımızdan ayrılıp başka bir şey söylemedi. Bir süre sonra ise, sınıfa sivri topuklarının sesini kendisinden önce duyduğumuz bale hocamız; Madam Anastasia Romanova kapıyı açıp içeri girmişti. Onu görür görmez hepimiz bir sıraya girip saygıyla eğilme selamımızı vermiştik. Siyah çorabı, siyah topuklu ayakkabısı, siyah kalem eteği ve beyaz gömleğini giymişti. Gömleğinin kolları yukarı doğru kıvrılarak sıyrılmıştı. Elinde ki ince sopasını parmakları sıkıca kavrıyordu. Sarı saçları, her zaman olduğu gibi ensesinde sıkı bir topuz olarak toplanmıştı.

Kapıyı arkasından kapatmış, ağır adımlarla salonun ortasına gelip hepimize göz ucuyla bakmıştı. Fazlasıyla uzun boyu hepimizin önünde bir büst gibi dikiliyordu. Genç değildi, ama yüzü o kadar diri ve gergin duruyordu ki kendi yaşından oldukça genç gözüküyordu. Onu gören kimse elli'li yaşlarında olduğunu düşünmezdi.

Kırık ve sert türkçesiyle "Sizleri böyle hazır görmek güzel, o zaman vakti fazla geçirmeden derse başlayalım. Barlara!" diyerek talimat verdiğinde hepimiz aynaların önüne geçip, demirlere tutunup sadece karşıya doğru bakarak bekledik. Arkadan müziği başlatıp, tekrar salonun ortasına doğru gelmişti.

"Pliye," dediğinde hepimiz dizlerimizi bükerek aşağı inip kalkmaya başlamıştık. Belirli bir yerden başlayarak hepimizi elinde ki ince siyah çubukla tek tek izlemeye başlamıştı. Elinde ki çubukla direkt olarak temas etmeden, bize hareketi yanlış yaptığımız bölgeyi gösterirdi.

Ben harekete odaklandığım için, sadece kendisinin sesini duyuyordum. Karşımda kalan duvarda ki aynadan baktığımda ise tek tek her öğrenciyle ilgilendiğini ve hatalarını çubukla gösterdiğini gördüm.

Bir erkek öğrenci yere çömelirken, çubukla poposuna hafifçe dokunmuş "Popo içeri," diye talimat vermişti. Diğer bir kız öğrencinin sırtına ve omuzlarına hafifçe dokundu. "Sırt dik, omuzlar geri. Omuzları arkaya atacaksın, kanat gibi gereceksin,"

Geriye doğru eğilmeye başaldığımız bir pozisyonda yanıma doğru yaklaşmış ve beni dikkatlice izlemişti. Elinde ki çubuğu bel oyuntuma yerleştirip "Geri," dediğinde kendimi iyice eğmiştim.

"Eğil, biraz daha, biraz daha, iyice eğil," her verdiği talimatta daha geri yatmıştım. Sanki vücudum sonsuza kadar büküle bilirş gibiydi. Neyse ki sonunda tatmin olmuş bir şekilde "Güzel," diyerek yanımdan ayrılmıştı. Herkesi teker teker inceleyip hatalarını gösterdikten sonra, salonun ortasına geçip "Grand pliye!" diyerek bağırmıştı.










ARGOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin