Jeon Seoyon

75 8 0
                                    

*Tarih 16\06\1977*
*Kim Minjie'nin ağzından *

Tam beş yıl olmuştu. Yaşadığım mutluluğun kabusa dönmesini tam beş yıldır atamıyordum içimden. Kalbim sızım sızım sızlıyordu her defasında. Aklıma geldikçe delirecek gibi oluyor, göz yaşlarımı tutamıyordum. Yıllardır kurduğum hayaller gerçekleşmek üzereyken dikkatsizliğim yüzünden yaşadığım kayıp kalbimi paramparça ediyordu. Nefes alamayacak hale geliyordum.

1826 gündür yaşayan bir ölü gibi geziyordum. Bu süreçte asla yanımdan ayrılmayan, her zaman yanımda olan sevgilim, hayatımın anlamı, tek yaşam kaynağım olan adam Hyunho'm sayesinde birazda olsa tutunmuştum hayata. Kalbim her an onun varlığı için atmıştı. Onun için yaşamayı bırakamıyordum. Her şeye rağmen yüzümü gülümseten, bu kabusu yaşamaya değer kılan birtanem sayesinde yaşıyordum.

Kafamı omuzuna yaslamış, birbirine karışan dalgarı izliyordum. Elleri ellerimin arasında, baş parmağı elimin üzerini okşuyordu. Bu hareketi hep yapardı. Çok severdim, huzur bulurdum. Gerçi onun her hareketi huzur kaynağımdı. Kokusu burnumun dibinde, deniz ve sigara ile karışık bir şekilde hissediliyordu. Kokusunu çok seviyordum, deniz kokusu ile karışınca daha da lezzetli kokuyordu. Kokusunu içine çektikçe çekiyor, içimi huzula doldurmaya devam ediyordum. Yanımda kıpırtı hissettiğimde kafamı kaldırıp ona baktım. Bedenini bana doğru, hafifçe, çevirip gülümsüyordu. Ne olursa olsun bana gülümser, içimi ısıtırdı. Gülüşü bir kıkırtı olarak dudaklarından firar edince merakla gülümsemiştim.

"Biliyor musun? Son zamanlarda gazeteler hep cadılar hakkında haber yapıyor. Çok saçma değil mi? Kim inanır ki buna? Saçmalık. Hatta cadı diye ortaya atılan kadınları binbir türlü işkence ile katledip, yakıyorlarmış biliyo musun? Tanrım... İğrenç bir şey. "

"Ciddi misin? Ben inanırım! Düşünsene istediğin her şeyi tek bir hareket ile gerçekleştirdik biliyorsun! Mükemmel olurdu. Hatta! Düşünsene Kürt adamlar da gerçekmiş? Ne kadar da heyecan verici olurdu... "

"Yavrum böyle bir şey mümkün değil. Hepsi düzmece. İnsanları kandırıyorlar sadece. Evet söylediklerin gerçek olsa güzel olurdu ama maalesef ki imkansız. "

"Ne olurdu gerçek olsa... "

*Tanrısal bakış*

Hyunho ve Minjie çifti aralarında atışarak uzun ve eğlenceli bir sohbete dalmış onları dinleyen cadıdan habersiz bir şekilde eğleniyorlardı. Onları dinlerken sırıtan Jeon Seoyon derince bir nefes çekmişti içine. Ardından gözlerini kapatmış ve ellerini, dikkat çekmeyecek şekilde, kaldırıp melodik bir şekilde büyüyü fısıldamıştı. "Çok istedin Minjie, oğlun Gita olacak fakat ruh eşi onu öpmeyene kadar kurdu kendini asla belli etmeyecek. Sonra ise bütün Dünya'yı ele geçirecek." melodik bir şekilde fısıldamaya devam eden Seoyon kendini saklamak için harcadığı güç ve yaptığı zor büyü yüzünden yorgun düşmüştü. Neyse ki feromonları insanlar tarafından algılanamıyordu. Bu yüzden feromonlarını yaydıkça yaymıştı...

*şimdiki zaman*
*tanrısal bakış*

Saat sabahın altısında herkesi ayağa diken Hoseok yüzündeki maske sen kurtulmak için banyoya gitmişti. Diğerleri ise masada oturmuş onun gelmesini bekliyorlardı. Erken kalkma ve bakım konusunda kafayı bozan Hoseok, kendisi gibi onlarında önem vermesini istiyor ve onları buna zorluyordu. Masadaki herkes uyku sersemliği ile yerlerinde heykel gibi dikiliyor, bazıları ise yemek masasına kafasını dayayıp uyumaya devam ediyordu.

Yataklarında mışıl mışıl uyuyan Jungkook ve Bay Kim , sabah sabah Hoseok'un sesi ile uyanmayı beklemiyordu. Evin içinde ki seslerden uyanan Vay Kim, ona sıkıca sarılan minik beden sayesinde yerinden kalkamamış ve miniğine sarılmaya devam etmişti. Hoseok'un anı çığlığı ile minik beden uykusundan sıçrayarak uyanmış ve titreyen dudakları ile doğrulmuştu. Yumruk yaptığı ellerini gözlerine götürmüş, onları ovalamıştı. Ellerini indirmiş ve dolu gözlerini Bay Kim'e dikmişti. Onun bu korkmuş halini gören Bay Kim, kollarını minik bedene sıkıca dolamıştı.

Missing Child \taekook ||DÜZENLİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin